Gülistan Koçyiğit, Bahçeli’nin çağrılarına yanıt verdi: ‘Ete kemiğe bürünmüş somut adımlar bekliyoruz’
Ezgi Yıldız
Siyasi partilerin grup toplantılarında yaptıkları açıklamalar gündemi de hareketlendirdi. Bu toplantılardan en dikkat çekeni ise Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) lideri Devlet Bahçeli’nin, Meclis’in yani yasama yılı açılışında Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) sıralarına giderek birbirleriyle tokalaşmalarına yönelik yaptığı açıklamalar oldu.
DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit’e Bahçeli’nin bugün yaptığı konuşmada partilerine yönelik çağrısını sorduk. Gazete Pencere’ye değerlendirme yapan Gülistan Kılıç Koçyiğit, Bahçeli’nin kucaklaşma söyleminin önemli olduğunu fakat somut adımlar beklediklerini ifade ederek, “Türkiye Partisi olun” çıkışına ise “Biz zaten Türkiye partisiyiz” yanıtı verdi. İşte Gülistan Kılıç Koçyiğit’in açıklamalarından öne çıkan başlıklar:
‘Pratik adımlar atılacaksa önemlidir’
Gülistan Kılıç Koçyiğit, ilk olarak Bahçeli’nin ilk Meclis vurgusunun çokça yer aldığı, “Mebuslar birbirlerinin kökenine, anasının diline bakmadılar. Birbirlerinin siyasi meşrebini, etnik ve meshebini aidiyetini sorgulamadılar. Uzlaşmaya kapalı durmadılar” sözlerini yorumladı. Pratik adımlar atılması halinde bu sözlerin önemli olduğunu ifade eden Koçyiğit, şunları söyledi:
“1921 Meclis’i, farklı halkların, farklı inançlardan ve bölgeden birçok milletvekilinin kendi kimlikleriyle geldikleri ve o Meclis sürecine katıldıkları bir kurucu Meclis’ti. Türkiye’nin kuruluşunda, Kurtuluş Savaşı’nda yer alan bütün halklar kendi renk ve dilleriyle yer alıyordu ve bu hiçbir şekilde problem olmamıştı. Biz de o ilk Meclis’in ruhundaki kapsayıcı, halkları, inançları, bölgeyi ve Kürt halkını gören yapısına çokça işaret ediyoruz. Bugünkü Meclis pratiğinin ve yaklaşımın çok gerisinde olduğunu da ifade ediyoruz. Meclis’te selamlamayı dahi Kürtçe yaptığımızda mikrofonumuzun kapatıldığına tanıklık ediyoruz. Kürt halkının yaşadığı sorunları ifade ettiğimizde başka ithamlara maruz kalıyoruz. Oysa bu ülkenin hakikati bunlar. Bu anlamıyla ilk Meclis vurgusunun kendisine uygun pratik adımlar atılacaksa anlamlı ve önemlidir. En nihayetinde ‘ortak vatan’ tahayyülü üzerinde bütün Anadolu ve Mezopotamya halklarının bir aradalığını esas almıştı. Dışlayıcı bir Meclis değildi.”
‘Kobane Kumpas davasında Türkiyeli sosyalistler, Kürtler, Aleviler birlikte direndiler’
Bahçeli’nin “Uzattığım elin anlamı Türkiye partisi olun teklifidir” sözlerine yanıt veren Koçyiğit, DEM Parti’nin tüzüğünün ve ilkelerinin ‘Türkiye partisi’ olduklarını gösterdiğini ifade ederken, Kobane Kumpas davasından örnek vererek karşılık verdi:
“Bizim bütün pratiğimiz, partimizin tüzüğü, program ve ilkelerine baktığınız zaman nasıl bir Türkiye partisi olduğumuzu Türkiye halkları çok iyi biliyorlar. ‘Türkiye partisi’ tartışması bizim tartışmamız değil çünkü zaten öyleyiz bunu açık ve net bir şekilde ifade etmek gerekir. Bu ülkede yaşayan tüm halkın temsiliyetini, inancını Meclis’te taşımaya çalışıyoruz. Tüzüğümüzde de yer alıyor. Türkiyelilik perspektifi bizim kurucu perspektifimiz ve bu perspektife uygun siyaset yürütüyoruz. Bunun gereği olarak da en basit örnekle; Kobani Kumpas davasında Türkiyeli sosyalistler, Aleviler, Kürtler ve kadınlar orada bunun bedelini birlikte direnip birlikte cezaevinde yatarak ödüyorlar. Biz kimsenin ‘Türkiye partisi olun’ çağrı yapmasına gerek yok. Aksine karşımızda konumlanan siyasetle bizi siyasetten uzaklaştırmaya, bölge siyasetinde Kürt başlığı altında sıkıştırmaya çalışıyorlar. Bunu yıllarca gördük ve mücadele ettik. Ülkede yaşanan her sorunu benimsiyor ve siyasetini yürütüyoruz. Tekirdağ’dan Hakkari’ye, Antalya’dan Hopa’ya ‘Ekmek ve Adalet Buluşmaları’ gerçekleştirdik. Bu bile başlı başına Türkiye partisi olduğumuzu gösteriyor. Her yere gidebilen nadir partilerden biriyiz. Henüz daha gidemediğimiz yerlere de yine iktidarın ayrıştırıcı dili neden oldu, bunu da ifade edelim. Açıklama yapmayı bile aslında kendimize zul sayıyoruz, Türkiye partisiyiz. Bütün tarihimiz demokratik bir ülkeyi inşa etme adımları ile doludur."
‘Müzakereyi esas alan bir yeni dönemi başlatması en büyük temennimiz’
Bahçeli’nin kucaklaşma vurgusunun ön plana çıktığı konuşmaya da değinen Gülistan Kılıç Koçyiğit, bu mesajların anlamlı olduğuna fakat somut adımlar gerektiğine şu sözlerle değindi:
“Bu mesajlar önemli. İlk Meclis vurgusunun kendisi önemli. Barışa dair söylenen her söz önemli fakat bütün bunlar pratik adımlarla desteklenmeli. Söz tabii ki kıymetli bunun siyasette bir karşılığı var. En nihayetinde bunu ete kemiğe büründürecek şeyin kendisi pratik adımlar olduğunu biliyoruz. İlk tokalaşma mevzusunda da söylemiştik bugün aynı noktadayız. Somut adımlarla desteklenmedikçe sadece söz düzeyinde kalan şeyler. Anlamlı ve önemli mesajlar ama ötesine geçer mi bunu hep beraber göreceğiz. Umuyor ve diliyoruz ki Türkiye siyaset açısını değiştirir. Çatışmacı ve kamplaştırıcı ve kutuplaştırıcılık yerine barışı esas alan sorunları çözmek için müzakereyi esas alan bir yeni dönemi başlatması en büyük temennimiz olur. Bunun için de çalışıyoruz."
Kaynak:Ezgi Yıldız