Ceci n’est pas une pipe: Bu bir telefon değil

Eminim Gazete Pencere okurla-rının hemen hemen hepsi Rene Magritte’in “imgelerin ihaneti (The Treachery of Images)” serisinin en önemli eserlerinden biri olan “Ceci n’est pas une pipe”ı biliyor-dur. Teknoloji dünyasında da tam olarak bunu yaşamaya başladık. Serverless sunuculu uygulamalar, no code geliştirici araçları derken, son tüketici cephesinde de artık tam bir imgelerin ihaneti durumu söz konusu.
Post Truth çağında tabii ki; mobil telefon teknolojilerinde de, herke-sin “dediğim dedik, çaldığım dü-dük” demesi kimseyi şaşırtmamalı belki de, ama Jobs’ın son tasarladı-ğı iPhone5’ten sonra, bu yaklaşım hep çıkmaz sokaklara girdi.

Hemen şöyle hatırlayalım. Önce Jobs’ın (ve haliyle en sevdiği tasa-rımcısı John Ive’ın) aksine kenar-ları yuvarlanmış telefonlar Apple’a da geldi. Böylece kenarları düz telefon kalmadı. Jobs’ın stratejisi-nin tam tersine ekranlar büyüdü. Büyüyen ekranlar daha çok enerji ve pil istedi. Sonra burada da bü-yüyen ekran, büyük pil sonucu önce phablet şimdi de tablet sınırı-na dayandı.

Bundan sonra ekranı taşınabilir hale getirmek için form değişikli-ğine gidildi. Ama Nokia’nın hayal ettiği gibi rulo yapmak mümkün olmayınca önce bire, sonra da iki-ye katlamaya çalışıldı. Çalıştı mı? Hayır!
Şimdi Xiaomi, Leica işbirliği ile, arkası tam bir fotoğraf makinesine benzeyen yepyeni bir telefon anla-yışı ortaya çıktı. Bir süredir objek-tife öykünen, akıllı telefonlar önce farklı durumlar için kullanacakları birden fazla kamera yaptılar. Şimdi de bunları canhıraş bir şekilde bir-leştirmeye çalışıyorlar. Xioami’nin bu yeni modeli, bana resmen Mat-rix’de Neo’nun Smith’in içine girip onu patlattığı sahneyi hatırlattı. Evet cep telefonları, fotoğraf maki-nelerini yuttu, ama sanki telefon-lar da telefon olduklarını unuttu.
Medyascope’daki Netizen prog-ramım için Enterprise Next Genel Yayın Yönetmeni Fatih Sarı ile bir çekim yaptık. Konumuz cep tele-fonlarıydı ama söyleşinin gittiği yönde, teknoloji profesyonelleri olarak biz telefon değil ekosis-tem tercih ediyoruz. Ben yıllardır Apple’ı bir ekosistem olarak kul-landığım için ne kadar yersem de telefon olarak kullanmaya devam ediyorum. Ancak eğer sadece tele-fon kullanımını konuşacaksak o zaman durum farklı.

Wired dergisi yazarlarından birisi, geçen hafta çocuğuna Çin’den aldığı efsanevi Nokia 3310’a benzeyen, markasız bir telefonla ne harika bir iki hafta geçirdiğini yazmış. Ben de açıkcası Einstein’ın dördüncü dünya savaşının taş ve sopayla olacağı gibi telefon dünyasının hızla halk arasında asker telefonu denilen ve sadece telefon özelliği olan cihazlara doğru yakınsama içine gireceğini düşünüyorum.

En sevdiğimiz oyunların kitaplardan derlendiğini biliyor muydunuz?

