Çağının ilerisinde tasarımlar

Yıllar önce Turkcell’in kurumsal blog’u için bir yazı yazmıştım : “Bir cep telefonundan ne beklerim”. Yazının asıl amacı o dönemde kendi markası ile bir cep telefonu çıkarmayı planlayan Turkcell’e yol göstermekti. Ancak malum telefonlar, aslında taşeronlar tarafından yapıldığından, telefon için isteklerden ziyade piyasadaki parçaların etkin olduğunu hesaba katmamıştım.

Şimdi geçmişe dönüp bakıyorum da; benim bunca yıl en beğenerek kullandığım telefon Ericsson r320s olmuş. Bu cihazda diğer telefonlarımın hiç birinde akıllı telefonlarımda bile olmayan bir özellik vardı. Çok basit ama çok işe yarar bir özellik. Telefona bakmadığım bir anda arayan olduğunda, ismi anons ediyordu. Buraya kadar özel birşey yok. Ancak eğer aç komutu verirsem hoparlöründen sesi yükselterek açıp, telefonu kaçırmama engel oluyordu. Bir düşünün gün içinde beklediğiniz ancak o anda meşgul olduğunuz için bakana kadar çalması kaçan kaç konuşmanız oluyor? İşte bu sorunu Ericsson r320s o zaman çözüyordu. Zamanının çok ötesinde bir bakışla.

Apple’ın zamanın ötesindeki tasarımlarını herkes kabul eder. Bunlar içinde bendeki yeri başka olan iki tasarım var. Bulsam şimdi bile teknolojisi eski demem kullanırım. Bunlardan biri iPod Touch ikinci jenerasyon. Arkası çelikti. İnanılmaz başarılı ve avuca oturan bir şekli vardı. Diğeri ise 2009 yılında çıkan ve tasarımı Jonathan Ive tarafından gerçekleştirilen iMac’di. Bu iMac ve onunla birlikte gelen mouse’u çok sonra kullanma imkanım oldu ve tasarımına, kullanışlılığına hayran kalmıştım.

Laptop konusunda tasarımını en beğendiğim modellerin neredeyse hepsini Sony yapmış. VAIO’nun P modelini yıllarca çantamda taşıdım. Çok işime yaradığını hatırlıyorum. Bir de ne yazık ki; hiç kullanamadığım ama hep çok beğenerek baktığım bir sliding (yani kaydırmalı) VAIO modeli var ki; ona da tasarım olarak hep hayran kaldım.

Akıllı saat modelleri arasında ise çok çeşit olmasına rağmen galiba en beğendiğim, Withings’in ScanWatch’u. Akıllı saatlerin camları genelde çok kaliteli olmuyor. Bu saatin ekranı çok kaliteli. Bir de tabii ben bu saatlerin sağlık yerine daha çok bilgi vermesi gerektiğini düşünüyorum. Bu özelliği ile de ne yazık ki hiç kullanamamış olsam da MontBlanc’ın Smart Band’ini ve yine kullanmamış olsam da Microsoft’un Smart Band’ini çok beğendiğimi söylemek isterim. Kullanamamış olduğumu söyleemin sebebi, bilemediğim bir kullanışsızlık durumundan haberdar olmadığımı belirtmek. Tasarım tarafında bir problem görünmüyor.

Genelde ev içi teknolojilerdeözellikle de internet, router, extender gibi cihazlarda çok tasarım beklemeyiz. Buna rağmen ben bu cihazların aslında farklılaşma noktalarının design olması gerektiğini düşünüyorum. Şimdiye kadar bu alanda karşıma çıkan en güzel cihaz Zyxel Multy U modeli. Hep söylerim gerçekten hem yazılımı hem de tasarımı çok başarılıdır. Ancak bu cihazların çoğunda uzun süre elektriğe bağlı kalmaktan dolayı bozulmalar oluyor. Onu çözmeleri lazım.

