Süleyman Soylu Bey, adını değiştirmeli mi?

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “Dünyada bizim kadar kapsamlı ve sağlıklı işleyen göç yönetimi göstersinler adımı değiştireyim” demiş.
Bakan haklı, göçmen politikamızın dünyada eşi benzeri yok. Dünya tarihinde örneği de yok. Bu sebeple Süleyman Bey’in ismini değiştirmesine gerek yok.
İçi rahat olsun!
Niye mi böyle söylüyorum?
Size bizim göçmen politikamızı kısaca anlatayım.
Arap Baharı dalgası Suriye’ye de sıçrayınca Ankara müdahil oldu, taraf oldu. Dönemin Başbakanı, “Suriye bizim iç işimiz” diyerek Şam yönetimini devirmek isteyenlere açık destek verdi.
Şam’da cuma namazı kılacağını ilan etti. Sınırlarımızı ardına kadar açtık. Bir yıl falan giren çıkan belli değildi, kaydını kuydunu bile tutmadık.
Dönemin Dışişleri Bakanı’na göre göç dalgası karşısında Esad dayanamaz devrilirdi. Esad devrilmedi, Ankara’nın kırmızı çizgisi 100 bin göçmendi, 3.5 milyon oldu. Kaçak kuçaklarla 4 milyonun üzerinde olduğu söyleniyor.
Bir süre sonra açık sınır politikasından vazgeçtik, Suriyeliler gelmesin diye sınıra duvar ördük.
Açık sınırdan beş metrelik duvara…
İzlediğimiz politikanın dünyada eşi benzeri yok demekte haksız mıyım?
Devam ediyorum.
Ege kıyılarını Suriyelilere açtık. Onlara Afganlar, Iraklılar, Pakistanlılar, Afrikalılar da katıldı. Bot bulan denize açıldı, görmezden geldik. Karadan gitmek isteyenlere de izin verdik. Avrupa sarsıldı.
“Para veririz, pul veririz, aslansınız, kaplansınız, yapmayın, etmeyin” dediler. Mültecilerin deniz kenarına yaklaşmasını yasakladı. Jandarma karada, sahil muhafaza denizde göz açtırmadı.
Tek bot bile Ege’ye açılamadı.
İzlediğimiz politikanın dünyada eşi benzeri yok derken haksız mıyım?
Bi öyle bi böyle.
Geçen yılın başlarında Moskova Şam rejimiyle ortak operasyon yaptı İdlib’de 33 askerimizi şehit etti.
Çok kızdık, çok öfkelendik.
İçişleri Bakanı organize etti. Mültecilere, “Geçmek istiyorsanız buyurun geçin” mesajı verildi. Yerel yönetimlerin desteğiyle otobüslere doldurulan binlerce mülteci Meriç nehrinin kıyısına geldi, Yunanistan sınırına dayandı. Bakan helikopterle havadan denetim yaptı. Tam donanımlı bin özel harekat polisini Yunanistan’ın geri itmesini engellemek için sınıra gönderdi.
Kışın ortasıydı, hava buz gibiydi. Binlerce Suriyeli tampon bölgede soğukla mücadele etti. İçişleri Bakanı gayet memnundu. 140 bin 175 mültecinin Yunanistan’a geçtiğini gururla açıkladı.
Bir gazeteci, “140 bin sayısı teyit edilemiyor” deyince Bakan’ın siniri tepesine çıktı. Gazeteciye, “Siz kimsiniz? Siz kimin tarafındansınız? Yunan tarafına, Avrupa tarafına hizmet ediyorsunuz” diye bağırdı.
“Yalan mı söylüyorum” diye çıkıştı.
Mart ayının ilk haftasıydı. Mart ayının ortasında korona vakaları patladı. Avrupa sınırlarını kapattı.
Yunanistan sınırına dayanan binlerce mülteci yine otobüslerle geldikleri yere gönderildiler.
Şimdi diyeceksiniz ki Yunanistan’a geçtiği söylenen 140 bin 175 Suriyeliye ne oldu? Yunanistan’dalar mı?
Değiller!
Neredeler?
Soylu’ya sorun…
140 bin mülteci Yunanistan’da değilse uzaya mı gitti? Tebahhur mu ettiler?
Soylu o günlerde bu soruyu soran gazeteciye, “Yalan mı söylüyorum” diye bağırmıştı. Bakan yalan söylemiyordu ama doğruyu da söylemiyordu.
İzlediğimiz politikanın dünyada eşi benzeri yok demekte haksız mıyım?
Geçen yıl Yunanistan kapısına dayadığımız binlerce mülteci nerede? Onlar geri dönmesin diye yolladığımız bin polis hala sınırda nöbet mi tutuyor?
Aynı politikayı Afganistan meselesinde de izliyoruz. NATO Afgan özel askeri birliklerini Türkiye’de eğitecekmiş. Suriye’de de ABD’yle ortak eğit/donat projesi yapmıştık elimize yüzümüze bulaştırdık.
Afgan özel askeri birliği kime karşı savaşacak?
Ülkenin yüzde 85’ine hakim olan Taliban’a. Yani iç savaşta yine taraf olacağız?
Esad’ı devirmek için ÖSO (Özgür Suriye Ordusu) kurmuştuk. Bu orduya katılan binlerce Suriyeliye dolarla maaş ödedik.
Soylu’ya sorum şu: ÖSO ne yapıyor? Ne işe yarıyor? Hala dolarla maaş ödüyor muyuz? Şam’da cuma namazı kılma hevesinin maliyeti kaç milyar dolar oldu?
Süleyman bey bu sorulara yanıt veremiyorsa adını değiştirebilir!

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mehmet Tezkan Arşivi