Danıştay’ın “Havaalanlarında hakimlerin üstü aranamaz” kararı ne tür riskleri barındırıyor?

Danıştay 10. Dairesi’nin, havaalanına gelen hâkimlerin üstlerinin aranamayacağına ilişkin verdiği karar sonrası konu tartışılmaktadır. Havaalanlarında yapılacak aramalar bakımından bu tür muafiyetlerin olup olmadığının değerlendirilmesi gerekir. Bu değerlendirme yapılırken hem ulusal hukukun hem de uluslararası sözleşme hükümlerinin birlikte değerlendirilmesi yerinde olacaktır.

Havaalanlarında alınacak güvenlik önlemleri konusunda uluslararası standartlar Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü (ICAO) Avrupa Sivil Havacılık Konferansı (ECAC) tarafından belirlenmiştir.

30.09.1977 ve 06.10.1989 tarihli Montreal Sözleşmelerinde; uluslararası sivil havacılık faaliyetlerinde kullanılan bir uçağa yasak maddelerin sokulmasını engellemek için yolcuların ve bagajlarının taranması hususunda yeterli önlemlerin alınması sözleşmeye taraf devletlere bir yükümlülük olarak yüklenmiştir. Devletler bu yükümlülük uyarınca gerekli önemleri almak zorundadırlar.

Havaalanlarında alınacak güvenlik tertip ve tedbirleri (ICAO) ve (ECAC) tarafından belirlenen standartlar çerçevesinde her havaalanının mahalli şartlarına ve eldeki imkânlara göre, maksadı en iyi sağlayacak şekilde düzenlenmelidir. Zira havaalanlarına ilişkin güvenlik önlemleri bu iki uluslararası kuruluşun denetimi altında olup, gerekli önlemlerin alınmadığı havaalanlarından çıkan uçuşların iniş yerinde kabul edilmeme durumu söz konusu olabilmektedir.

2802 sayılı HSK’nın 88/1 maddesi uyarınca hâkim ve Cumhuriyet savcılarının, 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 58. maddesi uyarınca ağır ceza mahkemesinin görev alanına giren bir suçtan dolayı suçüstü hali dışında hâkimlerin, Cumhuriyet savcılarının ve avukatların üzeri aranamaz. Burada tanımlanan arama, bir suçun soruşturulması kapsamında yapılan “adli aramadır”.

Hâkim, Cumhuriyet savcısı ve avukatların üzerinin “önleme araması” kapsamında aranması konusunda bir düzenleme bulunmamakla birlikte, suç sayılan fiiller nedeniyle yapılacak adli aramanın kısıtlandığı bir durumda önleme araması gibi adli aramaya göre daha az öneme sahip aramanın yapılabileceğini söylemek güçtür.

Halen devam eden uygulamada; hâkim Cumhuriyet savcısı ve avukatlar havaalanının güvenlik kapılarından geçmekte, eşyaları ve bagajları teknik cihazlardan geçirilerek kontrol edilmekte, gerektiğinde bagajlarını açmaları istenmektedir. Bu kişilerin üzerlerinin elle aranması mümkün görülmemektedir. Nitekim havaalanı girişinde alınacak güvenlik tedbirlerine ilişkin bütün güvenlik mevzuatında duyarlı kapıdan, X-Ray cihazından geçirme gibi düzenlemelere yer verilmiş olup, bu gibi yerlerden geçen kişilerden üst araması yasak olan kişilerin duyarlı kapı geçişlerinde sinyal vermesi durumunda üst aramasının elle yapılacağına ilişkin bir düzenlemeye yer verilmemiştir.

Havaalanlarının girişinde, tıpkı cezaevi, resmi kurum binaları, miting ve toplantı alanlarında olduğu gibi arama yapıldığında bu yerlere girecek kişiler duyarlı kapıdan geçirilerek veya metal detektörleri ile aramaya tabi tutulurlar. Giriş yapacak kişi üstünün aranması yasak olan kişilerden ise (hâkim, Cumhuriyet savcısı veya avukat) kişinin duyarlı kapıdan geçtiği sırada sinyal vermemesi gerekir. Kapı sinyal veriyor ise kişiden üzerinde duyarlı kapının sinyal vermesine yol açan eşyaları çıkarması istenir ve cihaz sinyal vermeyinceye kadar geçişi tekrarlanmalıdır. Duyarlı kapının sinyal vermeye devam etmesi halinde ilgili kişiye durum açıklanarak üstünün aranması gerektiği bildirilmelidir. İlgili kişi kanun hükümleri gereğince üstünün aranamayacağını ileri sürerek aramaya izin vermez ise üst araması yapılamaz ancak arama yapılmadan bu tür güvenlikli bölgelere geçişine de izin verilemeyeceğinden belirtilen yere girişi engellenir. Aksi takdirde güvenliği sağlanan ve çoğu uluslararası düzenlemelere konu olan havaalanlarında güvenlik uygulamalarını sürdürmek mümkün olmayacaktır. Bir cezaevine çeşitli nedenlerle (ziyaret, inceleme, ifade alma gibi) giriş yapacak hakim, Cumhuriyet savcısı veya avukat cezaevi girişinde bulunan duyarlı kapı kendisi hakkında sinyal vermeye devam ettiği halde üstü aranmadan veya sinyal kesilmeden içeriye giremiyor ise bu kişilerin havaalanlarına da duyarlı kapının sinyal vermesine rağmen üst araması yapılmadan veya duyarlı kapının sinyal vermemesi sağlanmadan girmesi mümkün değildir.

Havaalanlarının güvenlik risklerinin büyüklüğü, uluslararası anlaşmalar ve yükümlülükler dikkate alındığında, hava yolu ile ulaşım sağlayanların ve çalışanların güvenliğinin sağlanması için, üstlerinin aranması konusunda özel düzenleme bulunan kişilerin, havaalanına girişte duyarlı kapının sinyal vermesi durumunda, sinyal vermeden geçmeyi sağlayıncaya kadar tekrar geçiş yapmaları yerinde olacaktır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Murat Aydın Arşivi