Denediklerim - Beğendiklerim

Beoplay EX

Bang & Olufsen benim çok sevdiğim ve takip ettiğim markalardan biridir. Beoplay EX kulak içi bluetooth kulaklığını da test ettiğimde tam da Bang & Olufsen’e uygun bir deneyim yaşadım. Acaba standart kulaklıklar gibi mi eşeleştireceğim diye düşünürken QR kodlar üzerinden kendi yazılımını yükleyerek, bambaşka ve son derece elegance bir bluetooth eşlestirme özelliği ile karşılaştım. Yazılımın ayrıca müdavimi oldum. Şunu söylemekte yarar var, Beoplay EX kullanırken bir kulaklıktan başka bir deneyim yaşıyorsunuz. Yazılımından, kullanımına kesinlikle Bang & Olufsen markasında uygun daha özel daha güçlü bir deneyim…

Zamansız tasarım ve rakipsiz el işçiliğini birleştiren global ses sistemleri markası Bang & Olufsen, yeni ürünü Beoplay EX ile bugüne kadar ürettiği en çok yönlü true wireless kulaklığı müzik tutkunlarıyla buluşturuyor.

Beoplay EX, dolgun bas ve bu kadar kompakt bir form için rakipsiz bir ayrıntı düzeyi ile boyutunun çok üzerinde bir performans sergiliyor. Her kulaklıktaki 9,2 mm'lik sürücü gücü her yerde, her zaman hissediliyor. Ağzınıza daha yakın olacak şekilde hassas bir şekilde konumlandırılan kulaklık sapındaki altı adet mikrofon ise rahatlıkla arama yapmanızı olanaklı kılarken, Akıllı Beam-Forming teknolojisi sesiniz ile diğer sesleri birbirinden ayırarak görüşmelerinizi daima kristal netliğine uyarlıyor.

Beoplay EX’in adaptif aktif gürültü engelleme özelliği, ortamdaki dış sesleri izliyor ve onu kesecek şekilde kendini uyarlıyor. Adaptif aktif gürültü engelleme, nerede olursanız olun dikkatiniz dağılmadan müzik dinlemenizi ve yüksek kaliteli telefon görüşmelerinin keyfini çıkarabilmenizi sağlıyor. Böylece gürültülü bir tren yolculuğunu müziğinize odaklandığınız bir ana veya hızlı koşunuzu meditasyon etkisi yaratacak bir deneyime dönüştüren Beoplay EX, dış ortamda olup biteni duymak istediğinizde ise yalnızca bir dokunuşunuzla Şeffaflık Modu’na geçiyor.

ANC açıkken 6 saate, ANC kapalıyken 8 saate kadar dinleme olanağıyla ve kablosuz şarj destekli kutusuyla Beoplay EX, toplamda 28 saatlik kullanım süresiyle sizi asla yarı yolda bırakmıyor. Bluetooth 5.2 ve aptX(TM) Adaptive teknolojisi ile hem Android hem de iOS'ta düşük gecikmeli dinleme keyfini çıkarmanızı sağlıyor. Beoplay EX’in, multipoint eşleştirme ve aynı anda iki cihaza bağlanabilme özelliği sayesinde ise bağlı cihazlar arasında sorunsuzca ve kolayca geçiş yapılabiliyor.

True Wireless kulaklıklar arasındaki en yüksek koruma sertifikası olan IP57 sertifikasına sahip olan Beoplay EX, 30 dakika boyunca bir metreye kadar suda kalabiliyor ve toza, kuma karşı dayanımıyla da öne çıkıyor.

Logitech Folio

iPad’ler bilgisayarların yerini almaya başlamışken, klavyelerinde şekil değiştirdiğini görüyoruz. Benim şu ana kadar kullandığım bütün iPad’lerimde mutlaka çok memnun kaldığım bir Logitech klavye vardı. iPad mini ile uçakta yazdığım yazıların hepsini Logitech klavye ile yazmıştım. iPad Air’ımın da her zaman yanında Logitech klavyesi oldu. Folio ile ilgili araştırmalarım ise, çoğu uzmanın Apple’ın kendi klavyelerinden çok bu klavyeyi beğendikleri yönünde.

