Az Veren Candan…

Askıda test var. Alın alın test olun, rahat olun, işinizi aksatmayın; canınızdan kıymetli mi? Yoksula, işsize, emekliye o kadar ekmek astınız hayrınıza. Siz ekmek verdiniz, varlığınızı borçlu olduğunuz bu toplum size hayat veriyor, can veriyor. Fabrikalarda, otobüslerde, kargolarda, iki odalı bir sobalı evlerde temaslılara bile doğru dürüst test yapılamazken devletin zirvesi günlük testle korunuyor. “Ailemi, iş arkadaşlarımı koruyayım” deseniz 250 ile 500 TL arasında ödeyeceksiniz toplum sağlığı için. Cumhurbaşkanlığı Sarayı, Meclis, bakanlıklar laboratuvar olmuş, çakarlı arabalar gibi çıkır çıkır çalışıyor çakarlı testler.
Testsizler Beştepe’nin, Meclis’in kapısından geçemiyor. Hatta Cumhurbaşkanlığı her testi kabul etmiyor. Personelin günlük testi dışında, saraya gidecek olan, orada işi olan, toplantıya davet edilen, gazeteci, partili, partisiz herkes bir gün önce Beştepe’nin revirine numune bırakıyor. Haftada iki kez test olan vekiller var. Hatta parti toplantılarının yoğunluğunu anlatan bir iktidar milletvekili, dediği doğruysa, bir ay içinde 45 kez test olmuş.
Günlük tablodaki rakamlara dahil edilmeyen binlerce daha fazla sayıda test yapılıyor anlayacağınız. Eh bu sayede hayat normal seyrinde akıyor kimileri için; siyasi kavgalarla, yaftalarla, tehditlerle gölgelenirken ölümler.
Katar yatırımları Kanal İstanbul’dan borsaya uzanırken, futbol takımları idareciden malzemeciye her gün test ediliyor, maçlar yapılıyor, iddia oynanıyor; o sayede eski günlere benziyor biraz bugünler. Peki normal seyrinde akıyor mu bugün hayat? Bir şekilde akıyor ama gerçeği kaybettikten sonra rayına oturmadığı ortada. Yeni yasakları bekliyoruz; kanıksadığımız, numaratörü bozulmuş, iki üç tamir görmüş turkuaz tablo bile alarm çalamıyor.
Test olamadık, etrafımızdakilere yaptıramadık, “Sıkalım dişimizi aşı gelene kadar, belki aşı oluruz” diyorduk. Meclis Plan Bütçe Komisyonu’nda verilen, “Aşılar ücretsiz olsun, Sağlık Bakanlığı’nın bütçesine ödenek eklensin” önergesi İktidar oylarıyla reddedildi. Henüz yok ortada ama olsa da dağıtımı kolay olmayacak o aşıların. Kırk yıllık grip aşısı sorunu çözüldü mü ki ya da riskli guruplara zatüre aşısı ulaştırılabildi mi mesela. Şaşılacak şey değil; test gibi, test de hem var hem yok. Halk sağlığını korumak için ücretsiz Covid 19 testi yaygınlaştırılamıyorsa, sade vatandaşa sade bir aşı uzun süre hayal galiba.
Gelecek ay bir aşı için bir milyon adet, başka bir aşı için 10 milyon, Ocak’ta 20 milyon adet siparişten söz ediliyor. İlk aşamada sağlık çalışanlarına, riskli guruplara zor yetecek; o da eğer hakkaniyetle dağıtılırsa…
Geçmediği köprünün, uçmadığı havaalanının parasını ödeyen için yaptırmadığı testin lafı mı olur; ya da olmadığı aşının. İşe gidiyor, servise biniyor, atölyede, sular idaresinde, vergi dairesinde, fabrikada çalışıyor, yemekhanede yemek kuyruğuna giriyor, canını tehlikeye atıp ülkenin ekonomik çarklarının dönmesi için elinden geleni yapıyor. Önlem almadığı için hep suçlansa da ateşi çıkınca toplu taşım aracıyla teste gidip, pozitif kağıdını alıp aynı otobüs metro hattından evine karantinaya dönmekten başka çaresi yok.
Devleti yönetenlerin sağlık güvencesini bütçeden sağlayan toplum, aşı gelince de aşı sırasını verecektir hiç merak etmeyin. Az veren candan veriyor; kendi canından…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Erhan Karadağ Arşivi