Meclis gelen şehit haberleri gündemiyle toplandı

Meclis gelen şehit haberleri gündemiyle toplandı
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Numan Kurtulmuş'un açılış konuşması sonrası Milli Savunma Bakanı Güler'e sözü devretti. Güler, "Evet, Türkiye Suriye konusunda bedel ödemiştir. Ancak başarıyla gerçekleştirdiğimiz...
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Numan Kurtulmuş'un açılış konuşması sonrası Milli Savunma Bakanı Güler'e sözü devretti. Güler, "Evet, Türkiye Suriye konusunda bedel ödemiştir. Ancak başarıyla gerçekleştirdiğimiz operasyonlarla bölgede yaşam hem bizim hem de bölge halkının menfaatlerine uygun devam ediyor" dedi.  Dışişleri Bakanı Fidan ise; "Süleymaniye'ye yönelik yaptırımlarımıza rağmen KYB'nin PKK'ya müzahir tutumunu değiştirmezse daha ileri tedbirler almaktan tereddüt etmeyeceğiz" şeklinde konuştu.

Aralık ayında 12 askerin şehit olduğu terör saldırısı sonrasında CHP’nin Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler’in TBMM’yi bilgilendirmesi talebi kabul görmemişti. Ancak bu kez İYİ Parti’nin de talebi doğrultusunda Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler ile Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Meclis Genel Kurulu’nu terör saldırıları, sınır ötesi operasyonlar ve terörle mücadele konusunda bilgilendirecek.

Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, Kuzey Irak'a yönelik başlatılan Pençe-Kilit Harekatına ilişkin konuşuyor. İşte, Bakanın konuşmasından satırbaşları:

"Terörü kaynağında yok etme harekatımızı başlattık. Suriye hududumuzun yüzde 60'ını terörden temizledik. Evet, Türkiye Suriye konusunda bedel ödemiştir. Ancak başarıyla gerçekleştirdiğimiz operasyonlarla bölgede yaşam hem bizim hem de bölge halkının menfaatlerine uygun devam ediyor."

İlk kez 1990"lı yıllarda Kuzey Irak'ta PKK'ya yönelik sınır operasyonlar gerçekleştirilmiştir. Geçmişte sınırlı, hedefli ve süreli askeri harekatlar bugün yerini sürekli ve kapsamlı operasyonlara bırakmıştır. Terörün kaynağında yok edilmesi kapsamında Irak'ın Kuzey'indeki operasyonlarımız başlatılmıştır. TSK tarafından başlatılan Pençe-Kilit operasyonu önemli kazanımlara ulaşmamızı sağlamıştır. Üs bölgeleri stratejileri sayesinde 300 km'lik güvenli hat oluşturduk. Irak sınırımızın güvenliği tesis edilmiştir. Aralarında PKK'nın üst düzey yöneticilerinin de olduğu çok sayıda kadro etkisiz hale getirilmiştir.

"Artık yurtiçinden şehit haberi gelmiyor"

Bugün artık yurtiçinden tek bir şehit haberi gelmiyor. Bu da terörü kaynağında yok etme stratejimizin başarısını gösteriyor.

Hakkari ve Şırnak'ta huzur ortamı tesis edilmiştir. Teröristler temizlendikçe bölge yatırımcılar tarafından cazibe merkezi haline gelmiştir. Türkiye'nin en zengin petrol rezervlerine sahip Gabar'da petrol çıkabiliyorsa, Hakkari'nin yaylalarında festivaller yapılıyorsa bu askeri başarımızdır.

Bu başarılar tesadüfen elde edilmedi. Kahraman Mehmetçik zorlu arazilerde milletimizin huzuru için kararlılıkla mücadele ediyor. Bu vesileyle ifade etmek isterim ki üs bölgelerimize gerçekleştirilen saldırıların tamamına yakını engellenmiştir. Üs bölgelerinde kahraman evlatlarımız her türlü donanıma sahip şekilde görevlerini yürütüyorlar. Her türlü ihtiyaç, araç gereç ve silah karşılanmaktadır. Üs bölgesi düzeyinde doktorlarımız ve sahra hastanelerimiz bulunmaktadır."

Konuşmasını sonlandıran Güler'in ardından Dışişleri Bakanı Hakan Fidan kürsüde söz aldı. İşte, Bakanın konuşmasından satırbaşları:

"Öncelikle, Irak'ın kuzeyinde Pençe-Kilit Harekât bölgesinde şehit olan Mehmetçiklerimize Allah'tan rahmet, yaralanan ve tedavileri devam eden askerlerimize acil şifalar diliyorum. Başta Şehitlerimizin aileleri olmak üzere, tüm milletimizin başı sağolsun. Uluslararası mücadelede kullanılan en klasik araçlardan biri de, bildiğiniz gibi, vekil unsurlar ve terör örgütleridir.

Özellikle Soğuk Savaş döneminde, nükleer caydırıcılıktan dolayı birbirleriyle savaşamayan kamplar, vekil unsurlar aracılığıyla mücadeleye girişmiştir. Türkiye’de halen mevcudiyetini devam ettiren PKK ve DHKP/C başta olmak üzere aşırı sol terör örgütleri, esasen Soğuk Savaş döneminin birer ürünleridir. Soğuk Savaş sonrasında, bölgemizdeki ülkelerin teker teker terör, iç savaş ve işgale doğru sürüklendiklerini gördük. Aynı senaryoların Türkiye’de de uygulanmaya çalışıldığını müşahede ettik. Ancak hesaba katılmayan bir şey oldu. Son 21 yıldır halkımızın teveccühü ile hizmet eden Sayın Cumhurbaşkanımız liderliğindeki hükümetlerimiz, terörle mücadelede ezber bozarak Türkiye’ye giydirilmeye çalışılan esaret gömleğini yırtıp atmıştır.

