Müşteriyi merkeze almak

Armut.com Türkiye’de iş gücünü ve GIG ekonomisini en iyi uygulayan şirketlerden biri. Geçen hafta bir bülten geldi, İtalyan rakibi ProntoPro ile birleşerek faaliyet gösterdiği ülke sayısını 14’e çıkarmış. CEO Başak Taşpınar Değim ile son konuşmamızda bana müşteri memnuniyet oranlarının yüzde 98 gibi şapka çıkarılacak bir düzeyde olduğunu söylemişti. Ben bu başarının altında bu müşteri memnuniyeti oranlarının olduğuna eminim.

Yıllardır konuşma ve eğitimlerimde, pazarlama açısından 4C’nin öneminden bahsederim. Tabii bu 4C’nin ortasına da mutlaka ama mutlaka müşterinin (tüketicinin) konulması gerektiğini söylerim. Bu sadece pazarlamanın değil dijital dönüşümün de merkezindedir. Sanılanın aksine dijital dönüşüm, çalışanlara email açmak ya da bir endüstriyel yazılım (ERP, CRM vs.) kullandırmak değildir. Bütün faaliyetlerin merkezine insanı almak işidir.

Bu nedenle dünyanın en başarılı şirketleri çoğunlukla teknoloji şirketleridir. Sanıldığının aksine bu şirketlerin teknoloji yatırımları çok olduğu için değil, teknolojiyi kullanarak insana daha hızlı ulaştıkları için dünyanın en büyük şirketleridir.

Mesela amazon.com.tr geçenlerde, aldığım bir ürünün fiyatı, ürün teslim edildikten sonra düştüğü için bana geri ödeme yaptı. Aldığım her ürün neredeyse saatler sonra paketlenmiş bir şekilde kargo şirketine teslim ediliyor. Geçenlerde kargo şirketi kolaygelsin ile yaşadığımız bir sorunda ürünün fiyatından daha büyük bir rakamı hediye olarak yolladı. Bunlar her an müşterisi ile yakın ilişkide olacak kadar iyi teknolojiyi kullanmayı gerektiriyor. Şu ana kadar kişisel olarak deneyimlemedim ama teknoloji ürünlerinde bile iade imkanı olduğu sosyal medyada dolaşan konular arasında.

Benzer biri durumu, Apple ile de yaşadım. Twitter’dan yazdığım bir soruna Amerika hızlıca cevap verip, sorunun kaynağını bile sorgulamadan ürün değişimini hızlıca Mersin’deki teknik servis üzerinden gerçekleştirdiler.

İşte bu şirketleri özel yapan böyle hızlı, doğru tepkiler verecek şekilde teknoloji kullanmaları.

Bazen markalar kendilerinin içinde bulunduğu bir olayda, kendilerine zarar gelmemesine rağmen de aksiyon alabiliyorlar. Mesela Yemeksepeti’nden verdiğim bir Burger King siparişinde Yemeksepeti değil ama Burger King o kadar hızlı tepki verip, sorunu çözdü ki; hem Burger King hem de iletişim ajansı markalar listemde rakiplerinin bir anda üstüne çıktılar.

Tabii ki bir operasyon yürütüyorsanız mutlaka aksilikler olur. Markaların büyük kısmı da bu aksiliklerde bütün kredisini kaybediyor. Ancak bazı markalar bu aksilikleri avantaja dönüştürmeyi de başarabiliyor. Yurtiçi kargo ile yaşadığım bir sorunu, müşteri ilişkileri ekibi farkedip o kadar hızlı şekilde çözdü ki; ben artık bir kargo işim olduğunda sadece onları öneriyorum. Bana paket yollayacak herkese de Yurtiçi kargo ile yollamasını söylüyorum.

Bazen de markalar, kriz yokken, doğru iletişim ve aksiyonlarla müşterilerini kazanıyorlar. Instagram’da gezinirken farkettiğim ve bu şekilde bulduğum markalara genelde bir soru ya da bir ricada bulunurum. Soruya hızlı cevap veriyor ya da ricayı gerçekleştirmek için çabalıyorlarsa gelecekleri parlaktır. Mesela bu yöntemlerle keşfettiğim ve Instagram’da markalaşma konusunda derslerimde öğrencilerime örnek olarak gösterdiğim Sakal Baba tam da böyle bir marka. Instagram’da markalaşma konusuyla ilgileniyorsanız Sakal Baba’yı mutlaka takip etmelisiniz.

Tabii hep iyi örnekler yok. Ancak kötü örneklerin sebepleri de her zaman belirgin oluyor. Mesela Dolap haklı haksız farketmeden alıcının yanını tutuyor. Halbuki sistemleri p2p yani bugünün satıcısı yarın alıcı da olabiliyor. Samsung teknik servisi, cihazınız bozulduğunda atmanın en doğru çözüm olduğunu her seferinde gösteriyor. Ben çamaşır makinesinden, akıllı saate kadar onlarca yerde sorun yaşadım. Borusan olmayan ürünleri için vaatler vererek pazarlama yapıyor.

Tabii her şirket kendi içinde bu sorunları çözmeye çalışmalı. Bunu yemeksepeti “re-engineering” ekibi beni aradığında onlara da söylemiştim. Ancak yıllarca yöneticilik yapmış birisi olarak hani Seth Godin’in “broken” diye tanımladığı durumları da gören biri olarak bunlar düzelmeden, markaların bırakın sürdürülebilirliği, dijital dönüşüm hatta pazarlamadan bile bahsetmemeleri gerekiyor.

