ŞÜPHELİ KADIN ÖLÜMLERİNDE CİDDİ BİR ARTIŞ VAR İNTİHAR SÜSÜ VERİLİYOR

Gülsüm Kav: Şüpheli kadın ölümlerinin üzerine gidiyoruz. Birçok şüpheli ölüm sayabilirim. Şule Çet, Aysun Yıldırım gibi. Yetersiz kovuşturma, soruşturma var. 15 Temmuz OHAL döneminde başlayan süreçte şüpheli kadın ölümlerinin arttığını görüyoruz. Kadın cinayetlerine toplumun tepkisi çok arttı, cezalar ağırlaştı, o nedenle failler cinayetleri gizlemeye çalışıyor, bazı cinayetlere intihar süsü vermeye çalışıyorlar bir zamanlar Batman’da olduğu gibi. Üzerine gidersek, şüpheli ölümleri bitirebiliriz.
◼ Çiğdem Anad: Kadın cinayetlerinde en çok hangi faktörlere dikkat çekiyorsunuz?
KADINLAR EN ÇOK BOŞANMA EVRESİNDE, ATEŞLİ SİLAHLARLA ÖLDÜRÜLÜYOR.
Gülsüm Kav: Kadınlar en çok boşanma evresinde öldürülüyor ve en çok ateşli silahlarla öldürülüyor. Ateşli silahlara kolay ulaşılmayı ortadan kaldıralım. Boşanma evresinde her kadına korunma ihtiyacı var mı diye soralım. Bu iki faktöre odaklanırsak cinayetleri yarı yarıya engelleyebiliriz.
◼ Çiğdem Anad: Kadınların şiddete maruz kalmasının en önemli nedeni ne?
Gülsüm Kav: Kadınların ekonomik güçsüzlüğü. Avrupa ülkelerinde kadın işsizliğinde birinciyiz, o nedenle kadın cinayetlerinde de birinciyiz. Şiddete maruz kalan kadınlar, ekonomik güçsüzlükleri nedeniyle gördükleri şiddete karşı çıkmak da zorlanıyorlar. Üç kadından biri şiddet türlerinden birine maruz kalıyor ama şiddet gören kadınların sadece yüzde 10’u adli makamlarda hakkını arıyor ve çoğu da koruma tedbiri çıkaramıyor. Kanunlar etkili uygulanmadığı için kadınların çoğu cesaretsiz kalabiliyor.
◼ Çiğdem Anad: Bir yandan kadınların sesi daha yüksek çıkıyor ve duyuluyor. Kadın hakları mücadelesinin en yüksek olduğu bölgeler neresi ya da hangi çevrede yaşayan kadınlar daha direngen şiddete karşı?
KADINLARIN HAK ARAYIŞLARI EN ÇOK METROPOLLERDE OLUYOR.
Gülsüm Kav: Daha çok metropollerde yaşayan kadınlar. Dünyanın değiştiğini, toplumun kaçınılmaz olarak değiştiğini gören kadınlar. Erkeklerin öldürme bahanesi o kadar çok ki, kadınların tekliflerini kabul etmemesi, ayrılmak istemesi, makyaj yapması ya da yapmaması, yemek yapmak için pazar parası istemesi bile öldürme bahanesi olabiliyor. Ancak kadınlarda müthiş bir uyanış var. Her dünya görüşünden kadın, muhafazakar kadınlar da şiddete boyun eğmek istemiyor. Hangi iktidar altında yaşarsak yaşayalım, dünya ve toplum değişiyor, kadınlar da bu değişime uyum gösteriyor. Erkekler de iktidarlarını, avantajlarını kaybetmekten korkuyorlar.
◼ Çiğdem Anad: Kadın cinayetleri nasıl durdurulacak? Kısa vadede, hemen ne yapılabilir?
İSTANBUL SÖZLEŞMESİ UYGULANSIN, KADIN CİNAYETLERİ BÜYÜK ORANDA KESİLİR
Gülsüm Kav: İstanbul sözleşmesinin ve 6284 sayılı kanunun bütün aşamalarda gerçekten uygulanması bu cinayetleri çok büyük oranda durdurur. Kadın özgürlüğünden yana, eşitlik politikalarını uygulayan bir iktidarda bu cinayetler olamaz.
◼ Çiğdem Anad: İstanbul sözleşmesine karşı çıkan gruplar LGBTİ artıları bahane olarak gösteriyorlar.
Gülsüm Kav: Bu sözleşmedeki toplumsal cinsiyet eşitliği herkesi kapsar. Sözleşmeye karşı çıkanlar kadınların uyanışından korkanlar. Farklı cinsel yönelişleri olan kişilere tepki göstermek ise insan haklarına aykırı. Kimse zorla başörtüsü takamayacağı gibi kimse zorla kendi arzu etmediği cinsiyet kimliğiyle birlikte olamaz. İnsanların cinsel yönelimleri, arzuları başkalarının karışabileceği bir şey değildir.
◼ Çiğdem Anad: Bu yıl 8 Mart için ne söyleyeceksiniz?
POLİSLERİ KADINLARIN YANINDA OLMAYA DAVET EDİYORUZ.
Gülsüm Kav: Polisler kadınların yanında durmalı. Eylem alanlarında da, sokaklarda da, evlerde de polisler bizi korumak için bizim yanımızda durmalılar.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Çiğdem Anad Arşivi