Mehmet Şandır

Mehmet Şandır

ŞİMDİ TARİH YENİDEN YAZILACAK TÜRKİYE-ABD İLİŞKİLERİNE MAYIN DÖŞENDİ

JOE BIDEN, 1915 olayları için Genocide ve Meds Yeghern kelimelerini birlikte kullandı.
“Bir buçuk milyondan fazla Ermeni’ye soykırım yapılmıştır” dedi.
1915 olaylarını, “Ermeni soykırımı” olduğunu ABD’nin resmi görüşü olarak ilan etti…
Ermeni Diasporası’nın hayaline hizmet etti…
Türk Milleti’ne hakaret edildi; atalarımıza “katil” denildi…
ÖNCELİKLE
JOE BIDEN ve ABD’yi şiddetle kınıyorum.
Soykırım iddiası ilmen doğru değildir ve hukuken bir geçerliliği yoktur.
Biden’ın iddiası, siyasi bir tavırdır, bir irade beyanıdır.
Türkiye’ye ve Türk Milleti’ne karşı düşmanca bir yaklaşımdır.
ABD, Türkiye’nin düşmanları olan PKK, ASALA, FETÖ ve EOKA’yı kendine dost seçmiştir.
1915 olayları, Birinci Dünya Savaşı sürecinde, Osmanlı Devleti’nin savaştığı ülkelerle iş birliği yaparak devletin güvenlik güçlerini arkadan vuran ve Müslüman ahaliye katliam yapan Ermeni çetelerini, bunları organize edenleri ve destekleyenleri kontrol altında tutmayı amaçlayan asayiş tedbirleridir. Varlığı devam eden egemen bir devletin kendini ve halkını korumak için aldığı meşru ve hukuka uygun tedbirlerdir. Açık ve alenidir; tüm yazışmaları arşivlerde saklıdır.
Olaylarda suçlu görülenler cezalandırılmıştır.
Devlet, çatışma bölgelerinde yaşayan Ermeni soylu vatandaşları korumak için ülkenin bir başka bölgesine taşımış/tehcir etmiştir.
Bunu çıkardığı bir kanuna dayalı yapmıştır.
Bu işlemler sırasında ölümler olmuştur.
Tehcirin gerçekleşmesinde kusuru olan devlet görevlileri soruşturulmuş, mahkemelerde yargılanmış ve hatalı görülenler cezalandırılmıştır.
Bu işlemler dünyanın gözü önünde yapılmıştır;
1915 yıllarında Anadolu’nun hemen her şehrinde Avrupa ülkelerinin ve ABD’nin diplomatik misyonları, okulları ve kiliseler bulunmaktadır; bu taşınma işlemini takip etmişlerdir.
Osmanlı Türk Devleti, savaş ortamında Ermeni vatandaşlarının can güvenliğini sağlamak için büyük bir masrafın altına girmekten kaçınmamıştır.
Ayrıca, olaylarda, Ermeni çetelerin katliamı ile binlerce Türk insanı da hayatını kaybetmiştir.
Osmanlı Devleti savaşı kaybetmiş, 30 Ekim 1918 tarihinde Mondros Ateşkes Antlaşması ile silah bırakmıştır, Devlet yıkılmıştır.
Tehcire tabi tutulanların çok büyük bir kısmı İngiliz ve Fransız askeri güçleri ile birlikte Anadolu’ya geri dönmüş ve Milli Mücadelede Türk Milleti’ne karşı İngiliz ve Fransızların safında savaşmışlardır.
Özellikle, Adana, Gaziantep, Maraş ve Urfa’da insanlık dışı katliamlar yapmışlardır.
Amaçları, Fırat’ın batısında bir Ermeni devleti kurmaktır.
Bunun için bu bölgede yaşayan Türkleri katletmişler ve göçe zorlamışlardır.
Mısır’da eğitilerek Adana’ya getirilen ve Fransız askeri üniforması giydirilen Ermeni savaşçılar, “Ermeni İntikam Alayı” adıyla teşkilatlanmışlar ve sivil halka öyle zülüm yapmışlar ki bölgedeki işgalci güç Fransa bile bundan rahatsız olmuştur.
Adana’da görevli Fransız Komutan General Gouraud, hükümetine yazdığı bir raporla bu katliamı ifade etmiş ve bu Ermeni Alayı’nın lağvedilmesini istemiştir.
Bu rapor bugün arşivlerde bulunmaktadır.
İlmi dayanaktan yoksun ve hiçbir hukuki sonucu olamayan bu beyanın siyasi içeriğini ve muhtemel sonuçlarını doğru tahlil ve analiz etmeliyiz.
Bu konuda çok yetkin uzmanlara sahibiz.
Üniversite hocaları, araştırmacılar ve diplomatlar, meseleyi tüm yönleri ile değerlendirmeli ve Devlet yöneticilerinin bilgisine sunmalıdır.
Bu konu bir Milli Mesele’dir ve bir milli güvenlik sorunudur.
Bu konuda iki emekli büyükelçinin değerlendirmesini paylaşmak isterim.
Büyükelçi Şükrü Elekdağ, “Biden’ın bu kavramı telaffuz etmesi, Türk-Amerikan ilişkilerini yıkıma uğratacak ve telafi edilmez şekilde kökten tahrip edecek bir potansiyele sahiptir. Soykırım tabirinin Başkan tarafından söylenmesi, Ermeni kökenli Amerikan vatandaşlarının Türkiye’ye karşı tazminat ve mülkiyet davaları açmalarına ve bunların Türkiye aleyhine sonuçlanmalarına yol açar” diye endişelerini ifade ediyor.
Büyükelçi Namık Tan ise “Böyle bir açıklamanın hemen ertesinde elbette hiçbir şey olmaz. Ancak sonu kestirilemeyecek, karanlık bir sürecin kapısı açılır…” demektedir.
BENCE
1915 olaylarının ve sonrasının gerçek mağduru Türklerdir.
BIDEN, ABD ve müttefikleri, sebep oldukları savaşın mağdurlarını anarak vicdanlarını rahatlatmak istiyorlarsa öncelikle Türk Milleti’nden özür dilemelidirler.
Türkiye, müttefik bildiklerinin bu düşmanca tavrına geçmişte olduğu gibi “gereğince ve yeterli” tepki göstermelidir. Özellikle toplum olarak onurumuza sahip çıkmalıyız.
Paniklemeden, sağduyulu ve aklıselim bir yaklaşımla BİZE yakışır bir cevap vermeliyiz.
Öncelikle, ABD’nin bu yaklaşımından cesaret alacak yurt içindeki “Türk Milleti düşmanlarına” karşı hukuki tedbirler almalıyız.
“Ermeni soykırımı vardır” denilmesini suç olarak tanımlayan bir kanun çıkarılmalıdır.
ŞİMDİ TARİH YENİDEN YAZILACAK!
Türkiye, jeopolitiğinin değerinin farkına varmalı ve gereğince yeni bir duruş ve strateji geliştirmeli…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mehmet Şandır Arşivi