Mehmet Şandır

Mehmet Şandır

ZAMANIN KAVŞAK NOKTASINDA; SULAR ISINIYOR

Ülkemizin çevresinde sular ısınmaya başladı.
Yağmur bulutları hızla toplanıyor; şemsiyeleri hazır edelim.
Geçen hafta, Ege Denizi’nin kuzeyinde depremle ilgili teknik deniz dibi araştırmaları yapan Çeşme 2 gemimize Yunanistan’a ait 4 adet savaş uçağı aşırı tacizde bulundu. İki ülke arasında kronikleşmiş sorunların çözümü için Türkiye’nin olabildiğince uzlaşmalı tavrına rağmen Yunanistan’ın tavrının bu yeni boyutu gelecekte yaşanacak gelişmelerin işaret fişeği anlamındadır.
Türkiye’yi, Ege Denizi üzerinden kuşatarak baskı altında tutmayı amaçlayan bir proje geliştirildiğini ve uygulamaya konulduğunu görüyoruz.
Brookings Enstitüsü’nün açıklanan yeni raporunda, “Yeni Türk hükümeti seçilene kadar baskı sürdürülmeli ve CAATSA yaptırımları etkili bir politika aracı olarak kullanılmalı” deniliyor.
Jeo Biden’ın seçilmesi ve göreve başlaması ile beklenen gelişmeler peş peşe yaşanmaya başlandı.
ABD, Türkiye sınırına yaklaşık 20 kilometre uzaklıktaki Yunanistan’ın Dedeağaç kentinde deniz üssü kuruyor. Girit Adası’nda bulunan üssüne ilaveten İskiri (Skiros) Adası, Kavala ve Selanik dahil 20 farklı bölgedeki Yunan deniz ve hava üslerini kullanmak istiyor. Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias, “Hedefimiz, stratejik açıdan önem taşıyan bölgelerde, ABD varlığının izlerini arttırmaktır” diyerek bu talebe olumlu cevap vereceklerinin işaretini verdi.
Fransa, Yunanistan’a 50 adet savaş uçağı satıyor.
NATO, ‘Defender Europe 21’ tatbikatına ilk defa Yunanistan’ı da dahil etti.
ABD, ‘Defender Europe 21’ tatbikatı kapsamında Dedeağaç Limanına 1800’den fazla zırhlı araç, 110 adet Black Hawks helikopteri, 25 adet Apache tipi saldırı helikopteri, 10 adet Chinook ağır nakliye helikopteri ve en az 20 bin asker çıkarıyor.
ABD güçlerinin ilk bölümü “Endurance” adlı kargo gemisiyle Dedeağaç limanına ulaştı.
“Orta ve Doğu Avrupa’da Rus tehdidi” senaryolarına karşı NATO üyesi ülkelerinin katılacağı ve ilkbaharda başlayacak olan tatbikat, Yunanistan, Arnavutluk, Bosna Hersek, Bulgaristan, Hırvatistan, Estonya, Almanya, Macaristan, Kosova, Karadağ, Kuzey Makedonya, Polonya, Romanya ve Slovenya’da gerçekleştirilecek.
Tüm bu gelişmeler karşısında Türkiye, çıkarlarını ve egemenlik haklarını korumak kararında olduğunu göstermek için Ege ve Akdeniz’de TSK’nın tüm unsurlarının katılımı ile 7 Mart’a kadar sürecek “Mavi Vatan-21” tatbikatını 25 Şubat’ta başlattı.
Böylece, tehditlere hazırlıklı olduğumuzu müttefiklerimize(!) göstermiş olacağız.
Bu arada, İran, Rusya ve Hindistan (her sene Çin de katılırdı) Umman Denizinde “Denizcilik Güvenlik Kuşağı" adı verilen bir askeri tatbikat yaptı.
Denizler böyle; kaynıyor, sular ısınıyor.
Karalarda durum farklı değil.
Ermenistan ayakta, Güney Kafkasya yine hızla istikrarsızlaştırılıyor.
