"Alev Coşkun, Işık Kansu ve Hüseyin Yıldız 'rüşvet karşılığı haber'in aktörü ve örtbas edicileridir, istifa edin!"

"Alev Coşkun, Işık Kansu ve Hüseyin Yıldız 'rüşvet karşılığı haber'in aktörü ve örtbas edicileridir, istifa edin!"
Candan YıldızCumhuriyet gazetesinin sahibi Cumhuriyet Vakfı’nın başkanı Alev Coşkun’un gazetenin yöneticilerinin yargılandığı Cumhuriyet davasındaki rolü tarihe geçmişti. İhbarcılıkla suçlanmıştıİlgili haberde, İrfan...

Candan Yıldız

Cumhuriyet gazetesinin sahibi Cumhuriyet Vakfı’nın başkanı Alev Coşkun’un gazetenin yöneticilerinin yargılandığı Cumhuriyet davasındaki rolü tarihe geçmişti. İhbarcılıkla suçlanmıştı

İlgili haberde, İrfan Hüseyin Yıldız hakkında, iftira niteliğinde, hakaretamiz, karalama amacına matuf ve somut gerçeğe aykırı iddialar ortaya atıldığına dair düzeltme metni gönderildi

Tanık olduğu aynı davada Coşkun “Cumhuriyet'in bir geleneği var, bir de haber değeri var. Habercilikte köpek insanı ısırırsa haber olmaz ama haber insanı ısırırsa haber olur” diyerek gazeteciliğin klişe kriterini savunmuştu!

Ama aradan zaman geçti, değil ‘haber değeri’, buram buram ‘para karşılığı’ haber kokan, e-ticaret yasası karşıtı haberler Cumhuriyet’in sayfalarına taşındı.

Suç duyurusuna konu olunca apar topar “para iade edildi” demişti Alev Coşkun. Fatura da ‘dış mihraklara' çıkarılmıştı.

Gazeteden çok isim ayrıldı. Son ayrılan isim de, Coşkun’un paranın alındığını kabul ettiği sözlerini kendi bloğuna taşıyan Ahmet Yavuz’du.

Yavuz kurum içi sessiz kalmadı. Yazarların bulunduğu bir Whatspapp grubuna istifa ettiğini duyurarak “Sayın Coşkun birilerinin gazına gelerek ortaya koyduğum etik tavrı kendi itibarını aşındırmak için planlanmış bir eylem olarak nitelendirmiş ve çok kaba bir tavırla uzattığım eli sıkmama nezaketsizliği göstermiş; hem söylediklerini inkar etmiş hem de kendisine gösterdiğim yazışmaları görmezden gelmiştir” dedi.

Gazeteciliğin bütün sınırlarının aşıldığı bütün bu sürece itiraz eden, ses çıkaran az sayıda gazeteci oldu.

Mızrak çuvala sığmasa da Alev Coşkun hâlâ görevinin başında. Basın Konseyi her ne kadar ‘para karşılığı’ haber yapılan dönemde gazetenin genel yayın yönetmeni olan Arif Kızılyalın hakkında ‘etik ihlali var ama fail belli değil’ kararı verse de olayı geçiştirmek çok da kolay olmayacak gibi.

Son olarak, ‘para karşılığında haber’ meselesini suç duyurusunda bulunarak yargıya taşıyan, Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi avukat Turan Karakaş, ki kendisi sonrasında gazetenin avukatlığından azledildi, Vakıf Yönetim Kurulu Üyesi Barış Doster, ikinci bir çağrı yaparak “Alev Coşkun, Işık Kansu ve İ. Hüseyin Yıldız'ı” bir kez daha istifaya çağırdılar. Zira bu üç isim herkesin bildiği ‘sır’ olarak, olayların ‘baş aktörü’ ve ‘örtbas edicisi’…

İstifa çağrısında Ahmet Yavuz'a yönelik yapılanlar da konu edildi. "Çirkin tavır" kınandı.

Son bir not... Alev Coşkun'un Ahmet Yavuz'a itiraf ettiği 'para karşılığı haber' gerçeği ile ilgili yazışmaların da suç duyurusu dosyasına gireceğini öğrendim.

Açıklamayı buraya bırakıyorum…

“Cumhuriyet Gazetesi, 99 yıllık tarihinde ilk kez RÜŞVET KARŞILIĞI HABER YAPMAKLA anılmaktadır. Çikolata kutuları içinde, üstelik yayın yönetmenliği makamında alınan paralar karşılığında yapılan haberler, gazetemizin sırtına hançer gibi saplanmıştır.

100. yılını kutladığımız Cumhuriyetimizle neredeyse yaşıt ve özdeş olan gazetemiz Cumhuriyet, kutlamaya hazırlandığı 100. yılına büyük bir sarsıntıyla girmiştir.

Cumhuriyet son birkaç yıldır, artık dayanılmaz boyutlara ulaşan bir yönetim kriziyle karşı karşıyadır. Siyasi ve farklı çıkarları olan bir grup, gazetemize tarihinin en kötü günlerini yaşatmakta, itibarını yerle bir etmektedir.

Cumhuriyet Gazetesi, 99 yıllık tarihinde ilk kez RÜŞVET KARŞILIĞI HABER YAPMAKLA anılmaktadır. Çikolata kutuları içinde, üstelik yayın yönetmenliği makamında alınan paralar karşılığında yapılan haberler, gazetemizin sırtına hançer gibi saplanmıştır.

