Alaaddin Dinçer

Alaaddin Dinçer

Asıl Mesele Mülakat Değil, Öğretmen Yetiştirme Sistemi

Türkiye öğretmen yetiştirme sistemi uzun zamandır arz talep dengesi bozulmuş vaziyette ilerlemeye çalışmakta. Plansız açılan Eğitim Fakülteleri ve özellikle pedagojik formasyon programları neticesinde sistem bugün içinden çıkılmaz hal alan bir noktaya taşındı. Arz ve talep dengesi tamamıyle bozuldu. Mezun sayısı ile gerek kamuda gerekse özelde istihdam olanağı bulmak daha da zorlaştı. KPSS’nin başlaması ve Anadolu Öğretmen Liselerinin kapatılmasının ardından her lise mezununun öğretmen programlarına gidebilmesinin önü açıldı. Hal böyle olunca öğretmen yetiştirme programlarına yerleşen adaylar, kendi programlarına odaklanmaktan çok zamanlarını KPSS’ye hazırlanmakla geçirmekte. Bu durum, hem programların hem de programlarda okuyanların niteliklerini, yeterliliklerini ve yasada belirlenen ihtisaslaşma ve uzmanlaşma özelliklerini tam olarak özümsemeden mezun olmalarına neden olmakta. Öğretmen liselerinin mezunları teşvik puanının etkisi ile büyük oranda öğretmen yetiştirme programlarını tercih ediyordu. Ancak bu liselerin son yıllarda uygulanan itibarsızlaştırma politikaları ve artı puan uygulamasının sonlandırılması sonuncunda hem tercih edilme sayıları hem de mezun sayıları düştü. 2023’te son sınıf düzeyinde YKS’ye başvuran öğretmen lisesi mezunlarının sayısı 4 bin 500 oldu. Oysa eğitim fakültelerine 42 bin kontenjan ayrıldı.

Öğretmenlik mesleği çok özel bir meslek. Bu mesleğe atanacakların çok özenle seçilmesi, seçilirken de çok seçici davranılması gerekmekte. Bu bağlamda mülakat sınavlarının yapılması, bu hassasiyetler dikkate alındığında zorunlu bir aşama olarak görülmelidir. Ancak, mülakat sınavlarının öğretmen yetiştirme sistemini dışlayan ve sadece istihdam finalinin önüne koyulan bir yerde yapılmaması gerekmekte. Önümüzdeki yıllarda, hem norm kadronun büyük oranda dolması, hem de emekli olacak sayının azalması nedeniyle ataması yapılacak öğretmen sayısının geçmiş yıllara oranla daha düşük sayılarda kalacağını ön görmekteyiz. O nedenle öğretmen yetiştirme sistemi bütün yönleriyle ele alınarak ve ihtiyaç analizleri yapılarak yeniden yapılandırılmalıdır. 

NELER YAPILMALI?

Bu bağlamda yapılacakları sıralayacak olursak;

-Anadolu Öğretmen Liseleri yeniden tercih edilen okullar olarak güçlendirilmelidir. Bu okullara öğrenci LGS Puanının yanında yapılacak mülakat puanı da eklenerek girebilmelidir.

-Öğretmen açığı olan branşlar dışındaki alanlarda pedagojik formasyon uygulamasına son verilmelidir.

-Öğretmen yetiştirme programlarına giriş YKS Sistemi dışına alınmalı, kontenjanlar azaltılmalı, ÖSYM tarafından ayrı bir merkezi sınav ve programlara kabulde fakülteler tarafından mülakat sınavı yapılmalıdır.

