LOZAN’IN YILDÖNÜMÜNDE DEZENFEKTE EDİLDİ

LOZAN’IN YILDÖNÜMÜNDE DEZENFEKTE EDİLDİ
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin uluslararası hukuki temelini oluşturan antlaşmanın müzakerelerine 20 Kasım 1922’de İsviçre’nin Lozan şehrinde başlandı. 24 Temmuz 1923’e kadar geçen 8 aylık süre içerisinde çetin...

Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin uluslararası hukuki temelini oluşturan antlaşmanın müzakerelerine 20 Kasım 1922’de İsviçre’nin Lozan şehrinde başlandı. 24 Temmuz 1923’e kadar geçen 8 aylık süre içerisinde çetin müzakereler sonucunda imzalandı ve Sevr Antlaşması’nın yerini aldı. Anlaşma Sevr sonrası yoktan var edilen büyük bir zafer olarak yorumlanıyor.

BİR HALKIN TAPU SENEDİ

Lozan, 1912 ve 1922 yılları arasında 10 yıl süren önce Balkan savaşları ardından Dünya Savaşı ve ardından Milli Mücadele ile bitap düşmüş bir halkın olabilecek tüm kozlarını ortaya koyduğu bir antlaşma olmuştur.
9 Eylül 1922’de İzmir’e girerek savaşa noktayı koyan Mustafa Kemal Paşa komutası altındaki ordu vazifesini yerine getirmiş geriye eli güçlü şekilde masaya yeniden oturarak devletin ve milletin geleceğini garanti altına almak kalmıştı.
Mudanya sözleşmesi ile Yunan ordusu Meriç nehrinin batısına çekildi ancak nihai bir barış anlaşması imzalanıncaya kadar Boğazlar çevresindeki Türk ve müttefik askerleri bulundukları yerleri terk etmedi. Yani eğer nihai uzlaşmaya varılmasaydı savaş kaldığı yerden devam edebilirdi.
Mudanya sözleşmesi ile Lozan görüşmelerinin başlangıcı arasında geçen 40 gün içerisinde ise saltanat kaldırılarak Osmanlı devletinin resmen sona erdiği ilan edildi. Yeni doğan Türkiye Cumhuriyeti devletinin ne kadar sağlam temeller üzerine inşa edileceği de Lozan’da belirlendi. Ankara hükümeti Lozan’a İsmet İnönü önderliğindeki heyetle katıldı.
Sevr ile karşılaştırıldığında Lozan’da elde edilen sonucun son derece açık bir zafer olduğu değerlendirilmektedir. Türk heyetinin yeterli diplomasi tecrübesinin olmadığı ve karşılarında İngiltere’nin, Fransa’nın en kurt siyasetçilerinin, ömrünü dışişlerine adamış diplomatların bulunduğu bilinen bir gerçektir.
Apoletlerini çıkararak Lozan’a giden 39 yaşındaki İsmet İnönü’nün omuzlarında sadece Misak-ı Milli değil, kapitülasyonlar, Osmanlı borçları, azınlıklar gibi genç cumhuriyet için daha birçok hayati konunun ağırlığı ve sorumluluğu vardı.
İsmet İnönü 1973’te TRT’ye verdiği bir demeçte ve hatıratlarında tüm tecrübesizliğine rağmen Lozan görüşmeleri sırasında oturma düzeninden açılış konuşmasına kadar her konuda yeri geldiğinde itiraz ettiğini ve beraberindeki uzmanlar heyeti ile müttefiklere karşı cephedeki savaşı adeta devam ettirdiğini anlatıyor.

Anıtkabir’i dezenfekte etmek için yıldönümünü seçtiler

Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) ve birçok sivil toplum kuruluşu, Lozan Antlaşması’nın 97. yıldönümü nedeniyle Anıtkabir’i ziyaret etmek istedi. Ziyaret saatinden yarım saat önce Anıtkabir dezenfekte edildiği gerekçesiyle kapatıldı.
Ankara’da Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) İnönü Vakfı, Birleşik Kamu İş Konfederasyonu, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, Eğitim İş, TESUD, Türk Hukuk Kurumu, Ankara Barosu, İstanbul Barosu, İstanbul Kadın Kuruluşları Birliği, Mimarlar Odası Ankara Şubesi ve Ankara Kent Konseyi temsilcileri Anıtkabir’i ziyaret edeceklerini duyurmuştu. Ziyaret saatinden yarım saat önce Anıtkabir dezenfekte edildiği gerekçesiyle kapatıldı.
Birleşik Kamu İş Başkanı Mehmet Balık, “Saat 11 itibariyle Anıtkabir Kovid-19 ilaçlaması nedeniyle kapatıldı. İçeri alınmıyoruz. ADD, Birleşik Kamu İş örgütler kapıda direniyoruz. Lozan Barış antlaşması bu ülkenin tapusudur” sözleriyle, duruma tepki gösterdi.