Oyunlar kimi zaman bir Orta Çağ dünyasında, kimi zaman da bir bilim kurgu dünyasında geçen hikayelerle örtülü olu-yor. Oyunseverleri birbirinden sürükleyici maceraların peşine sürükleyen bu oyunların arka planında ise fazlaca detayın hakim olduğu büyük eserler yer alıyor.
Bu Oyunlar O Kitaplardan Uyarlandı
1- Witcher Serisi: Rivialı Ge-ralt’ın maceralarıyla haydutla-rın, iblislerin ve canavarların peşine düşülen Witcher oyunu, Andrzej Sapkowski tarafından yazılan aynı isme sahip, son de-rece popüler bir Polonya kurgu serisine dayanıyor. Kimi oyun-cuların kitaplarını okumadığı, kimilerinin de oyunlar sayesin-de kitaplarla tanıştığı bu oyun serisi, “Kitaplar mı oyunları, oyunlar mı kitapları popüler ediyor?” sorusunun sıkça sorul-masına neden oluyor. Kitap ile oyunlar birebir örtüşmese de hikaye kurgusu ile Witcher, son dönemde oyuncuların en çok oynadığı oyunlar arasında yer alıyor.
2- Assassin’s Creed: Hasan Sabbah’ın cennetine konuk olduğunuz, Haşhaşiler ile Ta-pınak Şövalyelerinin Cennet Elması için savaşına tanık olu-nan oyun son dönemlerin en popüler macera oyunu. Tam anlamıyla bir kitap uyarlama-sı olmasa da oyunun konusu Vladimir Bartol tarafından 1938’de yazılan “Alamut” ese-rine dayanıyor. Dönemin tarihi ve çevresel dokusunu içerisinde bulunduran oyun birçok serisi ile rekorlar kırıyor.
3- S.T.A.L.K.E.R. Shadow of Chernobyl: Boris ve Arkady Strugatsky kardeşlerin 1972 tarihli “Roadside Picnic” adlı romanından uyarlanan oyun, sinema dünyasının efsane isim-lerinden Andrei Tarkovsky’nin “Stalker” isimli filminden de esinlendi. Kitap, uzaylılar tara-fından geride bırakılan bazı de-ğerli eserleri ele geçirmek için yasaklı bölgelere giren iz sürü-cü Redrick “Red” Schuhart’ın hikayesini anlatıyor.
4- Metro 2033: Olağanüstü atmosferik hayatta kalma
ve korku oyunu olan Metro 2033, Rus yazar Dimitry Glukhovsky’nin aynı adlı romanına dayanıyor. Hem kitap hem de oyun, nükleer bir soykırım tarafından neredeyse düzleştirilmiş olan kıyamet sonrası Moskova’nın altındaki metro sisteminde geçiyor.
5- SPEC OPS: THE LINE: Kitabın doğrudan bir yeniden anlatımı olmasa da Spec Ops: The Line, Joseph Conrad’ın 1899 tarihli “Heart of Darkness” romanına dayanıyor. Bir şirket temsilcisinin haydut bir iş arkadaşı aramak için Afrika’ya seyahat etmesini ele alan hikayede tamamen farklı bir çağa ve ortama sürükleniyorsunuz.

İnternette geçirdiğimiz vakit televizyonun iki katına ulaştı

Dünyada 16-64 yaş arası internet kullanıcıla-rının her gün farklı medya araçlarına geçirdiği süre gözlenirken, medya araçlarına harcanan ortalama süreler de belli oldu. Böylelikle kullanı-cıların günlük 6 saat 54 dakika ile en çok inter-nette vakit geçirildiği kaydedildi.
Ajans Press’in WeAre Social verilerinden elde edilen bilgilere göre, 16-64 yaş arası internet kullanıcılarının her gün farklı medya araçların-da geçirdiği süre gözlenirken, bunların ortalama saatleri belli oldu. Böylelikle kullanıcıların gün-lük 6 saat 54 dakika ile en çok internette vakit geçirdiği kaydedilirken, ikinci sırada 3 saat 24 dakika ile televizyon izledikleri saptandı. Üçün-cü sırada ise 2 saat 25 dakika ile sosyal medya platformu yer alırdı. Günlük gazete ya da online mecralardan haber okuma süremiz ise 2 saat 2 dakika olurken, 1 saat 31 dakikamızı müzik din-lemeye ayırdığımız görüldü. Oyun konsollarına ayırdığımız süre ise günlük 1 saat 12 dakika ola-rak kaydedildi.
Ajans Press’in gazete, dergi, internet sitelerini incelediği araştırmada, internet ile alakalı 212 bin 790 haber yansıdığı tespit edilirken, sosyal medya ile alakalı 250 binden fazla haber yan-sıdığı gözlendi. Oyun konsolu ve mobil oyunlar olmak üzere çıkan toplam haber sayısının, 100 bine yakın olduğu görüldü.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Atıf Ünaldı Arşivi