TÜSİAD tarafını seçti

TÜSİAD tarafını seçti
Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Yüksek İstişare Konseyi (YİK) toplantısı, ‘Geleceği İnşa’ temasıyla yapıldı. TÜSİAD YİK Başkanı Tuncay Özilhan ile birlikte toplantının açılış konuşmasını...

Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Yüksek İstişare Konseyi (YİK) toplantısı, ‘Geleceği İnşa’ temasıyla yapıldı. TÜSİAD YİK Başkanı Tuncay Özilhan ile birlikte toplantının açılış konuşmasını yapan TÜSİAD Başkanı Simone Kaslowski’nin açıklamaları dikkat çekti. Laiklik vurgusundan İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılmasına kadar birçok konuda konuşan Kaslowski’nin ifadelerinden öne çıkanlar şöyle:
“Laiklik ilkesini özümsememiş bir toplumda eşit vatandaşlık kavramının ve bilincinin yerleşmesi çok zordur. Hatta imkansızdır. Vatandaşlık bilincinin olmadığı yerde ise modern ve demokratik bir toplumu kurmak, korumak güçleşir. 13 yıl sonra kişi başına gelirimiz 2007 seviyesinin dahi altına düştü. Bu tabloya baktığımızda bizim yeni bir kalkınma anlayışına duyduğumuz ihtiyaç çok açıktır.

İSTANBUL SÖZLEŞMESİ’NDEN ÇIKILMASI KABUL EDİLEMEZ
Osmanlı döneminden beri kadınların eşitlik mücadelesi verdikleri, pek çok gelişmiş ülkeden önce siyasal haklarına kavuştukları Türkiye’nin böyle bir dönüm noktasında İstanbul Sözleşmesi’nden çıkması kabul edilebilecek bir durum değildir.

Devletin ve kurumların tüm işlemlerinde hukukla bağlı olması, yargı bağımsızlığının sağlanması, tüm hak ve özgürlüklerin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi standartlarında güçlendirilmesi, her bireyin her düzeyde etkin hak arama imkanına sahip olabilmesi elzemdir. Avrupa Konseyi’nde hukuk ve demokrasi standardı sorgulanan bir ülke olmaktan çıkmalıyız. Adil yargılanma hakkının gereklerini, sanık kim ve suç ne olursa olsun harfiyen uygulamalıyız. Aksi taktirde adalete güven duygusu onarılmaz yaralar almaktadır.

KUVVETLER AYRILIĞI GÜÇLENDİRİLMELİ
Çoğulcu demokrasi ve kuvvetler ayrılığının güçlendirilmesi, şeffaf, hesap verebilir bir kamu yönetimi, denetleyici ve düzenleyici kurumların özerkliği, bizi kurumsuzlaşma girdabından koruyacaktır. Kurumsuzlaşma, Türkiye’nin cezbedebileceği ve ihtiyaç duyduğu yatırım sermayesinin gelmemesinin sebeplerinden biridir. Kurumsuzlaşma ülkemizin en hayati dış ilişkilerinde erime, hatta kopmalar ile sonuçlanmaktadır.”

MERKEZ BANKASI BAĞIMSIZ OLMALI

Toplantıda konuşan TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Tuncay Özilhan da başta Merkez Bankası olmak üzere düzenleyici ve denetleyici kuruluşların bağımsızlığının tartışma dışı olması gerektiğini söyledi. “Büyümeli ve kişi başı gelirimizi artırmalıyız. Çünkü herkes refah ister” diyen Özilhan, “Büyümek için öncelikle makro ekonomik istikrarı sağlamak ve sürdürülebilir büyüme sürecini başlatabilmek gerekiyor. Bu doğrultuda en önemli adımlar piyasa ekonomisinin kurum ve kurallarını güçlendirmek ve başta Merkez Bankası olmak üzere düzenleyici kurumların bağımsızlığını tartışma dışı bırakacak biçimde tesis etmektir” dedi.

DÜŞEN SADECE TL’NİN DEĞERİ DEĞİL
Büyümenin sadece hızlı değil “istiham yaratan, yeşil ve adil bir büyüme” olması gerektiğini söyleyen Özilhan, “Düşen sadece Türk Lirası’nın değeri değil, su rezervlerimiz, birbirimize güvenimiz, ihracatımızda yüksek teknoloji ürünlerin payı, mutluluk ve huzurumuz da geriliyor” ifadelerini kullandı.

DEMOKRASİ VE LAİKLİK VURGUSU
“Özellikle laikliğe ve demokrasiye vurgu yapmak istiyorum” diyen Özilhan, “Farklı dil, din, ırk, mezhep, etnisite, sosyoekonomik kökenden insanlardan oluşan milleti düşününce herkesi harekete geçirmek, herkesin katkısını almak, kimseyi dışarıda bırakmamak ancak demokrasi ve laiklik ile mümkün olabilir” görüşünü savundu. Özilhan, kuvvetler ayrılığının, denge ve denetleme mekanizmalarıyla, yargısal denetimin güçlendirilmesi; şeffaf, hesap verebilir, daha az merkeziyetçi ve etkin bir kamu yönetimi anlayışının yerleşik hale getirilmesi gerektiğini söyledi.

“AÇIKLAMANIN DOĞRUDAN HÜKÜMETE OLDUĞUNUN AÇIKÇA SÖYLENMESİNİ BEKLERDİM”

‘Bidebunuizle’ yayınında Yavuz Oğhan’a konuşan Siyaset Bilimci Prof. Dr. Ali Çarkoğlu, TÜSİAD toplantısında yapılan açıklamaları değerlendirdi ve “Hem çok geç hem de gerçek teşhisi ismini koyarak yapmaktan imtina eden bir çıkış. Bence yeterli görülemez” dedi. Önceki gün 10 büyükelçinin tutuklu iş insanı Osman Kavala için yaptığı çağrıya atıfta bulunan Çarkoğlu, “TÜSİAD’ın çekingen kalması biraz ümit kırıcı. Geçmişte daha cesur davrandığı olmuştu. Açıklamanın doğrudan hükümete söylendiğinin açıkça ifade edilmesini beklerdim” ifadelerini kullandı.