Seçim gecesi, iktidar partisine ilişkin, “kötü ekonomi, kötü aday, çözülen taban, yorgun seçmen, bozuk moral” saptamalarının tüm sonuçlarını gördük. İstanbul için 5 puan, Ankara için 10 puan fark görenler olduysa da böylesine büyük bir farkı “zaten öngörmüştük” diyen yok. AKP’ye araştırma yapan profesyonellerin son dönem sessizliği, kaybettiklerini göstermişti. Tüm illerin sonuçları dahil edildiğinde böylesine ‘net ve sert’ bir tabloyu öngörmediklerini kabul ediyorlar.

ŞİMDİ YAPILACAKLAR

AKP’lilere göre bundan sonraki ilk iş ekonomi. Parti yönetimi, bu hezimetin ardından bir dizi faaliyette bulunacak. Önce ekonomik programa yoğunlaşılacak, acı reçete kıvamında, vergi artışlarını da içeren düzenlemeler gelecek. Kurtuluşun, ekonominin düzelmesinde olduğunu biliyorlar. Buradaki sorun, parti yönetiminin verdiği takvimle bu işin normale dönemeyeceği. Ayrıca, “Eski gücümüzü nasıl kazanırız, nerede yanlış yaptık” başlıklı toplantılar düzenlenecek. Muhtemeldir ki genel merkezde görev değişikliğine gidilecek. Nöbet değişimi olarak adlandırılacak.

ÜÇ BAŞLIK KONUŞULACAK

Burada önemli olan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın eski enerjisine dönüp dönemeyeceği. Çünkü orta vadede şu üç konu konuşulacak… 1- Erken seçim bizim için doğru bir karar olabilir mi? 2- Anayasa değişikliğiyle AKP’yi 50 artı 1 kıskacından kurtarmak ve kolay seçimi sağlamak mümkün mü? 3- Tayyip Erdoğan sonrası partiyi kim yönetebilir? Bunlar bugünden yarına konuşulmayacak, ama önümüzdeki üç yıl boyunca hep masada olacak. Bu sürecin demokratik hayatı ve hukukun üstünlüğünü besleyip beslemediği de görülecek.

YENİ FİGÜRLER

İstanbul ve Ankara başta olmak üzere yaşanan büyük farkın ve CHP’nin tarihinde görülmemiş yerel seçim başarısının Türkiye siyasetine dönük mesajlarını bilmeyen yok. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mahsur Yavaş, artık önümüzdeki dönemin iki önemli siyasi figürüdür. İmamoğlu’nun kitlelerle kurduğu bağ ve gençliği avantaj olacak.

BİR İMAMOĞLU YORUMU

AKP kulislerinde yapılan bir İmamoğlu yorumu ilginç; “Ekrem İmamoğlu ‘İstanbul’u bu kez ittifak olmadan, üstelik sadece adaylarla değil, Cumhurbaşkanıyla, tüm kabineyle yarışarak aldım, başka hiçbir adaya bu kadar yüklenilmedi’ diyebilir. Önemli bir siyasi figüre dönüşmenin kapısını açtı. Bu gerçeği görmek gerekir…”

Üstelik, İmamoğlu’nun programı sırasında İstanbul’un muhafazakar ilçelerindeki kadın seçmenden gördüğü ilginin büyüklüğü herkesin dikkatini çekmiş. Erdoğan’a yönelik kadın seçmen ilgisinin merkezinin değiştiği anlatılıyor.

ARKADAŞLARI BİZ İTTİK

Seçim başarısızlığının nedenleriyle ilgili olarak partide konuşulan bir başka başlık da aday belirleme. Tarihinin en kötü aday seçim sürecinin yaşandığı anlatılıyor. Bu nedenledir ki başta Yeniden Refah Partisi olmak üzere diğer partilere giden AKP’lilerin utanç veya pişmanlık hissetmediği anlatılıyor. “Arkadaşlarımızı buna biraz biz zorladık. Onlar da ‘bizi siz ittiniz’ duygusundalar” değerlendirmesi yapanlar var.

SORUMLU KİM?

Sonuçta iş gelip kötü yönetime dayanıyor. Kötü ekonomi, kötü aday, küstürülen partililer, çözülen taban… Bunlardan genel merkezi sorumlu tutup, Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nın tercihlerini bunun dışında tutmak mümkün değil. Muhalefetin tek adamlık dediği sistemde, istişare mekanizması olmadan verilen kararlardan sorumlu olan da belli…

DİYE DİYE…

Partideki tüm analiz ve değerlendirmeleri bu köşeye taşıyacağız, ama üzgün ve kızgın bir AKP’li kurmayın, “diye diye AKP’yi iktidardan edeceksiniz…” şeklindeki sözleri, son 24 saatin ruh halini göstermesi açısından önemli…