Meci ile yarınlara

Fındıklı sırtını Karadeniz’in yemyeşil dağlarına yaslamış, yüzü denize dönük çok güzel bir Karadeniz ilçesi. Köylerinde, dağlarında ne çok saklı cennetler barındırıyor. Yeşilin ve mavinin huzuru içinde 10 günlük festival etkinlikleri ile gelecek yerel seçimlere hazırlanıyorlar.  

Büyük usta Rıfat Ilgaz “Sen, öfkenle, hıncınla Karadenizlisin” dese de bizler Ercüment Başkan’ın sıcacık çağrısına ilgiyle, sevgiyle, coşkuyla gittik. 

Fındıklı Belediyesi’nin 2. Viçe Kitap Günlerine katılmak, ‘Cumhuriyet 100. Yıl Söyleşileri’ başlığı altında “kadın, siyaset, sanat”  konulu seslenişimi yapmak için Fındıklı’ya geldim.

Bugünlerde yeşilin her tonuna, maviye, fındık bahçelerinde, çay tarlalarında alın teri döken, yaşam mücadelesi veren kadınlara,  kadim dostlara, iyi yürekli Karadenizlilere  gereksinim duyduğum zamanlarda soluklanmak, buluşmak, tazelenmek çok iyi geldi.

Karadeniz’de halkla yürümek, halkla mücadele etmek, gerekirse bedelini ödemek isteyen bir yerel yönetim damarı hep olmuştur. Efsane belediye başkanlarından Fikri Sönmez, bunlara ne unutulmaz örnektir. 

Ercüment Başkan, genel seçimlerden yeni çıkan Fındıklı halkını kültürel etkinliklerle, sanatla soluklandırmak kavgayı değil umudu örgütlemek istiyor. Bu etkinlikleri ‘MECİ’ anlayışıyla yaşama dönüştürmenin kalıcı izlerini genç kuşaklara halkıyla taşıyor.

‘MECİ’ Lazca İmece demektir.

Biz gençlik yıllarımızda başkentin umutkondularında bunu halkımızla birlikte yaşama çokça dönüştürdük. İmece öyle geliştirici, dönüştürücü  bir dayanışma anlayışıdır ki izleri bir ömür sürer.

Söyleşim için Hayati Aykut Parkı’na gittiğimde bizi terk etmeye  hazırlanan güneş başka ülkeleri aydınlatmaya gidiyordu. Son ışıklarını üzerimize salıp “Hadi kadınlarla söyleşin” diye fısıldıyordu.

Söyleşinin moderatörü  emekçi  bir kadın Gönül Özmetin, emekçi kadınların heyecanı ve başarısıyla söyleşiyi kendine özgü yöneterek gönüllerimize aktı. 

Karadeniz’in yiğit kadınlarına konuşmak direnç tazeletti.

Zine kitabımdaki Fadime öyküsünde Karadeniz kadınındaki o yüreği görmüştüm. Balık ağları ören Fadime’ye evlenmeden önce eşi “Ben seni sevduğumi dünyalara bildurdum”  türküsü ile seslenirken, onu terk edip gittikten sonra bir kursa katılıp balık ağları örmeyi öğrenen Fadime, çocuklarını okutan, evinin ışığının sönmemesi için mücadele eden bir Karadeniz kadınıydı. Fadime, bir gün ansızın dönüp gelen eşine artık şu türkü ile değişimin ve dönüşümün önemli dinamiği olduğunu söylüyordu: 

 “Başumdaki yazmanın ben verdum parasunu!” 

Fadimelere selam olsun diyerek; Karadeniz’in, Fındıklı’nın kadınlarına Cumhuriyet’i var eden kadınları ve Cumhuriyet’le var olan kadınları konuştuk.

Kadının gücü ile sanatın gücünü birleştirerek siyasette başarılı olmanın formülünün sevgi ile sabır sözcükleri ile yaşam bulacağının altını bir kez daha çizdik.

Söyleşi sonunda etkinliğe gelen kadınlara, okurlara, dostlara kitaplar  imzaladım. 

Fındıklı’nın çalışkan, sevilen Ercüment Başkanı, eşi Nilgün Hanım’la ‘Meci’ eylemini başlatmak için fındık ayıklamaya gittiler. İki saatlik eylem sonunda yorgun ama mutlu dönerek, bizlere, “150 kişinin çoğunluğu kadınlar, emeklerine türküler katarak fındık ayıklamasını ‘Meci’ anlayışıyla dayanışma içinde yaptık” derken gözleri umutla doluydu.

Uçakta elimde Fındıklı belediye başkanının armağanı Metehan Cömert’in kaleme aldığı “Meci” kitabı ve Nuran Alptekin Kepenek’in “Bizum Cihan” kitabı ile gönül meclisime aldığım güzel insanlarla dönüyorum.

Varsıllığımı varın siz düşünün…

Fındıklı’ya veda ederken biliyorum. 

Fındık çiçek açmaz.

Fındığın çiçek açması olanaksızdır.

Fındık bahçelerinin kadınları, Fındıklı halkı, Fındıklı Belediye Başkanı Ercüment Şahin Çervatoğlu ile el ele çalışarak, olanaksızı olanaklı kılmak, Fındıklı’nın yüzünü değiştirmek için bu çalışmaları tutkuyla, sevgiyle, meci ile sürdürmek istiyorlar.

Umudu örgütleyenlere selam olsun!

Önceki ve Sonraki Yazılar
Yaşar Seyman Arşivi