Sularımız Neden Tükeniyor?

Sularımız Neden Tükeniyor?
Ekosistemlerin gelişmesini sağlayan ve artan insan nüfusunu besleyen su sistemlerinin çoğunda su stresi oluşmuş durumda. Nehirler, göller ve yer altı suları kuruyor veya kullanılamayacak kadar kirleniyor. Dünyadaki sulak alanların...

Ekosistemlerin gelişmesini sağlayan ve artan insan nüfusunu besleyen su sistemlerinin çoğunda su stresi oluşmuş durumda. Nehirler, göller ve yer altı suları kuruyor veya kullanılamayacak kadar kirleniyor. Dünyadaki sulak alanların yarısından fazlası yok oldu. Peki, su kaynaklarının tükenmesindeki başlıca sebepler neler? Gelin, birlikte inceleyelim. Su kaynakları, bir nehir ekosisteminin parçasıdır ve bu sistem üzerinde aşırı kullanım, kirlilik, doğru planlanmayan su altyapıları ve yanlış yönetime bağlı kırılmalar havzaları, ülkeleri ve hatta ekonomileri daha da kırılgan hale getirir. Kuraklığın temelinde yağışlardaki geçici düşüşler olmakla birlikte, iklim değişikliğiyle etkileri çok daha şiddetli hale gelir. Tarım sektöründe, diğer kaynaklardan daha fazla su tüketilir ve tüketilen suyun çoğunun boşa harcandığı söylenebilir. İklim değişikliği, dünya çapında hava ve suyun yapısını değiştirerek bazı bölgelerde kıtlığa ve kuraklığa, bazılarında ise sele neden olur. Kuraklığın nedenlerinden birkaçını detaylıca inceleyelim:

*Kirlilik: Su kirliliği, çiftliklerden su ile sürüklenen böcek ilaçları ve gübreler, insanların arıtılmamış atık suları ve endüstriyel atıklar dahil olmak üzere birçok sebepten dolayı oluşmakta. Yer altı suları bile, kirliliğe yol açan birçok madde yer altına sızabildiğinden kirleniyor. Kirliliğin bazı sonuçları hemen fark edilse de bazılarınınki yıllar sürebiliyor. Örneğin; insan atıklarından kaynaklanan zararlı bakterilerin suyu kirletmesinin suyu içilemez veya yüzülemez hale getirdiği daha çabuk fark edilirken, endüstriyel işlemlerden kaynaklanan zehirli maddelerin çevrede ve besin zincirinde birikmesi yıllar alabiliyor.

*Tarım: Tarım, dünyanın erişilebilir tatlı suyunun yüzde 70'ini kullanıyor ancak bu miktarın yaklaşık yüzde 60'ı sulama sistemlerindeki sızıntı, verimsiz uygulama yöntemleri ve yetiştirildikleri çevreye göre daha fazla suya ihtiyaç duyan mahsullerin yetiştirilmesi nedeniyle israf ediliyor. Suyun böylesi savurgan kullanımı nehirleri, gölleri ve yer altı sularını depolayabilen akiferleri kurutuyor. Ayrıca, tarımda kullanılan kimyasal gübreler ve böcek ilaçları önemli miktarda tatlı su kirliliği yaratıyor.

*Nüfus artışı: Son 50 yılda insan nüfusu iki katından fazla arttı. Bu hızlı artışın dünya çapında su ekosistemlerini dönüştürdüğü ve büyük bir biyolojik çeşitlilik kaybına yol açtığı ifade ediliyor. Bugün dünya nüfusunun yüzde 41'i su stresi altındaki nehir havzalarında yaşıyor. Tatlı su kullanımı sürdürülemez seviyelerde devam ettikçe, suya ulaşılabilirlik ile ilgili endişeler de artıyor. Artan nüfusun yiyeceğe, barınağa ve giysiye olan ihtiyacı da tatlı su kaynakları üzerinde fazladan baskıya neden oluyor.

Sürdürülebilir Çözümler: Su

Su kıtlığı, dünya genelinde insanların yüzde 40’ından fazlasını etkiliyor. Küresel ısınma nedeniyle iklim değişikliği sonucunda, zaten kaygı verici düzeyde olan bu oranın daha da yükseleceği tahmin ediliyor. 2050 yılına kadar her dört insandan en az birinin su sıkıntısından etkileneceği ifade ediliyor. Peki, su için ne gibi sürdürülebilir çözümler planlanıyor? Gelin, birlikte inceleyelim.

