Mutlu Hesapçı

Mutlu Hesapçı

 “SEKTÖRE BORCUMUZU ÖDEMEK İSTEDİK”

Parayı bu devirde idare edebilmek çok zor. Özellikle bizim gibi ekonomik koşulların zor olduğu ülkelerde para kazanıyorsanız bir de üstüne yatırım yapabiliyorsunuz şanslısınız demektir. Oysa emeğinin hakkını alarak dilediğince insan gibi yaşamak herkesin hakkı. Ekonomi artık herkesin ilgilendiği en önemli alan her ne kadar ekonomiden anlamıyor gibi dursak da anlamak zorunda kalacağız çünkü her şeyin başı maalesef bu dönemde para olmuş durumda. İşte bu noktada bize parayı en basit ve anlaşılır şekilde anlatan kitaplar ve uzmanlar hayatımızda çok önemli. Son yıllarda bu kadar keyifle okuduğum bir ekonomi içerikli kitap olmamıştı “Yoksa O Sen misin?” ekonomiye dayanan hayatlarımızı hikayelerle anlatan bir kitap. Kitabın yazarları ekonomiye yıllarınız vermiş çok değerli iki isim; Mine Uzun ve Mert Yılmaz. Kendilerine kitaptan yola çıkarak mail ortamında buluşarak sorular sordum. Kitabı herkesin okumasını tavsiye ederim çünkü ekonomi hiç bu kadar keyifli hikayeleştirilmemişti. Herkese önce sağlık sonra da para dileriz.

Kitabınızı çok beğendim hayırlı olsun. Ekonomiyi hikâyelerle anlatma fikri nasıl doğdu ve kitabın yazım süreci nasıl geçti?

Çok teşekkürler. Beğenmenize çok sevindik. Yıllardır piyasanın farklı alanlarında görev yapmış iki kişi olarak gözlemlerimiz vardı biriktirdiğimiz. Bazen güldüğümüz bazen üzüldüğümüz çok anı var heybemizde. Diğer taraftan ülkemizin en önemli sorunlarından bir tanesi son zamanlarda ilgi artsa da düşük seviyede olan bir finansal okuryazarlık konusu. Bu alanda bugüne kadar yapılmış pek çok kıymetli çalışma var. Şuna inanırız; basit anlatmak önemlidir. Herkesin anlayabileceği bir dilden anlatmak gerekli. Denir ya “Zor olan basit anlatmaktır” diye. Teorik anlatım okuyan insanlara cazip gelmiyor. Biz de o nedenle hikayeleştirerek anlatmayı tercih ettik. Okuyan herkesin kıyısından köşesinden kendisine ait bir şeyler bulmasını istedik. Bugüne kadar ki geri dönüşler de bunu başardığımıza işaret ediyor. O nedenle daha da mutluyuz. Kitabı yazma süreci uzun sürdü diyebiliriz. Başladık, bir ara duraksadık. Ülkede yaşananlar kitabın matematik kısmının sürekli güncellenmesine neden oldu. Pandemi süreci ile eve kapanınca hızlandık ve sonunda bitirebildik. Umarız beğenilir ve daha da önemlisi bir katkımız olur. Amacımız bir eser bırakmaktı. İkimizin sektörde geçirdiğimiz zaman yaklaşık yarım asır. Biraz da sektöre borcumuzu ödemek istedik.

Herkes ekonominin bir parçası

Kitabı okuyanlar karakterlerin her birinden bir parça özellik kendilerinde bulacaklar hatta kendilerini de o karakterlerin içine yerleştirebilirler. Her insan ilişkisi ve yaşanmışlık aslında kendi içinde bir ekonomi barındırıyor ve ekonomiden geçiyor değil mi?

Yolu finansal piyasalar ile kesişsin ya da kesişmesin aslında herkes ekonominin bir parçası.  Kitapta aile bütçesini de anlattık, tasarruf edenlerin kullanabilecekleri ürünleri de. Bu ürünleri kullanırken neleri dikkat etmeleri gerektiğini de. Aslında bir yandan da merak ediyoruz kim kendini hangi karakterde buldu diye. Bir arkadaşımız mesela birkaç tane ben var, hatta 20 yaşımda 40 yaşımda var dedi. Bu işte muazzam bir keyif.