-Staj dönemi üçüncü sınıfta başlamalı dördüncü sınıfta devam etmelidir. Öğretmen adayları üçüncü ve dördüncü sınıf yıllarını büyük oranda okullarda tamamlamalıdır. Staj sonunda okulda bulunan bir baş öğretmen, baş öğretmen yoksa bir uzman öğretmen, bir müfettiş ile adayın fakülte de okuduğu bölümünden bir akademisyenin katılacağı komisyon oluşturulmalı; komisyonun yapacağı değerlendirme sonunda verilecek puan öğretmenliğe hazırlık dosyasında yer almalı; dosya adayın okuduğu bölüme gönderilmelidir. Programın son yılında fakültede yapılan final sınavı mülakat sınavı olarak tasarlanmalı, ikisi başka üniversiteden olmak üzere 5 akademisyenden oluşan mülakat jürisi kurulmalı ve adaya bu jürinin yapacağı sınav sonunda vereceği puan, hem bitirme puanı hem de atanma da esas olacak puan ortalamasına etki edecek puan olarak değerlendirilmelidir. Adayın, gerek staj gerekse bitirme sınavından aldığı puanların ortalamasına göre bir bitirme puanı verilmelidir.

-Son olarak, öğretmen atamasına esas puanın hesaplanmasında; KPSS’den alınan puanın yüzde 50’si,staj sonu değerlendirme için verilen puanın yüzde 20’si, okul bitirme puanının yüzde 30’u alınarak oluşacak puan ortalaması öğretmenin atanmasına esas puan olmalı ve öğretmen bu puan sıralamasına bakılarak atanmalıdır. 

Yukarıda yazılan aşamalar tamamlanarak yapılacak atamalar torpil iddialarını büyük oranda sona erdirecek, öğretmen yetiştiren programların sürece dahil olması ile hem bu kurumların niteliği artacak hem de adaylar programlarda geçen öğretim zamanlarını KPSS’ye hazırlanmakla geçirmeyecek, böylece adayların da nitelik ve yeterlilikleri daha üst seviye ye çıkmış olacak. 

MÜLAKAT İÇİN HAFTALAR GEREKİR

Bakanın yaptığı açıklama ile yapılması planlanan mülakat sürelerini hesapladığımızda günlerce sürecek bir mülakat sürecine tanık olacağız.20 bin atama örneğinden yola çıkarak yapacağımız hesaplama da haftalarca sürecek zamana ihtiyaç duyulacağı ortaya çıkmaktadır. 20 bin atamada atanacak sayının üç katı yani 60 bin öğretmen mülakata çağrılacaktır. Bakan “mülakat sınav süresinin 45 dakika olacağını, 128 branştan atama yapıldığını ve her komisyonda 3 jüri üyesinin bulunacağını” ifade etti. 128 branş için 384 jüri üyesi gerekecek. Bakan 45 dakika dese de bir aday için ortalama 1 saat zaman gerekeceğini bu tür mülakatlarda yaşanmış deneylerden biliyoruz. Her bir jürinin günde en fazla 6 kişiyi mülakata tabi tuttuğunu düşünürsek günde 2 bin 304 öğretmen sınava girecek. 60 bin kişinin sınavı bu koşullarda 26 gün sürmüş olacak. Bu zorlu yolu tercih etmek zaman kaybı, öğretmenlere eziyet etmek, gereksiz maliyetler çıkarmak anlamına gelecektir. 

MÜLAKATTA ISRAR EDİLMEMELİ

Sonuç olarak; bütün şeffaflığına, objektifliğine, kamera kaydı yapılmasına, jürinin adayı, adayın jüriyi ilk defa görecek olmasına ve Bakanın her türlü teminatına rağmen, siyasi torpilin geçer akçe olduğu günümüz koşullarında Bakanlık merkezli mülakat sınavına duyulan güvensizlik ortadan kalkmayacaktır. O nedenle Bakanlık, mülakat yapma ısrarından vaz geçmeli, yukarıda önerdiğimiz modelin üzerinde daha ayrıntılı çalışmayı gündemine alarak yeni yol haritasını belirlemelidir. Ataması yapılan öğretmenlerin güvenlik soruşturması adı altında göreve başlatılmaları aylarca süren uygulamaya da son verilmeli, adayların yargı makamlarından alacağı belgelerle yetinilmelidir. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Alaaddin Dinçer Arşivi