GAYRİRESMİ 2020 NOTLARI (2)

GAYRİRESMİ 2020 NOTLARI (2)
 “Salgının bitmesine dair umutlar, yeni normaller, eski anormaller, köpük partileri, düğünler, dernekler, gelin maskeleri, kaçak kahvehane baskınları ile yaza gelmişiz. Virüs yakamızı bırakmıyor ve başımıza gelen bu...

 “Salgının bitmesine dair umutlar, yeni normaller, eski anormaller, köpük partileri, düğünler, dernekler, gelin maskeleri, kaçak kahvehane baskınları ile yaza gelmişiz. Virüs yakamızı bırakmıyor ve başımıza gelen bu meretin yarattığı travmanın artık “Pazarlık” aşamasındayız. Çünkü biz artık biz değiliz!

                Haziran (Ayın sözcükleri: Göktaşı, normalleşme, okey yasağı, kaçak düğün)     

Bir göktaşı heyecanıdır gidiyor. Çitinde çubuğunda taş bulan, bulduğunun göktaşı olması umuduyla incelenmesini istiyor. Yaşabilecek parayı kazanma umudu tükenmiş olabilir mi?

Bu arada salgın hız kesmeden devam ediyor, ama bir normalleşme lafı dolanıyor ortada. Normalleşmek normal mi? Adana’lı kebapçılar normalleşmenin ilk gününü davul zurnayla ve elbette kurban keserek kutladılar. İlk kebabı da kendileri yediler! Bu arada Romanya’da bir ayakkabıcı “kendinden sosyal mesafeli” 75 numara ayakkabı üretti. Çok iyi bir fikir, giyip yürümediğiniz sürece. Bu “Zihni Sinir Procesi”ne 780 dolar yatırırsanız, palet benzeri bir ayakkabıya sahip olup, gereksiz sosyalleşmelerin önünü alabilirsiniz.

Artık kahvehanelerde okey oynamak yasak. Mobil uygulamalar da tat vermiyor, müdavimler mutsuz. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca halkın gönlünü kazanmışa benziyor. Bakan ekranda Çince “Tedbirlere uymazsak başa dönebiliriz” dedi. Bazen de şiir gibi uyarılarda bulunuyor. “Maskesiz?? Görenler ne der?” isimli doğaçlamasından sonra salgının gidişatı ile ilgili “Kara göründü ama deniz hala dalgalı!” dedi. Ne tatlı bir insan!

Bu salgın insanların asabını mı bozdu yoksa zaten asabları hep bozuk muydu? Bir ilçe belediye başkanı kendisini görünce ayağa kalkmayan belediye çalışanının boğazına sarıldı. İstanbul’dan Diyarbakır’a gitmekte olan bir otobüste ise bir yolcu Covid-19 testinin pozitif çıktığını öğrenince muavini alnından öpüp ardında elli lira bahşiş verdi.

Önlemler ve kısıtlamalar konusunda kimsenin bir planı yok. Yine geceyarısına az kala sokağa çıkma yasağı ilan edildi, ama ertesi gün öğlene az kala yasak kararı iptal edildi. Gürecek miyiz, çıkacak mıyız? Bir karar verin artık.

Yaz geldi, malum düğün mevsimi... Bir nişan düğünü sonrası kırkbeş kişi enfekte oldu. Düğün Saloncuları ve Organizasyoncuları Sendikası Güneydoğu Anadolu Bölge Başkanı kaçak düğün sayısındaki artışa dikkat çekti. Sanki “Birbirinize yaklaşmayın” dendikçe insanlar daha çok halay çekiyorlar. Moda Sahili ve Maçka Parkı’nda her köşede birileri halay çekiyor.

Sonu iyi bitmese de dünyada güzel şeylerde oluyor. Madagaskar’da Eğitim Bakanı öğrenciler için 2 milyon dolarlık lolipop sipariş edip ülkenin kısıtlı bütçesinde bir delik açınca işinden oldu, ama gönlümüzü de kazandı. Hindistan’da bir adam tüm parasını Moti ve Rati adındaki fillerine miras bıraktığını açıkladı. Pakistan’da ise yasadışı bir bahis çetesi çökertildi, sekiz kişiyle birlikte bir de eşek gözaltına alındı.

Tuhaflıklar da devam ediyor. Rize- Artvin havaalanı kulesinin “çay bardağı” şeklinde yapılmasına karar verildi. Ordu Belediyesi Kent Meydanı’na Ertuğrul Gazi büstü yerleştirmeye karar verdi ama sonuç Engin Altan Düzyatan büstü oldu. Güreşçi Hamza Yerlikaya Vakıfbank Yönetim Kurulu üyesi oldu. Birileri (?) Ayder Yayla’sına kafayı taktı. Yaylanın üzerine 55 apart, seyir terası ve termal otel, altınaysa 1750 araçlık otopark yapılacağını ama yaylanın eskisinden daha yeşil olacağı söyleniyor.

Bu ay “Wushu” adlı spordan ve onun aile bakkalını andıran federasyonundan da haberdar olduk. Kim bu insanlar?  Federasyon Başkanı, hakem, sporcu ve şampiyonun aynı kişi olmasına izin veren bu şahane ortama nasıl girilir? Wushu ne?

Orhan Pamuk’un kulakları çınlasın “kafamda bir tuhaflık!” Aklımızı başımızda tutmalıyız.

