BEŞİKTAŞ’TA MI OYNUYORSUNUZ BEŞİKTAŞ İLE Mİ OYNUYORSUNUZ?

BEŞİKTAŞ’TA MI OYNUYORSUNUZ BEŞİKTAŞ İLE Mİ OYNUYORSUNUZ?
Futbol yaşamının ilk resmi golünü bu kentte rakibine karşı atmıştı Sergen Yalçın. 28 yıl geçmiş.Aynı Sergen Yalçın sadece teknik direktörlük değil futbolcu kariyerinin de en saçma golüne bu statta tanıklık etti müsabakanın...

Futbol yaşamının ilk resmi golünü bu kentte rakibine karşı atmıştı Sergen Yalçın. 28 yıl geçmiş.
Aynı Sergen Yalçın sadece teknik direktörlük değil futbolcu kariyerinin de en saçma golüne bu statta tanıklık etti müsabakanın ilk yarısında.
İlk iki haftanın en çok isabetli pas yüzdesiyle oynayan iki takım, yine pas yapmaktan pozisyon yaratamadı gole kadar.
28 senenin şansı mı, hangi takımda oynamayı kestirememenin ahmaklığı mı anlatması zor. Dakikalar 28’i gösterdiğinde Konya takımı korner kazandı. Kaleci Ersin ve Beşiktaşlı diğer oyuncular korneri karşılamaya değil de atmaya gider gibiydi. Ağır ve aksak. Konya en rahat duran top golünü attı, Beşiktaş da en sersem golünü yedi.
Bütün takım suçludur, ahmaklığın pozisyonu olarak her idman sabahı tüm takıma izletilmeli o anlar.
"Ne Avrupası?" dememiz boşa değildi geçen maç?
Korneri hızlı kullanan Ömer Ali ile kale önünde bomboş yükselen Shengelia’yı tebrik etmek gerek. Futbolun, koşmak, çalım atmak, şut çekmek değil aynı zamanda zeka oyunu olduğunu pek güzel gösterdiler.
Pozisyonsuz ilk yarıda Konya üç korner kullandı, biri gol oldu ikisinde golü kaçırdı. Beşiktaş’ın pozisyonu yoktu.
Beşiktaş rakipleri gibi henüz ideal kadrosunu oluşturamadı. Beceriksiz bir transfer yönetimi, eski günlerinden çok uzak kramponlar bunun nedeni.
Mensah ve Ljajic birlikte arkalarında Dorukhan var. Ancak Dorukhan büyük yalnız. Atiba omurgaya öyle bir damga vurmuş ki aslında büyük yalnızlığı yaşatan “Atibasızlık”.
Kartal’ın kanadı da yok. 45 dakika boyunca kanatlarda oynayan Boyd ve Atakan’a neredeyse tek top ulaştıramayan bir beceriksizlikten mi söz etmeli, adam adama savunmayı başaran, Konyaspor’u mu kutlamalı bilemedim.
İlk yarı Konya birlikte oyun oynamayı başardı, Beşiktaş ise bırakın birlikte oyun oynamayı, ne oynayacağını aradı durdu.
İkinci yarıda oyun arayışına son verdi Sergen Yalçın. Atakan’ın yerine Aboubakar’ı sürdü. Kısa süre sonra da Güven’in yerine Gökhan Töre’yi aldı.
Hücum işi tamamdı ama defans aynı defans. Şuursuzluğun dörtlüsü.
İkinci golü de pek güzel izlediler Alanyalı yeniler Welinton ve N’Skala. 50’de oyuna giren Kravets’in 63’te adeta yürüye yürüye attığı golün ardından ceza sahasına giriyordu Vida.
Hemen ardından üçüncü golü santimlik ofsayt ile kaçırdı Konya. Maç bas bas bağırıyordu arkaya atılan her top gol olabilir diye.
Aboubakar oyuna girdikten sonra Beşiktaş’ın artık bir forveti olduğu anlaşıldı. 74’te golü de attı ama ofsaytta yakalandı.
Ve Vida'lı dakikalar başladı. Defansın tel tel döküldüğü dün, Vida özel bir başlık açtı kendine. 78’te nefis bir asist yaptı Kravets’e. 3-0’a geldi maç. Yetmedi bir de penaltı yaptı geç koşusundan. Kravets ikinci golünü attı.
Birbiri ardına panik değişiklikleri durumu değiştirmedi. Kara bir gün olarak tarih yazdı sahada olanlar ve olmayanlar.
Töre maçın skorunu belirleyen golü attı ama bu sevinilecek bir gol değildi.
Hayal kırıklıklarına bir yenisini ekledi Beşiktaş. Sergen Hoca’nın takımla daha çok zaman geçirmesine yönetimin de aklını başına almasına ihtiyaç var. Elbette başkan çıkıp oynamayacak ama formayı da bu adamlara teslim etmeyecek.
Beşiktaş forması kolay giyilen bir forma değil. Beşiktaş’ta oynamak kolay değil. Ama asıl önemli olan Beşiktaş ile oynamak bu kramponların haddi değil.
Maç böyle. Ama maç öncesi Sergen Yalçın’ın ağzından duyduğumuz iki haberi de eklemeli. Sergen Hoca, artık Lens’i kadroda düşünmediklerini söyleyerek yaralı Beşiktaş taraftarına müjdeyi verirken, Umut Nayır’ın da Lens ile aynı kaderi paylaşacağını söylemesi en azından beni üzdü.
Kötü bir gündü, keşke yaşanmasa idi.