Özellikle iPad için bir koruyucu olması, touchpad ve tuş aydınlatmasının bulunması, klavyenin gücü iPad’den alıyor olması ve isterseniz çıkarılabilir olması en dikkat çekici özellikleri. Ancak arkasındaki kaidenin üzerinde durduğunda klavyenin de dik hale getirilebiliyor olması çalışma alanını da kolaylaştıran bir özellik. Bunu da söylemekte yarar var. Daha deneyemedim ama uçakta da bu özelliğin çok işe yarayacağını düşünüyorum.

Büyük izleme paneli; aşina olduğunuz yatay kaydırma, dikey kaydırma, uygulamalar arası geçiş ve daha fazlası dâhil olmak üzere çok sayıda Multi Touch hareketi destekliyor. Multi Touch hareketler, işlerinizi daha hızlı bitirmenize ve verimliliğinizi en yüksek seviyeye çıkarmanıza yardımcı oluyor.

Arkadan aydınlatmalı tuşlar, mevcut ortamınıza göre otomatik olarak ayarlanır. Daha fazla veya daha az ışığa ihtiyacınız olursa tuş parlaklığı seviyeleri klavyede ayarlanabilir; böylece, geceleri geç saatlere kadar veya az ışıklı ortamlarda dilediğiniz kadar çalışabilirsiniz.

Dizüstü bilgisayar benzeri klavye, hızlı ve doğru yazma deneyimi sunmak için mükemmel bir sıçrama sağlayan büyük, konforlu tuşlara sahip.

Folio Touch, ses ve medya kontrolleri, parlaklık seviyesi gibi popüler işlevlere tek dokunmayla erişim sunmak için iPadOS kısayol tuşları satırına sahip.

Folio Touch, herhangi bir görevi tamamlamanıza yardımcı olmak için dört kullanım moduna sahiptir.

Yazı yazmayacağınız durumlarda, katlanabilir klavyeyi gerçek çizim ve görüntüleme modları için ortalıktan kaldırarak siz ve mükemmel iPad ekranınız arasında hiçbir şey olmamasını sağlayabilirsiniz.

Logitech Crayon

Logitech Crayon, işaretlemeyi, vurgulama hareketlerini, not almayı ve çizim yapmayı kolaylaştıran, ultra duyarlı ve hassas Apple Pencil teknolojisiyle çalışıyor. Normal bir kalem gibi Crayon’un eğimini dinamik olarak algılayan akıllı ucu, kalın ve ince çizgilerin kolayca çizilmesini sağlıyor.

Tam şarjla 7 saate kadar aktif yazma süresi sunan Logitech Crayon, üzerindeki tuşa basılıp açıldığında, bir daha eşleştirmeye gerek kalmadan iPad'e anında bağlanabiliyor.

Yaratıcılık ve öğrenmeyi mekândan bağımsız hale getiren kalem, küçük ellerle bile rahat tutulabilen tasarımıyla öne çıkıyor. Yuvarlanmayı önlemek için tasarlanan kolay tutulabilen düz bir yüzeye sahip ürün, konulduğu yüzeyde sabit kalarak çalışmayı ve odaklanmayı kolaylaştırıyor.

Dayanıklı tasarımıyla 1.20 metreden düşmelere karşı dayanıklı olan Crayon, kauçuk arka kapağı sayesinde ters kullanım sonucu ekranın çizilmesini engelliyor.

Kullanımı kalem ve kâğıt kadar kolay olan Logitech Crayon, Bluetooth  eşleştirmesine gerek olmadan çalışıyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Atıf Ünaldı Arşivi