Temmuz (3. Aşama – Pazarlık)

Kurban Bayramı yaklaşıyor. Salgın döneminde kurban pazarlığının nasıl yapılacağı merak konusu oldu. İnovatif yurdum insanı bir “Kurbanmatik” tasarladı neyse ki. Böylece sosyal mesafemizi koruyarak gönül rahatlığıyla pazarlık yapabileceğiz. Bu arada Düzce’de bir vatandaş Kurban Bayramı için beslediği koçla kafa tokuşturdu. Bir bildiği vardı mutlaka ama şu an hastanede!

İnsanların daha önce yapmayı akıllarına getirmedikleri şeyleri yasaklar nedeniyle yapacakları tutuyor olabilir mi? Rize’de köpük partisi sırasında aynı anda halay çekildi. Tam bir Doğu-Batı sentezi! Düğünler de takı törenlerindeki küçük modifikasyonlarla da olsa devam ediyor. Davetliler artık takıları gelin ve damadı temsilen orada bulunan mankenlerin üzerine takacak. Uygulamanın ardından manken satışlarında bir patlama yaşandı. Bursa’da da dört kişi damadın başında yumurta kırdı. Bu tuhaf hareketin ne anlama geldiği pek anlaşılamadı ama yumurta kıranlar sosyal mesafeyi ihlal etmekten para cezası aldı. Meğerse insanoğlunun en önemli meselesi evlenmekten öte düğün yapmakmış. İran’da bir düğüne katılan 200 kişinin testi pozitif, 5 kişi de öldü,  İtalya’daysa “Düğünlerimizi mahvettiniz” temalı protestolar hız kesmiyor.  Acaba bunun ekonomik bir karşılığı olabilir mi?

Bilim Kurulu “Düğün gözlemcisi düğüne müdahale edebilir” açıklaması yaptı. Bu dönemin yeni iş alanı düğün gözlemciliği olabilir. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın içindeki şair yine göründü. “İğne atsan yere düşmez yerlerde, iğneyi yere düşürelim” dedi.

Bu Çinlileri taştan yumuşak buldukları herşeyi yeme alışkanlıklarından vazgeçirmek mümkün mü? “Marmot” adı verilen bir tür dağ faresini yedikleri için şimdi de “Bubonik Veba” alarmı verildi. Gözünüzü seveyim Çinli dostlarım, bari bu aralar sebze tüketseniz!

Maske meselesi önemli, ama tartışması bitmek bilmiyor. Hindistan’da maske yapımı yaratıcılıkta sınır tanımıyor. Altından yapılanı da var, yenilebilir Hint lavaşından yapılanı da. Hatta geçenlerde bir keçi maske takmadığı için gözaltına alındı.

Ancak dünya liderleri arasında Covid-19 ve maske algısında sorunları olanlar var sanki. ABD Başkanı Trump ve ruh eşi Brezilya Devlet Başkanı Bolsonaro bu konuda laf anlamıyor gibi. Trump maske takmanın gerekliliğine inanmadığını söyledi. Bolsonaro zaten maske takmıyor. Salgınşa ilgili yaklaşımını ise geçenlerde özetledi: “Ölüm tüm dünyanın kaderi” Zaten hidroksiklorokine de çok güvendiğini açıklamıştı. Ne hikmetse Covid testi pozitif çıktı. Şimdi de “Ben evde çok sıkılıyorum” diye tutturdu. Filipinler Devlet Başkanı Duterte “Maskelerin benzinle temizlenebileceğini ve bu konuda şaka yapmadığını” söyledi. İkinci ve üçüncü testi de pozitif. Boris Johnson’sa yoğum bakım yüzü gördükten sonra sürü bağışıklığı inadından vazgeçmiş görünüyor ve aşı karşıtlarının “Kaçık” olduğunu söylüyor. E, ne de olsa “Bir musibet bin nasihatten yeğdir”

Ağustos (Ayın sözcükleri: Maske, kaçak dana)

Ve bayram... Ve sıradan bayram vukuatları! Kaçan koç ve danalar sokaklarda koşuyor, arkalarına takılanlar yakalamaya çalışıyor. Acemi kasaplar hastane acil servislerinin önünde sıra oluyor. Otoyollarda kilometrelerce koşan kahraman danaları izliyoruz hep beraber. Bu yıl kurban eti dağıtımı da salgı nedeniye sorun olacağa benziyor. İzmir’de bir vatandaş kurban etlerini drone ile dağıtarak bir ilke imza attı. Bir başka İzmirli ALO181 çağrı merkezini arayarak “Eğer aşı bulunursa on deve keseceğinin” sözünü verdi. İzmit’te ise bir halk otobüsü şoförü bayramını kutlamayan yolcularına sitem dolu bir bayram konuşması yaptı.

Yeni akademik yıl da yaklaşıyor. Gerçi benim için eskisi bitmemişti, yaz okuku ve online dersler devam ediyor. Online derslerde şık giyinme çabam, kısıtlamaların bedenimi ele geçirirken ruhumu teslim alamayacağına dair güçlü inancım yerini bir umarsızlığa ve boşvermişliğe bırakmış olabilir mi? Ben artık ben değilim, ben ekrandan göründüğüm kadarım.

Akademik yıl başlangıcı öncesi yine eş dost kadroları, karısına çocuğuna kadro açan rektörler, üniversitelerin tuhaf gereksinimlerinin akademik ilanlarda boy göstermesi (İHA pilotu olmak, Mayalar üzerine tez yazmış olmak vb) her günün sıradan haberleri arasında. Bunlar bıkkınlığımı daha da arttırıyor.

Salgın ve sıcaklar devam ediyor.

                Eylül geldi.