Tutuklu Kürt siyasetçi Gültan Kışanak: Yeni bir sürecin başlama ihtimali çok zayıf

Tutuklu Kürt siyasetçi Gültan Kışanak: Yeni bir sürecin başlama ihtimali çok zayıf
Eski HDP Milletvekili Leyla Zana'nın son açıklamalarıyla gündeme gelen "yeni çözüm süreci" tartışmalarını değerlendiren DEM Parti Ankara Büyükşehir Belediye Eş Başkan adayı Gültan Kışanak, seçim sonrasında böyle bir...
Eski HDP Milletvekili Leyla Zana'nın son açıklamalarıyla gündeme gelen "yeni çözüm süreci" tartışmalarını değerlendiren DEM Parti Ankara Büyükşehir Belediye Eş Başkan adayı Gültan Kışanak, seçim sonrasında böyle bir sürecin başlama olasılığının zayıf olduğunu belirtti. Kışanak, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın çözüm sürecinin muhatabı olarak gösterilmesini ve CHP'nin derin devleti ikna edemeyeceği tartışmasını çarpıcı bir şekilde eleştirdi. Ayrıca, derin devlet meselesinin unutulduğunu ve CHP geleneğinin bu konuda önemli bir rol oynadığını vurguladı. Ancak, AKP'nin yanı sıra muhalefeti de Kürt meselesinde iktidarın belirlediği sınırlar içinde kalmakla eleştirdi.

Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayı ve Kobane Davası tutuklusu Gültan Kışanak, CHP'nin sorunu çözebilecek güçte olduğunu ancak bunun için partiler üstü bir politikanın gerekliliğine işaret etti. Kürt sorununun ancak bu şekilde çözülebileceğine dikkat çekerken, AKP-MHP bloğunun kendi tabanında da rahatsızlıklar yarattığını ve bu durumun 31 Mart seçim sonuçlarına yansıyabileceğini ifade etti. Kışanak'a göre, AKP'nin kendi politikalarıyla yüzleşmesi kaçınılmaz olacak ve DEM Parti ile kopan Yeniden Refah'ın aldığı oy, dengeleri değiştirebilecek potansiyele sahip.

DEM Parti Ankara Büyükşehir Belediye Eş Başkan adayı Gültan Kışanak, Kandıra 1 Nolu F Tipi Kapalı Cezaevi'nde tutuklu bulunuyor ve seçim kampanyası ile siyaset gündemine dair gazetecilerin sorularını avukatları aracılığıyla yanıtladı.

Gazetecilerin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Kürt sorunun çözümüne ilişkin yeni bir adım atıp atmayacağı soruldu. Kışanak ise isim vermeden Leyla Zana'nın Diyarbakır Nevruzu konuşmasının 1 Nisan sonrası için hazırlık anlamına gelmediğini belirtti.

En başta net olarak söyleyeyim. Kürt sorun ancak partiler üstü bir politikayla çözülür. Aksi takdirde AKP çözmek istese CHP karşı çıkar, CHP çözmeye kalkışsa AKP ‘ihanetle’ suçlar. Geçen süreçte bunu yaşayarak öğrendik. Hala da her iki parti, birbirini Kürt sorunu üzerinden vuruyor.

CHP isterse, Kürt sorununu rahatlıkla çözebilecek bir partidir. Cumhuriyetin kurucu partisi olması nedeniyle bu konuda büyük bir sorumluluk altındadır. Ama “isterse” kelimesinin özellikle altını çiziyorum. Şunu görmek gerekir, Türkiye’de milliyetçilik ulusalcılık üzerinden yükseliyor ve her iki kesimi de giderek sağcılaştırıyor. Bu nedenle Kürt sorunu, sadece Kürtlerin meselesi değildir, Türkiye’nin demokrasi sorunudur.

Derin devlet konusunu da herkes unuttu. JİTEM teşhir olmuş, hakkında davalar açılmış, derin devleti mahkum etme imkanı ortaya çıkmıştı. Ancak JİTEM elemanları tek tek beraat ettirildi. Doğru dürüst haberi bile yapılmadı. Oysa bu yapının ortaya çıkartılmasında CHP geleneğinin önemli bir rolü vardı. AKP döneminde ise sanki derin devlet yokmuş gibi davranılıyor, özellikle Kürtlerle ilgili olayların peşine kimse düşmüyor. Derin devleti “ikna etmek” değil, teşhir etmek gerekiyor.

Sanırım Ahmet Türk, AKP’nin iktidar olması nedeniyle, tüm devlet kurumları üzerindeki etkisine işaret etmek istemiştir. AKP iktidarının bizlere ne yaşattığını biliyoruz; hala da yaşıyoruz. Defalarca mahkemede söyledim, bir kez daha söyleyeyim; Eğer, bizleri hapishanede tutmak Kürt sorununu çözüyorsa, bizi edin, bu mesele bitsin. Bizim açımızdan, ne bedel ödediğimiz değil, sorunun nasıl çözüleceği önemlidir. Ortada tüm ülkeyi ve milyonlarca Kürt yurttaşı ilgilendiren son derece önemli bir sorun var. Beklentimiz, artık bu konunun iç politika malzemesi yapılmadan, temel haklar ekseninde, demokrasi içinde çözülmesi, toplumsal barışın sağlanmasıdır. İktidarlar gelir geçer, Kürt sorunu kalır; cumhuriyetin yüzyılı böyle geçti. İkinci yüzyıl da böyle geçsin istemiyoruz. Bir şey daha söylemesem içimde kalır. Keşke, AKP’nin Kürtlere kötü davrandığı, sadece seçim zamanı hatırlanmasa.