Atla Gel Şaban ve Martılar
Rahmetli Kemal Sunal’ın ATLA GEL ŞABAN filminde borç batağında olan, bakkal kasap ve manavın önünden geçemeyen ama cikletlere mani yazmak zorunda olan “Niyazi” karakteri kıvamında futbol yorumlamaya çalışıyoruz. Galatasaray Karagümrük engelini çok zor da olsa 1-0 geçti. Ama Galatasaray güzel oynamıyor. Kadro hala oturmuş değil. Oyuncu sürekliliği yok. Genç oyunculara süre verilmiyor. Sol bek sorunu hala devam ediyor.
Son maç yazımı Kopenhag- Galatasaray maçından sonra yazmıştım. Bu sezon Şampiyonlar Ligi’nde ülkemizi temsil eden tek takım Galatasaray’dı ve Galatasaray’ın da Şampiyonlar Ligi’ndeki en önemli maçıydı. Yazımın büyük bir bölümünü, hakemi darp eden bir kulüp başkanına ayırmak durumunda kalmıştım.
Olay yargıya intikal etti, ligler ertelendi, Kulüpler Birliği adına birkaç kulüp başkanı hakemin evine ziyarete gitti sonra liglere döndük. Ankaragücü eski kulüp başkanına ömür boyu men cezası beklenen cezaydı ama asıl ceza olayda hiçbir müdahili bulunmayan taraftarlara kesildi ve Ankaragücü’ne 5 maç seyircisiz oynama cezası verildi.
Hakem hatalarıyla gelinmiş oluşan bu kaosta hiçbir hakeme yönelik herhangi bir tasarrufta bulunulmadı! Elinde mikrofonla “mağduruz maçlara çıkamayız” diyen Mete Kalkavan ve Arda Kardeşler’e ilk maçta tekrar görev verildi ve ilk görevlerinde yine fahiş hatalara imza attılar! Öyle ki; Sivasspor maçtan hemen sonra resmi sosyal medya hesabından, “BAŞAKŞEHİR’DE KARA GECE” şeklinde bir paylaşımda bulundu. Kayseri Fenerbahçe maçını yöneten Zorbay Küçük – Emre Malok ve bu maçı yöneten Tugay Kaan Numanoğlu -Özgür Yankaya ikilileri evlere şenlik. Hem Karagümrük hem de Galatasaray’ın net penaltılarını gör(e)mediler!
Darp edilen Halil Umut Meler’i ziyaret eden başkanlardan Ecmel Faik Sarıalioğlu, ziyaretinden birkaç gün sonra takımının oynadığı ilk maçta takımını sahadan çekti. Amedspor neredeyse her hafta ırkçı saldırılara maruz kalıyor. Alt ligler tam facia.
Ama altını çiziyorum ki bu ülkedeki en büyük sorun “hakem” sorunudur. Hakem sorunu çözülmeden, hakemlerin tüm ilişkileri ve bağlantıları
çözülmeden, hesap hareketleri ve mal varlıkları ortaya çıkarılmadan, futboldaki sorunları çözmek imkansızdır. Eğer incelemek isteyen savcılarımız varsa sadece bu hafta yaşanan gelişmeler ışığında Mete Kalkavan’dan başlayabilir! Trabzonspor Başkanı Ertuğrul Doğan, kendilerine TFF yetkilileri tarafından Mete Kalkavan’a bu sezon maç verilmeyeceğinin bildirildiğini buna rağmen maç verildiğini söyledi. Aynı şekilde Sivasspor Kulüp Başkanı Mecnun Odyakmaz, Mete Kalkavan’a maç verilmeyeceğinin aktarıldığını ancak bu maçta bizim maçımıza verildiğini açıkladı. Bu açıklamayı devletin resmi televizyonu TRT’ye yaptı Odyakmaz.
Şimdi soru şu; TFF, Mete Kalkavan’a kesin olarak maç vermeyi düşünmezken, kimler tarafından maç verdirildi? Mete Kalkavan’ın bağlantıları ve referansları kim? Tüm hatalarına ve kaoslarına rağmen kendisine neden dokunulamıyor?
Rahmetli Kemal Sunal’ın ATLA GEL ŞABAN filminde borç batağında olan, bakkal kasap ve manavın önünden geçemeyen ama cikletlere mani yazmak zorunda olan “Niyazi” karakteri kıvamında futbol yorumlamaya çalışıyoruz. Galatasaray Karagümrük engelini çok zor da olsa 1-0 geçti. Ama Galatasaray güzel oynamıyor. Kadro hala oturmuş değil. Oyuncu sürekliliği yok. Genç oyunculara süre verilmiyor. Sol bek sorunu hala devam ediyor. Yeni transferlerin hiçbirinde ısrar edilmiyor! Mesela Kerem Demirbay. Ligin ilk haftalarında ilk 11’de şans bulup iyi de performans ortaya koyan bir oyuncuydu. Bir maçlık performansından sonra takımdan kesildi. Dün oynadığı sürede yine elinden geleni yaptı ama sürekliliği olmadığı için istenen kıvamda değil!
Ndombele mesela! Kiloları var belli. Fizik olarak hazır değil ama üst üste 90 dakika oynatıldığı bir maç dizisi yok. Dün gece aldığı kısa sürede çok net kalitesini ortaya koydu. Bir futbolcu yedek kulübesinde bekletilerek nasıl hazır hale getirilebilir? Maç eksiği nasıl kapanır? Bu istikrarsızlık Galatasaray’ın istikrarsız bir görüntü ortaya koymasına neden oluyor. Devre arasında “hazır” takviyeler yapılmazsa görüntü pek iç açıcı değil!
Muslera’nın yokluğunda görev alan ve sadece elinden bir top kaçıran kaleci Günay Güvenç, övgüyü hak eden tek isimdi…
