Uzmanından karne uyarısı: Karneler çatışma konusu yapılmamalı

Uzmanından karne uyarısı: Karneler çatışma konusu yapılmamalı
 Milyonlarca öğrenci 19 Ocak’ta karnelerini alacak. Bu dönemde çocuklar üzerindeki baskı gittikçe artıyor. Öğr. Gör. İrem Yavuz ‘’Ailelerin beklentileri ve çocuklar üzerindeki baskıları çocuklarda performans anksiyetesi...
 Milyonlarca öğrenci 19 Ocak’ta karnelerini alacak. Bu dönemde çocuklar üzerindeki baskı gittikçe artıyor. Öğr. Gör. İrem Yavuz ‘’Ailelerin beklentileri ve çocuklar üzerindeki baskıları çocuklarda performans anksiyetesi oluşturuyor” dedi.  Velilerin karneye karşı tutumları ve ara tatil programına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Prof. Dr. Yelkin Diker Coşkun, “Karne genel durumu anlayabilmek için kullanılan bir değerlendirme aracı olarak görülmeli ve çatışma konusu yapılmamalıdır. Karne ile ilgili yanlış ebeveyn tutumu, söylenen incitici sözler öğrencilerin içinde bulundukları gelişim dönemlerine göre farklı şekillerde etki eder, öz saygılarını zedeleyebilir” dedi. 

Ailelerin karne stresini azaltmaya yardımcı olmaları gerektiğini ifade eden İstanbul Rumeli Üniversitesi Çocuk Gelişimi Programı Öğr. Gör. Uz. Klinik Psk. İrem Yavuz, çocuklarda performans anksiyetesine dikkat çekti. Yavuz, “Çoğu çocuk kendi geleceğini şekillendirirken henüz sorumluluk yetisi ve benlik bilinci geliştirmediği için ebeveyn motivasyonu ile hareket eder. Motivasyonun kaynağı anne ve babayı memnun etmek olduğunda karne başarısı da o denli stres sebebi olabiliyor. Ebeveynlerin alınan karneyi kendi emeklerinin karşılığı gibi görmemesi gerektiğini unutmamaları gerekmektedir” ifadelerini kullandı.

Karneye değerinden fazla anlam yüklemeyin

Ailelerin, çocuklarını değerlendirirken dikkat etmesi gereken bazı unsular olduğunu söyleyen Öğr. Gör. İrem Yavuz, ‘’Karne başarısına göre hedeflenen ödüle ulaşılamadığı takdirde cezadan kaçınılmalıdır. Sevgi başarı ile ölçülmemelidir aksi takdirde çocuklarınız sadece başardıklarında, iyi olduklarında sevileceklerine dair yanlış bir inanç geliştirebilirler. Karneye değerinden fazla anlam yüklemeyin, karne sadece bir dönemlik akademik başarının ölçütüdür. Çocuğunuzun nasıl bir kimlik geliştirdiğinin sonucu değildir. Kötü karne alan çocuğa kızmak öfkelenmek gelecek dönemlerdeki kötü karnelerin destekçisi olabilir. Çocuğunuzun karne başarısı istediğiniz gibi olmasa bile, o da tatili hak etti. Ödev ve eğlence saatlerini birbirinden ayırmayı ve sağlıklı, mutlu, başarılı bir çocuk yetiştirmenin ön koşulunun koşulsuz sevgi ve kabulden geçtiğini unutmayalım” diye konuştu.

[caption id="attachment_539407" align="aligncenter" width="600"] Psk. İrem Yavuz[/caption]

Yeditepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yelkin Diker Coşkun, “Karne tüm boyutları ile değerlendirilmeli. Bir öğrencinin uyku, dinlenme, ders çalışma, derse etkin katılım, ödevlerle pekiştirme, kültürel-sosyal etkinliklere katılım özellikleri karne performansını doğrudan ya da dolaylı etkileyebilmektedir” diye konuştu.

"Çocukların öz saygısını zedelemeyin"

“Karne genel durumu anlayabilmek için kullanılan bir değerlendirme aracı olarak görülmeli ve çatışma konusu yapılmamalıdır” diyen Prof. Dr. Coşkun, “Karne ile ilgili yanlış ebeveyn tutumu, söylenen incitici sözler öğrencilerin içinde bulundukları gelişim dönemlerine göre farklı şekillerde etki eder, öz saygılarını zedeleyebilir. Anne babaların karne notlarına kızması sonucu değiştirmeyecektir. Bu nedenle karnede akademik performans düşük ise artırmaya ilişkin öğrenci ile birlikte çözüm üretilmelidir. Hangi ders ya da derslerde nasıl bir desteğe ihtiyacı olduğu, ders çalışma alışkanlıkları, ev içi rutinler aile ile birlikte düzenlendiğinde başarıyı olumlu etkileyecektir” ifadelerini kullandı.

[caption id="attachment_539409" align="aligncenter" width="253"] Prof. Dr. Yelkin Diker Coşkun[/caption]

"Ekran başında vakit geçirmek dinlenmek değildir"

Ara tatil döneminde öğrencilerin fiziksel ve duygusal olarak dinlenmelerinin önemine dikkat çeken Prof. Dr. Coşkun, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Öğrenciler genellikle tatil dönemlerini ekran başında rahat şekilde uzun saatler geçirebilecekleri zamanlar olarak görme eğiliminde olurlar. Fiziksel olarak yorucu ve rutini bozan bu durum, dinlenmeyi engeller. Tatilini bu şekilde geçiren öğrenciler okula tekrar uyum sağlamada sıkıntı yaşarlar. Tatilin amacı ikinci dönemde dinlenmiş bir zihin ve beden ile okul performansını artırmaktır. Bu nedenle öğrencilerin ara tatil zamanlarını dinlenme, uyku, oyun, sosyal etkinliklerle dengeli şekilde dağıttıkları bir programla geçirmeleri daha sağlıklı olacaktır.” 

Prof. Dr. Coşkun, eğer ihtiyaç duyuluyorsa birinci dönemin ders konularının tekrarını içeren bir tatil programı oluşturmanın ve öğrencilerin bu programa uymalarını desteklemenin önemine de vurgu yaparak “Kitap okumak okuma, düşünme becerilerini geliştiren en verimli tatil etkinliğidir. Günümüzde iş birliği, takım çalışması gibi sosyal duygusal becerilerin kullanımını gerektiren özelliklere sahip olmak çok kritik. Bu becerilerin erken çocukluktan itibaren evde desteklenmesi ve tatil dönemlerinde basit ev işlerinde sorumluluk almalarını sağlamak gerekiyor. Sorumluluk duygusu, sabırlı olma ile ders çalışma alışkanlıkları arasında bir ilişki olduğu unutulmamalı” dedi.