Para insan yaşamının olmazsa olmazı

Para, ilişkileri nasıl etkiliyor ve değiştiriyor?

Bu aslında ekonomik değil sosyolojik bir soru. Günümüzde bu sadece Türkiye’de değil dünyada da böyle üzgünüm ama para insan yaşamının olmazsa olmazı. Yine üzülerek söyleyeyim gözlemim şudur, elbette istisnalar var ve var olacak ama para ile ilişkilerin süresi, mutluluğu arasındaki korelasyon yükseliyor. Para bitince aşk da bitiyor. Etrafınıza baksanıza toplumun büyük bir bölümünde zengini birisi ile tanışmak, evlenmek ve hayatını kurtarmak gibi bir bakış açısı var. Azımsanmayacak bir büyüklükteki topluluk huzuru, mutluluğu parada arıyor. İstediği arabayı ya da kıyafeti aldığı zaman ondan mutlusu yok. İnsanlar her şeyi çabuk tüketmeye başladılar. Keyifli bir sohbetin yaratacağı mutluluk ikinci plana itildi. Sosyal medya yediğini, gezdiğini, giydiğini paylaşanlardan geçilmiyor.

Finansal okuryazarlık düzeyiniz yükseldikçe elde edeceğiniz getiri yükselir

Para kazanabileceğimiz alanlar nereleri ve nerelerde parayı değerlendirebiliriz?

Para emekle kazanılır, çalışarak kazanılır. Sonra kazandığınız paradan tasarruf edebiliyorsanız bunu farklı alanlarda değerlendirmeyi düşünürsünüz. Kimileri araba alır, kimileri gayrimenkul kimileri ise riskli ya da risksiz finansal ürünlerde değerlendirir birikimlerini. Ama aslolan şudur; finansal okuryazarlık düzeyiniz yükseldikçe elde edeceğiniz getiri yükselir. Gerçek manada yatırımcı gibi davranmayı başaranlar da uzun vadede finansal piyasalardan önemli getiriler elde edenler olur.

En önemli para kazanma şekli parayı kaybetmemektir

Şu anda parayı elinde tutmak zor hatta para kazanmak çok zor. Bu noktada elimize geçen paraya göre kendi ekonomimizi oluşturmayı ve yönetmeyi nasıl başarabiliriz?

Kitabın pek çok yerinde değindik özellikle. En önemli para kazanma şekli parayı kaybetmemektir. Çünkü paranız olduğu sürece sistemin içinde kalırsınız. Böylece her zaman para kazanma şansını bulabilirsiniz. Öncelikle panik halde işlem yapılmamalı. Birilerinin peşine takılmamalı, sağdan soldan duyduklarınızla iş yapılmayacağı bilinmeli. Ve elbette bir uzmandan yardım almalı. Nasıl ki dişiniz ağrıdığında diş hekimine gidiyorsunuz. Kendiniz çekmiyorsunuz. Hatta dişleriniz çürümesin diye sağlıklıyken kontrol yaptırıyorsunuz. Ekonominiz de öyle bence, “ekonomi hekimlerine” gidilmeli.

Parayı hangi motivasyonla biriktirdiğiniz önemli

Çocukken kumbaralarımız vardı ve ilk birikim aracı olarak onunla tanışmıştık. O kumbaraların yerini en küçük birikim aracı ne aldı, sizler küçük birikim yapmak açısından ne önerirsiniz?

Birikimin küçüğü büyüğü olmaz diye düşünüyoruz biz. Her para büyüktür. Yeter ki düzenli ve kararlı bir biçimde biriktirilsin. Parayı hangi motivasyonla biriktirdiğiniz de önemli tabii. Mesela çocuğunuzun üniversite öğrenimi için biriktiriyorsanız temettü veren hisseleri radarınıza alabilirsiniz. İş güç bozulur diye biriktiriyorsanız, öngörülebilir bir vadede bozmayacaksanız TL ya da döviz cinsi tahviller bir seçenek olabilir.

Geçmişte ekonomik zorlukların yaşandığı zamanlarda daha homojen bir yapı da vardı

Türkiye bugünkü kadar zor bir ekonomik çıkmazın içinde olmuş muydu yoksa ben bu dönemi yakından hissettiğim için mi böyle düşünüyorum, ekonomimiz ne durumda?

