Evrilmeye az kaldı, bankacım ner'de?!
Son araştırmalar şempanzelerin "düşmanı" gözleyerek bir tür "istihbarat ağı" kurduğunu ortaya koyuyor. Zaten paleoantropolog Jean-Jacques Hublin de maymundan gelmediğimizi, bizzat maymunun kendisi olduğumuzu söylüyor! İyi de milyon dolarları "tefeci"ye kaptıranlara ne demeli? Açgözlülük, şişik dudaklar, botoks!.. İnsanlık yoksa "geriye" mi evriliyor?!
Diyanet Holding'e 3 milyar dolar bütçe ayıran ülkemiz, geçen hafta da dolandırılan ünlüleri konuşup durdu. Çünkü bizde güzel ahlakın yolu "tefeci faizi", vergi kaçırma ve güzellik salonunda "aklanan" kara paralardan geçiyordu. Botoks, şişik dudaklar ve açgözlülük... "Türkiye yüzyılı"nda sadece devlet ile millet değil, "estetik" ve finans da kucaklaşıyordu!
Aynı günlerde bilim insanları, şempanzelerin yükseklere tırmanarak "düşman" şempanzeleri gözlediğini, böylece bir tür "istihbarat ağı" kurduklarını ortaya koyacaktı. PLOS Biology'de yayımlanan araştırmada şempanzeler, tehdit gördükleri komşularını dikkatle izliyor, bu sayede kendilerine daha güvenli yollar oluşturuyorlardı. Cambridge Üniversitesi'nden antropolog Sylvain Lemoine için bu "taktik savaş" demekti ve tam da "insan evrimine itici güç" olan şeydi. Bak sen şu "maymun"lara!.. Ne kadar yükseğe çıkarlarsa o kadar çok bilgi sahibi oluyorlardı. Demek şimdi "uzay yarışı" yapan insan da böyle taklit ediyordu "atalarını"!..
İNSAN MAYMUNDUR!
İnsan maymundan mı türedi? Paleoantropolog Jean-Jacques Hublin ise aynı hafta El País'le yaptığı söyleşide bu teze karşı çıkıyor, insanın her ne kadar evrilse de bizzat maymunun kendisi olduğunu söylüyordu! 2017'de ilk "homo sapiens"in güney ya da doğu Afrika'da değil, Fas-Marakeş civarında görüldüğünü kanıtlayan Hublin, bu bilgiyle "modern insan"ın tarihini 200 değil, tam 300 bin yıl önceye götürerek çığır açmıştı. Çalışmalarını Collège de France'da sürdüren Hublin'e göre Aydınlanma, insan ile hayvan arasındaki "geçiş halkasını" aramıştı. Oysa evrimde böyle bir "net sınır" yoktu. Bugün "görünüş" olarak farklı olsa da insanı büyük maymunlardan ayırmak bilimsel olarak imkânsızdı! 6-8 milyon yıllık tarihte bilinen 30 tür "insan" yaşamıştı ve son 40 bin yılda "biricik" kabul ettiğimiz türümüz... Maalesef tarih sahnesine daha çok "yeni" adım atmıştı.
ARTIK BEYNE GEREK YOK!
Buna karşılık kısa sürede doğaya "galip gelerek" gezegeni "istila etmiş"ti. İnsandan başka bunu başarabilen bir canlı yoktu. Ve Hublin'e göre bu "başarı"nın sırrı, bedeni daha az yorup enerjiyi beyne aktarmada saklıydı!
İki ayak üstünde yaşamak, ateşi kullanmak, giysilerin icadı... Bütün devrimler enerji tasarrufuna yönelikti. Etleri pişirip yemek örneğin... Daha az çiğnememizi, daha az enerji harcamamızı sağlamıştı. İnsan böyle böyle artan beyin fonksiyonlarıyla daha da fazla teknik donanıma sahip olacaktı.
"Her şeyin yazıya dökülmesi" ise bunun son adımıydı. Platon'un övdüğü antik zamanlarda insan, her bilgiyi beyninde saklardı. Oysa mağara resimleriyle başlayıp kitaplara uzanan süreçte insanın bir şey "bilmesine" gerek kalmamıştı. Hele şimdi... Google ve Wikipedia'yı açıp bakmak varken... "Yapay zekâ" çağında beyni kullanmaya ne gerek vardı?!
ÇARE 'YEŞİL MARX' MI?
İyi de nereye gidiyoruz? Neandertaller gibi yok mu olacağız? Hublin Hoca, "daha gelişmiş türlerin tarih sahnesinden daha hızlı silindiğini" söylemekle yetiniyor.
Japon felsefesinin yeni yıldızı Kohei Saito ise "büyümeye dayalı kapitalizm" böyle işledikçe dünyanın sonunu iyi görmüyor. Eko-Marxist Saito'ya göre önümüzde dört seçenek var. İlki, iklim krizinin derinleşmesi ve sadece süper-zenginlerin rahat yaşayabileceği "iklim faşizmi"... İkincisi, küresel ısınmayla gıda kıtlığının, kitlesel göçlerin ve çatışmaların arttığı bir "barbarlık çağı"... Üçüncüsü, insanların "çevreciliğe" zorlanacağı küresel bir diktatörlük; yani "yeşil Maoculuk" rejimi... Ne kadar ürkütücü değil mi?
Saito tüm bunların yerine dördüncü bir yol, "küçülme komünizmi"ni öneriyor. Bunca otomobil, buzdolabı, gökdelen ve cep telefonu üretimine gerek var mı? Okyanuslar plastik ve ambalaj atıklarından geçilmiyor. "Bugün tek çare, Marx'ı 'çevreci' bir gözle okuyarak insan faaliyetlerini dizginlemek ve daha adil paylaşım" diyor.
'TEK SALAK BEN DEĞİLMİŞİM'!
Saito'nun da vurguladığı gibi, kârı değil, ihtiyaçları önceleyen bir ekonomik sistem... Doğayla barışçı biçimde kurulamaz mı?
21. yüzyılda beyin fonksiyonlarını yapay zekâya devretmeye hazırlanan insan için bu pek mümkün görünmüyor. Elon Musk'ın yeni Tesla modeli Cybertruck ürkütücü... Bezos'un 500 milyon dolarlık yatı o kadar büyük ki... Limanlara sığmıyor, normal teknelerin yanına değil, ancak tankerlerin yanına demirleyebiliyor! Öyle zeki bir "tür"e evrildik ki... İklim zirvesi petrol zengini bir ülkenin başkentinde, Dubai'de düzenleniyor!
Bizde de bunun "alaturka" versiyonu, enerjisinin büyük bölümünü yeşil sahada harcayan futbolcular var! Tüm birikimlerini torbaya koyup "tefeci"ye elden teslim ediyor! Kısa yoldan 1'i 5'e, 5'i 10'a katlamak... "Tek salak benim sanıyordum" diyen Ayhan Akman, adeta antropoloji dersi veriyor!
Olsun, "akıllanacağız" daha... Bugün "evrim"in yolu makbuzsuz banka şubelerinden ve kara para aklanan güzellik salonlarından geçiyor! Şempanzeler düşmanı gözetleyedursun... Bizi artık maymundan sadece hırs ve aç gözlülük değil, botokslu dudaklar da ayırıyor!
Resimaltı Hublin: Çalışmalarını Foucault'nun okulu Collège de France'da sürdüren Jean-Jacques Hublin, bu yıl paleoantropoloji dalında Balzan Ödülü kazandı.