Su kaynaklarımızın korunması sürdürülebilir kalkınma için önemli. UNDP’nin Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarında 6. sırada “temiz su ve sanitasyon”, 14. sırada ise “sudaki yaşam” yer alıyor. COVID-19 salgını, hastalıkların önlenmesi ve kontrol altına alınması için sanitasyon, hijyen ve temiz suya erişimin önemini gösteriyor. Yine de milyarlarca insan hâlâ güvenilir su sanitasyonundan yoksun. 2030 yılına kadar herkesin güvenli ve erişilebilir içme suyuna kavuşmasını sağlamak için altyapıya yatırım yapmanın, sıhhi tesisleri inşa etmenin ve her düzeyde hijyeni teşvik etmenin bir zorunluluk olduğu belirtiliyor. Su kıtlığını hafifletmek istiyorsak ormanlar, dağlar, sulak alanlar ve nehirler gibi suyla bağlantılı ekosistemleri korumak ve eski haline getirmek durumundayız. Ayrıca, gelişmekte olan ülkelerde su verimliliğini teşvik etmek ve arıtma teknolojilerini desteklemek için uluslararası iş birliğine de ihtiyaç olduğu ifade ediliyor. Okyanuslar, insanların ürettiği karbondioksitin yaklaşık yüzde 30’unu emiyor. Üç milyarı aşkın insanın, geçimlerini sağlamak için deniz ve kıyılardaki biyoçeşitliliğe bağımlı olduğu ancak günümüzde, dünyadaki balık stoklarının yüzde 30’u aşırı kullanıldığı için sürdürülebilir ürünün vereceği düzeyin altına inmiş durumda olduğu biliniyor. Deniz kirliliğinin ise kaygı verici düzeylere ulaştığı, okyanusun her kilometre karesinde ortalama 13 bin parça plastik atık bulunduğu ifade ediliyor. Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri, deniz ve kıyı ekosistemlerini sürdürülebilir biçimde yönetmeyi, kirlenmeden korumayı ve ayrıca okyanus asitlenmesinin etkilerini ele almayı hedefliyor. Uluslararası hukuk vasıtasıyla korumanın ve okyanus temelli kaynakların sürdürülebilir kullanımının artırılmasının, okyanuslarımızın karşı karşıya olduğu sorunların bazılarının hafifletilmesine katkıda bulunacağı söyleniyor.

NELER YAPILABİLİR?

Birleşmiş Milletler (UN Water), sivil toplum kuruluşlarının hükümetleri sorumlu tutmak, su araştırması ve geliştirmeye yatırım yapmak; su kaynakları yönetimine kadınların, gençlerin ve yerli toplulukların dahil edilmesini teşvik etmek için çalışmasını öneriyor. “Bu görevler hakkında farkındalık yaratmak ve bunları eyleme dökmek çift taraflı kazanca, insanlar ve ekolojik sistemler için sürdürülebilirliğin artmasına yol açacaktır” deniyor.

Bireysel anlamda önce evimizden başlayarak yapılabileceklere bir örnek:

Yağmur hasadını duymuş muydunuz? Yağmur hasadı, yağmur suyunun kullanılmak üzere biriktirilmesidir. Biz de evlerimizde depolayacağımız yağmur sularını çeşitli alanlarda kullanabilir, hane tüketimimizi azaltarak Finish Su Endeksini yükseltebiliriz.

-Çatıya oluklar yaptırarak buradan suyun düzenli akmasını sağlayabilirsiniz.

-Oluklardan akan suyu kova yardımıyla biriktirebilirsiniz.

-Bahçe veya balkonlara büyük kovalar yerleştirerek yağmur suyunu kolayca depolayabilirsiniz.

-Daha fazla miktarda yağmur hasadı için profesyonel sistemler kullanabilirsiniz.

Gündem

Kadınlara ve kız çocuklarına karşı şiddetin ortadan kaldırılması için Birleşmiş Milletler bünyesinde Dostluk Grubu (Group of Friends) kuruldu. Dostluk Grubu içerisinde, aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 78 devlet, ulusal ve uluslararası sivil toplum örgütleri yer alıyor. Oluşum, toplumsal cinsiyet temelli şiddet ve ev içi şiddetin ortadan kaldırılmasına ilişkin atılacak adımların koordine edilmesi, ortak politika oluşturulması ve bilgi paylaşımı sağlanmasına hizmet eden bir platform olma amacı taşıyor.

Ekipten Öneriler

Türkiye’nin ilk kadın filmleri festivali olan ve kadın sinemasının görünürlüğünü sağlayan Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali bu yıl 27 Mayıs-3 Haziran tarihlerinde düzenlenecek. Geçen yılki teması “evde kaldık” olan ve bu yılki teması “araftan çıkmak” olarak belirlenen festivale Türkiye'den kadın sinemacılar 26 Şubat tarihine kadar başvuruda bulunabilecek. ucansupurge.org.tr adresinden festivalin detaylarına bakabilirsiniz.