Türkiye daha önce de pek çok ekonomik zorluktan geçti. Mesele ekonominin kötü gitmesinden ziyade bozulma gerekçesinin ana nedeninin ekonomik olmaması. Geçmişte ekonomik zorlukların yaşandığı zamanlarda daha homojen bir yapı da vardı. Yok herkes için yoktu. Şimdi öyle değil. Birinde var birinde yok.

Aslında birileri sizin paranız ile kendisini zengin ediyor

Kitabınızda yer alan cümle her şeyi özetliyor; “temel amacı para kazanmak olan bir piyasada sizi tanımayan biri neden size para kazandırsın?” Bize neden para kazandırıyorlar peki?

Zaten kimsenin size para kazandırmak gibi bir derdi yok. Niye kazandırsın ki? Bu kişilerin temel amacı kendine para kazandırmak. Parayı kazanırken de maalesef saf insanları kullanıyorlar. Aslında birileri sizin paranız ile kendisini zengin ediyor. Bir kez daha vurgulamakta fayda var. Yüzünü görmediğiniz, adını bilmediğiniz, kafede yanınızdaki masada otursa tanımayacağınız birisi size niye para kazandırsın?

Piyasaya yeni gelen, gelmeyi düşünen veya halihazırda piyasada işlem yapan yatırımcıların bu insanlardan ve/veya sosyal medya oluşumlardan uzak durmaları lazım.

Aracı kurumların Araştırma Bölümleri yatırımcılara bu hizmeti ücretsiz biçimde sunuyorlar. Lütfen işin eğitimini almış, lisans sahibi insanlar ile görüşsünler.

Yatırım danışmanlığı hizmeti

İnsanlar en çok parayı hangi yatırım aracından kazanıyorlar, doğru yatırım dediğimiz aracı yatırım ne ve neye göre değişiyor?

Bu sorunun yanıtı için sizi çalıştığımız yatırım şirketine davet edip bir yatırım danışmanlığı sözleşmesi imzalatalım. Çaylar da bizdenJ

Tasarruf ederek bir amaca ulaşma ihtimaliniz var

Hikayelerinizde yer alan Leyla ile Mecnun çiftinin emeklerinin karşılığını almaları umudumu tazeledi ama günümüzde onların ulaştığı mutlu son ekonomik açıdan ütopik gibi duruyor sizce de öyle mi, alın terinin karşılığı ekonomik olarak ödül olacak mı, gerçekliği olabilir mi?

Bugünün ekonomik koşullarında tasarruf ederek bir mal edinmenin çok ama çok zor bile hale geldiği doğru. Ama kitaptaki doğru örnek Leyla ile Mecnun. Tasarruf ederek bir amaca ulaşma ihtimaliniz var. Peki tam tersi? Tasarruf etmezseniz bugünün koşullarında düşük diye tanımladığımız olasılık SIFIR. Ve unutmamak lazım para aslında insana yaşlılığında lazım. Sosyal güvenlik sisteminin içinde bulunduğu sorunları da göz önüne alırsanız özellikle genç nesli nasıl bir sorunun beklediğini de görürsünüz. Ben Mert Yılmaz olarak o nedenle Bireysel Emeklilik Sistemi’ni çok önemsiyorum.

Paraya bakış açıları…

Ekonomi alanında yıllardır çalışan ve ekonomiyi bilen kişiler olarak siz kendi ekonominizi nasıl yönetiyorsunuz ve paraya bakış açınız nedir?

Mert Yılmaz: Para bugünün olmazsa olmaz bir gerçeği. Eğer kazandığınız para sizi hem yaşatıp hem eğlendirip hem de tasarruf yaptırıyorsa mutlu azınlıktasınız denebilir. Ekonomik açıdan çok zorda olan kişiler dışında insanların büyük bir bölümünün aslında tasarruf edebilecekleri alanlar var. Sigara bunlardan biri mesela. Sigaraya vereceğin parayı biriktir mesela. Rutine dönüşmüş gereksiz harcamalarımız var. Ama hem yaşamak hem harcamak en keyiflisi. Çünkü sizin harcadığınız para bir başkasının geliri haline dönüşüyor. Düşünsenize restoranda yemek yiyip hesabı ödediğinizde o para pek çok kişinin geliri haline dönüşüyor. Garson, o restoranda mal satan manav vb. dolayısı ile sosyal açıdan kazananın belli ölçüde harcaması sistemin daha sağlıklı işlemesi açısından önemli. Risk algısı düşük bir yatırımcıyım ben. O nedenle risksiz enstrümanlara daha sıcak bakanlardanım. Birikimlerimi çeşitli finansal ürünler arasında dağıtırım. Ama bu dağılımı da dünyada ve ülkede yaşananlara göre de şekillendiririm. Örneğin; koşullar hisse senetlerini destekleyecek gibi görünüyorsa portföyümde hisse senedi ağırlığını artırırım. Ama hiçbir zaman tüm birikimi tek bir finansal üründe tutmam hele riskli ürünlerde. Ama gözlemim Türkiye’de gayrimenkul alanların son yıllarda en iyi getiriyi elde edenler olduğunu gösteriyor.

