17 Ağustos Depremi’nin üzerinden 22 yıl geçti

17 Ağustos depreminin üzerinden 22 yıl geçti. Dile kolay: Tam 22 yıl. Meclis raporundaki resmi veriye göre Marmara Depremi’nde 18 bin 373 kişi hayatını kaybetti, 48 bin 901 kişi yaralandı. 5 bin 840 kişi ise kayıtlara “kayıp” olarak geçti. 96 bin 808 ev ile 15 bin 939 iş yeri yıkıldı ve 252 bin 158 konut hasar gördü.
Benim de -teknik hesaplamalar dışında- deprem gerçeği ile yüzleşmem bu depremle beraber başladı. O günden bu yana farklı kurumlarda ve farklı görevlere “Afet Yönetimi” konusunda bildiklerimi aktarıyorum.
Geçen 22 yıl ile ilgili kısa bir özet yapmam gerekirse şunu söylemek isterim: Büyük bir travmanın tetiklediği örgütlenmenin, hazırlıkların, iyileştirmelerin çok kısa süre içinde iktidarın hatalı uygulamaları nedeniyle terk edilmesi, çok basit deprem tedbirleri yerine hazırlığın sadece “bina güçlendirmeye” indirgenmesi ve büyük bir koordinasyon bozukluğu ile son bulan mevcut kurumların kapatılması.
Özellikle 2011, 2013 tarihinde koordinasyonumda yapılan farklı incelemeleri kamuoyu, meclis, ilgili kurumlar ile paylaymış, halkın yüzde 95’inin depreme karşı nasıl korunacağını bile bilmediğini, anaokullarının yüzde 90’ından fazlasında bir deprem çantası bile bulunmadığını, hazırlıkların tamamen kâğıt üstünde kaldığını ve halka ulaşmadığını defalarca anlatmıştım.
Bugün gelinen noktada tespitlerim maalesef aynıdır: İstanbul ve deprem yaşanma olasılığı yüksek olan diğer illerimizin hiçbirisi depreme hazır değildir. Bu tespitim nedenlerini tekrar yazmakta fayda görüyorum:

  1. İktidar, basit, ucuz ve halka ulaşacak projeler yerine sadece belirli bir zümreye rant sağlayacak “mega!” projeleri tercih etmektedir.
  2. İstanbul İl sınırları içerisinde her bir ilçede bulunan olası doğal afetlere karşı (deprem, sel vb.) belirlenen toplanma alanlarının ayrı ayrı mevcut konumları (enlem ve boylam bilgisiyle) ve kapladıkları alanların ölçüsü belirsizdir.
  3. Olası bir afet durumunda hasar alan alanlar için yeni/geçici konut alanları olarak planlanan alanların olup olmadığı belli değildir.
  4. Olası afet durumunda arama kurtarma amaçlı ekipman noktaları ve sayıları belirsizdir.
  5. Olası bir afet durumunda acil müdahale yollarının hazır olup olmadığı belli değildir.
  6. Olası bir afet durumunda yeraltı su sisteminin zarar görmesi durumunda, içilebilir su ihtiyacının ne şekilde karşılanacağı belli değildir.
  7. Olası bir afet durumunda hastanelerin hazır olup olmadığı belirsizdir.
  8. Olası bir afet durumunda kolluk kuvvetlerine eğitim verilip verilmediği bilinmemektedir.
  9. İstanbul İli içerisindeki toplam kamu binaları ve okulların sayısı ve kaç adedinin deprem güvenli hale getirildiği bilinmemektedir.
  10. Deprem sırasında çok önemli olan koordinasyonun hangi uzman ekip tarafından karşılanacağı belirsizdir.
  11. Heyelan tehlikesine açık yamaçlardaki gecekondu bölgeleri için tahliye planları bulunmamaktadır.
  12. Arazi kullanım senaryosu kapsamında planlanan önemli tesis alanları, yaklaşık 16 yıl öncesine ait olduğundan güncellemelerin acilen yapılması gerekmektedir. Bu amaçla, öncelikle belirlenmiş olan acil ulaşım yolları da güncellenmelidir.
  13. Ulaşım ağının kademesini yükseltmek için depreme dayanıklı yol ağı oluşturulması, tüm yeni inşaat çalışmalarında dikkate alınmalıdır ve ayrıntılı araştırma çalışmalarına dayanan tasarım standartları geliştirilmelidir.
  14. Olası bir afet durumunda, tahliye koridoru için acil ulaşım yolları belirlenmesi ve bu yolların tahliye koridoru ile ilçe içinde kullanılabilecek tahliye alanlarına, parklara ve açık alanlara, sağlık kurumlarına, hava alanlarına, liman ve iskelelere demiryolu şebekesine ve çadır alanlarına vb. hızlı erişim olanağı sağlanmalıdır.
  15. Afet sonrasında stratejik öneme sahip olan yerler arasındaki üstyapı hiyerarşisinin iyi çalışması için ulaşımla ilgili afet yönetim ve planlamasının yapılması gerekmektedir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Kubilay Kaptan Arşivi