ANKARA TEKNOLOJİ ÜSSÜ OLMA YOLUNDA HIZLA İLERLİYOR

Ankara Büyükşehir Belediyesi ile Bilkent CYBERPARK ve Bilkent Üniversitesi arasında Dikmen Vadisi TechBridge Teknoloji Merkezi’nin ‘Ankara Teknoloji Köprüsü adında kuluçka merkezine dönüştürülmesi için iş birliği protokolü imzalandı. Protokol töreninde konuşan Başkan Mansur Yavaş, “Ankara'nın kalkınması açısından en önemli ivmenin bilişim, tarım, sağlık turizmi ve savunma sanayi gibi alanlar olduğunu düşünüyorum” dedi.

Dikmen Vadisi TechBridge Teknoloji Merkezi’nde hayata geçirilmesi planlanan merkez ile girişimciliğe adım atmayı planlayan ya da yeni adım atmış olan bireysel girişimcilerin ve kuluçka düzeyindeki firmaların, ihtiyaçları olan desteklerin sağlanarak nitelikli, ticarileşme seviyesine gelmiş ve ülke ekonomisine katkı sağlayacak şirketlere dönüşmesi hedefleniyor.

YAVAŞ: “ÖĞRENCİLERİMİZİN ANKARA DIŞINA GİTMESİNİ İSTEMİYORUZ”

İmza töreninde yaptığı açıklamada, iş birliği protokolü ile hem Ankara hem de ülke ekonomisi için yararlı bir iş yapmış olacaklarına dikkat çeken Başkan Mansur Yavaş, şunları söyledi:

“Ankara'nın kalkınması açısından en önemli ivmenin tarım, bilişim, sağlık turizminin ve savunma sanayi gibi alanlar olduğunu düşünüyorum. Bilişim bugün dünyada vardığı nokta itibarıyla bütün sektörü tek başına bir tek yazılımla bir uygulamayla hepsinin üstüne çıkabilecek durumda ve bu artarak devam edeceği belli. Dolayısıyla Ankara'da bu kadar güzel ve dünya çapında kanıtlanmış üniversite varken burada yetişen öğrencileri kendi haline bırakmadan bir yol göstermemiz gerekiyordu. İkincisini açıyoruz aslında alan olarak. Bir tane daha hazırlanıyor bu hususta üçüncüsü olacak bir de şimdiden Çayyolu’nda 20 dönüm bir yer ayırdık ve oraya da teknoloji merkezi olacak şekilde imar planı koyduk ki Ankara'da okuyan, sizlerden mezun olan öğrencilerimizin Ankara dışına gitmesini istemiyoruz. Onları Ankara'daki iş dünyasıyla birleştirip birbirlerine nasıl faydaları olabileceği konusunda da bir organizasyon yapabilirsek sanıyorum hem Ankara için hem ülke ekonomisi için yararlı bir iş yapmış olacağız.”

AYDOĞAN: ANKARA’MIZIN TEKNOLOJİ BAŞKENTİ OLMASI YOLUNDA ÖNEMLİ BİR ADIM”

Bilkent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kürşat Aydoğan ise Kuluçka Merkezi’nin Ankara’nın teknoloji Başkenti olması yolunda önemli bir adım olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:

“Ankaralıyım ben, Ankaralı olarak görüyorum kendimi. Ankara'da doğdum, büyüdüm, okudum ve çalışıyorum. Son yıllarda Ankara'dan özellikle bazı kamu kurumlarının İstanbul’a gitmesi beni çok üzdü. Ankara’mızın bence Türkiye'nin teknoloji başkenti olması yolunda bu çok önemli bir adım bu Kuluçka Merkezi. Savunma Sanayi ağırlıklı olarak Ankara'da bu da büyük bir avantaj. Biz bunu daha da ileri götürmeliyiz. Ankara’mızdan çok daha başka uygulamaları yapabilecek teknoloji ağırlıklı firmaların araştırmalarının yapılması, firmaların ortaya çıkması çok önemli. Üniversitelerimiz var bunları altyapı olarak destekleyebilecek. Sağ olsun belediye de her türlü imkânını açıyor ve bu konuda destekliyor üniversiteleri, teknoparkları. Ankara Türkiye'nin teknoloji Başkenti olsun. Bu konuda en öndeyiz zaten. Hatta neden dünyada adı geçen bir yer olmasın? O bakımdan ben bu kuluçka merkezini çok önemli görüyorum.”

GİRİŞİMCİLERE ÇOK YÖNLÜ DESTEK

Merkez ile girişimciliğe adım atmayı planlayan ya da yeni adım atmış olan bireysel girişimcilerin ve kuluçka düzeyindeki firmaların, ihtiyaçları olan destekleri vererek nitelikli, ticarileşme seviyesine gelmiş ve ülkemize ekonomik katkı sağlayacak şirketlere dönüşmesi hedefleniyor.

Kuluçka Merkezi’nde üniversite öğrencileri, akademisyenler başta olmak üzere genç girişimci ve girişimci adaylarına henüz kalabalık olmayan kuluçka firmalarına yer verilecek. Merkez, sadece fiziki bir alan olmayarak girişimcilere ve girişimci adaylarına; danışmanlık, mentorluk, iş geliştirme görüşmeleri, yatırım ortamı, etkinlikler gibi destekler sunulacak.

Girişimcilere hibe destekleri ve teşviklerden iş hukuku ve sözleşme hukuku konularına, mali aktivitelerden fikri mülkiyet hakları konusuna, iş geliştirme ve potansiyel müşteriye erişimden yatırıma erişim konusuna kadar pek çok konuda da destek verilecek.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Atıf Ünaldı Arşivi