Mine Uzun: Benim durumum ise Mert’ten biraz farklı terzi sökük ilişkisi gibi benimki. Ne yapılması gerektiğini biliyor, anlatıyor, hatta bir başkası için çok iyi yapabiliyorum. Ama söz konusu kendim olunca zorlanıyorum. Neyse ki pandemi bu açıdan bana yaradı. Kırıp dizimi evde oturmak zorunda kalınca… baktım ben de biriktirebiliyorum. Benim risk algım daha yüksek Mert’e oranla ama bunun pek çok nedeni de var. Harcamalarınız da birikimleriniz de sorumluluklarınızla doğru orantılı oluyor. Mesela çocuk sahibi olsaydım bambaşka düşünür, “ihtiyatlı bir iyimser” olurdum sanırım.

Parayı kazanmak kadar yönetmek de bir marifet

Ticari zeka, parayı yöneten zeka diye bir şey var mı ve bu anlamda ekonomisini en iyi yöneten ülke, ticari zekası en parlak kişiler diye örnekler sorsam doğru olur mu bu soruJ?

Bizce ticari zeka bambaşka bir şey. Herkesin yapabileceği bir iş değil ticaret. Parayı kazanmak kadar yönetmek de bir marifet şüphesiz ki. Ama günümüzde profesyonel hizmet alarak paranızın yönetilmesini sağlayabilirsiniz. Ama ticaretten para kazanmak sizin maharetiniz.

Her seçim bir vazgeçiştir

Halkın en iyi bildiği altın ve dövizin gidişatını sormak isterim. Nereye doğru gidecek ve seyredecek durum hatta son zamanlarda gümüşe yatırım da konuşuluyor…

Bu biraz da ekonomik değerlendirmenin yanı sıra jeopolitik açıdan da değerlendirilmesi gereken bir durum. Rusya ve Ukrayna arasındaki gerilim bir savaşa dönüşürse bu altının işine yarar. Ama FED’in bundan sonra takınacağı tavır, şahinleşme yolunda kararlı gidişat devam ederse ons açısından negatif olur. Ancak bu durum zamanında kesilmezse bir resesyona da yol açabilir. Döviz derken; Peso mu, Front mi, Ruble mi kast edilen? Şaka şaka Türk insanı için döviz demek Amerikan Doları demektir. Biz çift paralı bir ülkeyiz. Ve kırılganlıklarımızın olduğu çok açık. Jeopolitik olarak da riskli bir bölgedeyiz. Her gerilim dolar hassasiyetimizi bir kez daha kaşıyor. Ekonomi literatürü enflasyon kadar artış olması gerektiğini söylüyor. Ama o enflasyonu doğru hesaplıyor ve çözümü için yürüdüğünüz yol ne derece doğru bu da önemli. Bizce dövizde yön yukarı. Ancak bir şeyi de vurgulamadan geçmek istemeyiz. Her seçim bir vazgeçiştir. Döviz birikiminden kazanç elde etmeyi seçmek, devlet tahvili getirisinden vazgeçmektir mesela.

“Yoksa O Sen misin?”

Bir arkadaşımın önerisiyle BTC’ye çok küçük bir rakam yatırdım ( bitcoin sanırım) oraya parayı yatır ve unut diye moda bir söz var. Bu alan nasıl bir alan, yatırdım ve unuttum ama para yerinde sayıyorJ  

Biz bu ve buna benzer soruların cevaplarını kitaplarımızda verdik. “Yoksa O Sen misin?”J

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mutlu Hesapçı Arşivi