Türkiye, uzun yıllar bölücü terör örgütleriyle hükümetlerimiz döneminde mücadele etmiştir. Özgürlük ve güvenlik dengesinde adeta altın oranı yakalamıştır.

İlk önce, Türkiye’de halkın demokratik talepleri karşılanarak, teröre zemin oluşturan toplumsal şartlar ortadan kaldırılmıştır. Eşzamanlı olarak askeri ve istihbar alandaki yöntemler gözden geçirilerek, yeni bir anlayış ve stratejiyle uzun soluklu bir mücadele başlatılmıştır. Geldiğimiz noktada; bölücü örgüt, Türkiye’de silahlı varlığını kaybetmiş, ülke içinde faaliyetini minimum düzeye indirilmiştir.

"Terör örgütleri, üçüncü ülkelerden temin ettikleri desteklerle varlıklarını devam ettirmektedirler"

Ülkemizin her bölgesi, emniyet ve güven duygusu içerisinde yaşanır hale gelmiştir. Örgüt, artık Türkiye’den çok Suriye ve Irak’ın güvenlik tehdidi haline gelmiştir. Peki bütün bunlar nasıl oldu bir hatırlayalım. Ülkemizin yıllardır karşı karşıya kaldığı terör tehdidi, diğer pek çok ülkenin karşılaştığı tehdidin çok ötesindedir. Zira ülkemizi hedef alan PKK, FETÖ, DEAŞ, DHKP/C; farklı ideolojilere sahip olmakla birlikte, birbirleriyle etkileşim halindedir. Bu örgütler, yeri geldiğinde hedefleri doğrultusunda işbirliği de yapabilmektedirler. Terör örgütleri, üçüncü ülkelerden temin ettikleri lojistik, eğitim ve silah destekleriyle varlıklarını devam ettirmektedirler. Türkiye’de zemin kaybeden PKK, faaliyetlerini ağırlıklı olarak sınır ötesine taşımak zorunda kalmıştır. Bu kapsamda sınır ötesinde de yürüttüğümüz terörle mücadele stratejimizde önemli ve yeni adımlar attık.

Bunların birçoğunu Sayın Milli Savunma Bakanımız arz ettiler. Bu strateji doğrultusunda;

- Tehdidi, kaynağında bertaraf ediyoruz.

- Suriye ve Irak ayrımını ortadan kaldırdık. Saldırı nereden gelirse gelsin örgütü her iki alanda da hedef alıyoruz.

- Örgütü ayakta tutan ve gelir kaynaklarını sağlayan bütün yapıları teker teker yok ediyoruz.

- Sadece önümüze çıkan teröristi yok etmekle kalmıyor, nokta operasyonlar ile örgütün üst ve orta düzey yönetici kadrosunu elimine ediyoruz.

- Uluslararası alanda tanınma çabalarını, örgütün terör bağlantısını ortaya koyan belgelerle boşa çıkartıyoruz. 

Devletimizin terör belasını kati surette bitirmek yönündeki azmi ve kararlılığı her şeyin üzerindedir.

Meşru müdafaa hakkımız çerçevesinde, PKK/YPG ve destekçileriyle sınır ötesindeki mücadelemiz, son terör odağı etkisiz hâle getirilinceye kadar devam edecektir.

Sizlere bu doğrultuda bölgedeki durum ve atılan adımlar hakkında bilgi sunmak istiyorum. Suriye ve Irak ayrımını ortadan kaldırdık. Saldırı nereden gelirse gelsin örgütü aynı anda iki alandan da hedef alıyoruz. Sadece önümüze çıkan teröristi yok etmekle kalmıyor, nokta operasyonlar gerçekleştiriyoruz. Irak ve Suriye operasyonlarımızın tamamı BM'nin 51. maddesinden doğan meşru müdafaa hakkımızı kullanarak ve komşularımızın sınır haklarına saygı duyarak sürdürülüyor.

"KYB tutumlarını değiştirmezse daha ileri tedbirler alırız"

Dışişleri Bakanlığı olarak, terörle mücadele diplomasimizi hassasiyetle yürütmekteyiz. Operasyonlarımızı Suriye, Irak ve İran'da silahlı varlığı bulunduğu ve Avrupa'da birçok ülkede siyasi ayağının bulunduğunu gerçeğini bilerek gerçekleştirmekteyiz. Örgüt Irak'ta siyasi boşluktan faydalanmış ve güçlenmiştir. Kendi nüfusunu da buraya taşımıştır. DEAŞ'tan kurtarılan bölgelere yerleşmesi bu sebeptendir. Sünni ve Şii çatışması da PKK'nın istismar ettiği sorunlardandır. Peşmergenin varlığının azalması da PKK'nın başka örgütlerle ilişki kurmasına sebep olmuştur.

Süleymaniye'ye yönelik yaptırımlarımıza rağmen KYB'nin PKK'ya müzahir tutumunu değiştirmezse daha ileri tedbirler almaktan tereddüt etmeyeceğiz.

Bölücü örgüt Irak içinde nüfuzunu artırma gayretinde. Suriye'nin kuzeyinde bir terör devleti kurulmasına asla izin vermeyeceğiz."