Oğuz Demir
Yıl sonunda dolar ne olur?
Biz iktisatçıların son dönemde en çok muhatap olduğu soruların başında “Dolar ne olur? Altın ne olur?” gibi sorular geliyor. Öyle ki neredeyse tüm dostlarımızla yaptığımız sohbetler dahi bir yerde bu sorulara bağlanıyor. Gündelik piyasa takibi yapan finansçıların ya da bu konuların gündelik işleyişini yakından takip eden iktisatçıların kısa vadede döviz kurlarındaki seviyelere ilişkin analizleri ve tahminleri mutlaka vardır. Ancak benim gibi biraz daha ekonominin farklı alanları ile ilgilendiğinizde bu sorulara yanıt vermek bir hayli güç oluyor. Ben de son dönemde bu tip sorular geldiğinde kabaca genel durumu özetleyip, soruyu soranın kendi yanıtını bulmasını sağlamaya, karar sürecine katkı sağlayacak bilgileri sunmaya çalışıyorum.
Bu hafta da 1 doların 7 Türk lirasının üzerine çıkması, bu soruların sayısını arttırdığı için değerli Gazete Pencere okuyucuları için kabaca bir döviz ne olur sorusu için yanıt verme rehberi hazırladım. Elbette yıllarca çalışılmış teorileri burada birkaç maddede özetlemek mümkün değil ancak amacımız da zaten teorik bir tartışma yapmak değil, ünlü sorunun yanıtını kendi kendinize bulmanıza katkı sağlamak. Siz de buradaki madde madde açıklamaları kullanarak doların bundan sonraki seyrinin nasıl olacağına kendiniz karar verebilirsiniz.
TL’nin dolar karşısındaki değerini anlamamız için özetle üç hususa bakabiliriz. Bir o ülkeye önümüzdeki dönemde ne kadar döviz girecek (döviz arzı), o ülkeden ne kadar döviz çıkacak (döviz talebi) ve hem döviz arzını hem de talebini etkileyen ülkeye ilişkin riskler. Analizi Her birinin üzerinden tek tek gidelim ve size veriler sunarak kendi cevabınızı bulmanıza yardımcı olalım.
Ülkemize döviz girişi; ihracat ile, turizm ile ya da Türkiye’ye yatırım yapmak isteyen yatırımcılar ile oluyor. Bu kalemlerde düşüş olduğunda ülkeye giren döviz azalıyor ve TL’nin değerinin düşme ihtimali artıyor. Bu kalemlerde artış olduğunda ise ülkeye giren döviz artıyor ve TL’nin de değerinin de artma olasılığı yükseliyor. Türkiye ve dünyadaki diğer ülkelerde reel faiz farkları da yatırımcıların Türkiye’ye gelme kararı açısından önemli. Yani burada devreye faiz de girmiş oluyor. ABD faizleri artırdığında bizim gibi ülkelerden döviz çıkışı olması da mesela buna bir örnek.
NOT: Geçtiğimiz yıl turizmden otuz beş milyar dolarlık döviz kazandık. Bu sene bu rakamın çok altında kalmamız söz konusu. Öte yandan tüm dünyada dış ticaretin de zayıfladığı bir dönemdeyiz. Nisan ayı ihracatımız %40 azalmış durumda. Hızlı bir toparlanma da zor görünüyor.
Ülkemizden döviz çıkışı; ithalat ile, yabancılardan alınan borçların geri ödemeleri ile ya da daha önce Türkiye’ye yatırım yapmış yabancıların Türkiye’den çıkmaları ile oluyor. Bu kalemlerde artış olduğunda ülkedeki döviz talebi artıyor ve TL’nin değerinin düşme ihtimali de artıyor. Bu kalemlerde düşüş olduğunda ise ülkede döviz talebi düşüyor ve TL’nin de değerinin de artma olasılığı yükseliyor. Bir de tabii çıkmayan döviz talebi var. O da özellikle son dönemde Türkiye’de çok sık gördüğümüz bir durum. Yerli küçük yatırımcının birikimlerini döviz olarak tutması. Bu da tabii aşağıda ifade edeceğimiz risk algısıyla da ilişkili ancak Türkiye’de döviz talebini besleyen önemli unsurlardan biri de bu.
NOT: Türkiye’de kısa vadede firmaların ödemesi gereken borç yaklaşık 170 milyar dolar. Bu borcun faizi ödenip, yeni borçlanma yapılabilir ancak her ihtimalde borçlu şirketlerin döviz ihtiyacı artmış durumda. Öte yandan ithalat da dünyadaki gelişmelere paralel olarak düşüş trendinde. Ancak ithalatın düşüşü ihracattan daha az ve Türkiye’nin 2020 yılı ilk dört ayında dış ticaret açığı yirmi milyar dolara yaklaşmış durumda.
Gelelim risk meselesine. İşte bu risk meselesi en tahmin edilmesi güç konulardan biri. Çünkü bazen olumlu bazen olumsuz etki yaratarak yukarıda bahsettiğimiz özellikle finansal işlemleri çok fazla etkiliyor. Öte yandan bunlar sadece ekonomik riskler de değil. Hatta genellikle de siyasi riskler. Mesela her yıl bir seçim olması, uluslararası gerginlikler, jeopolitik risklere sahip ülkeler bu riskler arttığında, ülkeden çıkmak isteyen yatırımcı sayısı arttığından, döviz talebi artmakta ve para birimleri değer kaybetmekte. Riskler düştüğünde ise finansal yatırımlar arttığından, o ülkeye döviz girişi artmakta ve para biriminin değerinin artma ihtimali de artmakta.
NOT: Türkiye ile ilgili özel bir örnek vermeye gerek yok, zaten neredeyse son beş yıldır deneysel olarak siyasi risklerin kur üzerindeki etkisini yaşadık. 2015 Mayıs’ta 2,70 TL olan 1 ABD dolarının bugün 7 TL’nin üzerine çıkmasında ekonomik unsurlardan çok risk meselesi belirleyici oldu.
Şimdi ben size sorayım, sizce dolar yıl sonuna doğru ne olur?