Okurumuz incitilmiş, gazetemize duyulan güven sarsılmıştır. Cumhuriyet Gazetesi her zaman çeşitli sebeplerle hedef alınmıştır ama hiçbir zaman rüşvetle, para karşılığı haberle, reklamcılara teslimiyetle, PR şirketlerinin temsilcilerinin direktifleriyle anılmamış, anılamamıştır.

Bunları yapanlar, skandal ortaya çıkınca, Atatürk'ü, Kuvayı Milliyeyi, Cumhuriyet Devrimlerini, Yunus Nadi'den Uğur Mumcu'ya, İlhan Selçuk'tan Ahmet Taner Kışlalı'ya dek adları hem Cumhuriyet tarihine hem de gazetemizin tarihine onur anıtları olarak geçmiş isimleri istismar etmiş, adeta bir kalkan gibi kullanmışlardır.

ÇÜRÜME SESSİZCE İZLENMEKTEDİR

Vakıf yönetimindeki bazı isimler dönemin yayın yönetmeni ile birlikte e-ticaret firmasından rüşvet alıp, karşılığında Cumhuriyet'in eşsiz okuruna manipülatif haberler servis etmişlerdir. Gazetedeki bu çürüme, "Çıkarlarımız zarar görmesin" diyenler tarafından sessizce izlenmektedir.

Son olarak Türkiye Cumhuriyeti'nin saygın ve emektar komutanlarından olan emekli Tümgeneral Ahmet Yavuz, gazetede hedef alınmış, kendisine ağır ithamlarda bulunulmuş, büyük bir nezaketsizlikle karşı karşıya bırakılmıştır. Cumhuriyet için hiçbir çıkar gözetmeksizin bilgi ve deneyimlerini okurlara aktaran Ahmet Yavuz'a Cumhuriyet Vakfı Başkanı Alev Coşkun tarafından sergilenen çirkin tavrı kınıyoruz.

ARŞİV SATIŞI SON ANDA ENGELLENDİ

Art arda patlak veren skandallar, yolsuzluk ve usulsüzlüklerle gazetemiz bir bataklığa çekilmektedir.

Gazetemizin 99 yıllık paha biçilemez arşivi, Cumhuriyet Vakfı Başkanı Alev Coşkun ve Cumhuriyet Vakfı Genel Sekreteri Işık Kansu'nun bilgisi dahilinde, kimliği belirsiz kişiler devreye sokularak, NFT olarak satılmak istenmiş, bu girişim vakıf yönetimindeki duyarlı üyelerin çabaları sonucu engellenmiştir.

Gazetemizdeki rüşvet karşılığı haberin sorumlusu eski Genel Yayın Yönetmeni Arif Kızılyalın, gazetemizde yazarlığa devam etmekte, aktif olarak siyasi yaşamını sürdürmektedir.

Cumhuriyet yönetimini oluşturan vakıf üyelerinden 4 isim manipülatif haber karşılığında para alınmasını sert bir dille kınamış, sorumluların görevden alınmasını talep etmiştir. Buna karşılık bu çirkin para trafiğini yasallaştırmaya (kendi ifadesiyle muhasebeleştirmeye) çalışan vakıf yönetim kurulu üyesi İ. Hüseyin Yıldız, gayriahlaki formülleri Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu toplantısında öneri olarak sunmaktan çekinmemiştir.

Saymanı olduğu Cumhuriyet Vakfı'nın şirketi Yenigün A.Ş.'den de mali müşavir olarak milyonlarca lira hak edilmemiş gelir elde eden İ. Hüseyin Yıldız da tıpkı eski GYY Arif Kızılyalın gibi aktif siyasetin içindedir.

İ. Hüseyin Yıldız'ı Cumhuriyet'in emekçileri 12 bin 400 lira maaşla hayata tutunmaya çalışırken, gazetemiz üzerinden ne kadar gelir elde ettiğini açıklamaya davet ediyoruz.

Cumhuriyet Vakfı'nın Genel Sekreteri Işık Kansu ise bu olanları birinci elden bildiği halde, bu gelişmelere itiraz eden yönetici ve emekçileri, "siyasi uzantılar" diyerek yaftalamaya çalışmakta, hedef almakta, iftira atmaktadır.

Bu kişiler gazetedeki rüşveti örtbas etmek için “gazeteye operasyon” yaptılar diyerek siyasilere gitmiş, kendilerine 'siyasi bir arkalık' aramıştır. Oysa operasyonu yapanlar, Cumhuriyet’in kamuoyu önünde tartışılıp yıpranmasına ve ağır bir leke almasına neden olan bazı vakıf yöneticileridir.

Cumhuriyet'i itibar, siyasi gelecek ve maddi çıkarlarına kavuşmak için kullanan bu kişiler, etikten, gazetecilik ahlâkından, Cumhuriyet değerlerinden bahsedemezler.

Cumhuriyet istismarcılarıyla ilgili yargı süreci devam etmektedir. Dosyalar açıktır ancak şüphelilerin hepsi görevlerinin başındadır.

Yetkinlikleri tartışılır isimler, sırf gazetemizdeki belli noktaları ele geçirmek için alelacele yöntemlerle gazetemiz yönetimine sokulmuştur.

Cumhuriyet'in kurtulması için, bu olayların baş aktörleri, örtbas edicileri Alev Coşkun, Işık Kansu ve İ. Hüseyin Yıldız'ın istifası zorunludur.

Cumhuriyetin değerlerini istismar etmeyi bırakın. Kimse Cumhuriyet Gazetesi'nin sahibi, gizli koruyucusu, derin gücü, değerlerinin varisi değildir.

Cumhuriyet'in yakasından düşün ve bir an önce İSTİFA EDİN…”

TIKLAYINIZ