Rusya yanlısı Karabağ klanı (Çetesi) denilen Sarkisyan ve Koçaryan aileleri ile destekçileri, Batı yanlısı Başbakan Paşinyan’ı iktidardan uzaklaştırmak için Ermenistan Ordusu’nu darbeye tahrik ve teşvik ediyorlar. Güney Kafkasya da Paşinyan’la hamle yapan ABD ve NATO’ya karşı Rusya’nın karşı hamlesi, bizi, Azerbaycan’ı ve Türk Dünyasını çok yakından ilgilendirecektir.
ABD, Başkan Biden’la Suriye’ye geri döndü.
PYD/YPG’ye desteklerinin devam edeceğini en üst seviyede ifade ediyorlar ve gereğini yapmaya başladılar. Ayrıca Suriye’nin en doğu ucunda ve Türkiye sınırına yakın bir bölgede bir askeri üs kuracakları haberleri basında yer buldu.
ABD’ye göre PKK terör örgütü ancak PYD/YPG terör örgütü değil!
IŞİD’le mücadele gerekçesi ile Irak ve Suriye’nin büyük kısmını işgalleri altında tutuyor hatta bu konuda NATO’yu da kullanıyorlar; NATO, Irak’taki varlığını 500 kişiden 4 bin kişiye çıkartma kararı aldı.
PYD/YPG’yi bölgede yalnız Amerika değil Rusya, İran ve İsrail de destekliyor.
İran’ın kontrolü altındaki Haşti Şabi örgütü, Sincar’da PKK ile birlikte Türkiye’ye karşı cephe oluşturuyor. Rusya, PYD’yi Beşar Esad’la masada uzlaşmaya zorluyor.
YPG ise ABD ve Rusya’nın himayesinde Türkiye sınırında terör estirmeye devam ediyor.
PKK’nın Kandil’den Irak’ın batısındaki Sincar’a taşınmasını ve Suriye’deki uzantıları ile birleşmesini engellemek için yapılan Pençe Kartal-2 operasyonu için müttefik bildiğimiz ABD, Irak’taki NATO misyonu, Kuzey Irak Kürt Yönetimi, Irak Merkezi Yönetimi ve İran’ın kontrolündeki yerel güçlerin hiçbiri (ki bunlar PKK’yı terör örgütü kabul ederler) hiçbir anlamda destek vermedi.
Sonuçta PKK, 13 Şubat’ta Irak’ın kuzeyinde Gara mağaralarında uzun zamandır alıkoyduğu 13 insanımızı katletti. Büyük bir hayal kırıklığı yaşadık.
Kısacası,
Türkiye, Suriye ve Irak’ta ABD, Rusya ve İran’ın oluşturduğu “terör cephesi” karşısında egemenlik haklarını korumaya ve güvenliğini sağlamaya mecbur bırakılıyor.
BENCE
Türkiye, PKK’la mücadelesinde yalnız olduğunu bilmeli ve kendi imkanları ile hazır olmalıdır.
Kılıç, çeliğin örs üzerinde çekiçle dövülmesi ile yapılır.
Kötü komşu (müttefik) insanı alet sahibi yapar.
Biz bu süreçten güçlenerek çıkacağız.
“Bağlantılarımızdan (NATO, AB) ve kazanımlarımızdan (Demokratik, laik hukuk devleti ve Cumhuriyetin kuruluş ilkelerinden) asla vazgeçmeden;
Demokrasimize, birliğimize ve milli kimliğimize sahip çıkalım.
Diplomasi ve diyaloğa açık, bağımsız dış politika takip edelim.
VE
“Tarihimizin ve Coğrafyamızın Gerçeğini” idrak ederek kendimize, Türk Dünyası ve Gönül Coğrafyamıza dayalı yeni bir dünya kurmalıyız.
Afrika, Asya, Balkanlar bizi beklemektedir…
Zamanın kavşak noktasındayız!
Şimdi, karar ve kararlılık zamanı…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mehmet Şandır Arşivi