DÜNYA 2020’DEN BÜYÜKTÜR

DÜNYA 2020’DEN BÜYÜKTÜR
“Gelen gideni aratır” der eskiler, elindekine sahip çık, onunla yetin manasında. Elbette umudumuzu kırmak için söylenmemiştir ama biz yine de gelene iyimser bakmalı, enseyi karartmamalıyız.Kabus gibi geçti 2020, artçılarının...

“Gelen gideni aratır” der eskiler, elindekine sahip çık, onunla yetin manasında. Elbette umudumuzu kırmak için söylenmemiştir ama biz yine de gelene iyimser bakmalı, enseyi karartmamalıyız.
Kabus gibi geçti 2020, artçılarının 2021’in bir bölümünü de etkileyeceği görünüyor. Alfabeyi öğrenmek için yazılanlar okullarına, yüksek tahsil yapmak için sınav kazananlar üniversitelerine hasret.
Birlikte bırakın çalışmayı, geniş bir masada yemek yemek, seyahat etmek kararnamelerle düzenlenmiş durumda.
Ağır işçilerin virüse karşı dayanıklı olduğu düşünüldüğünden, onlara çalışmak da serbest, kötü, küçük yemekhanelerde kalorileri müteahhitlerce çalınmış öğünler de.
Sınırlı, gittikçe azalan, eriyen maaşıyla ancak pazarın altını üstüne getirerek hayatını sürdürenlerin de bir elinde 10 rakamlı HES kodları var, girişler çıkışlar izne tabi.
Dayanışma, yardımlaşma kanunlarla, polis zoruyla engelleniyor, yetersizlik kanun hükmünde sanılan dayatmalarla, zulümlerle gizlenmeye çalışıyor.
Televizyona mahkum olanlar, yabancı memleketlerde yaşananları, sonu güzel biten bir filmi izler gibi seyrediyor. O devletlerin milletiyle yardımlaşmasını, dayanışmasını, en nihayetinde aşılanmasını sanki bilim kurgu dünyasının fantastik alemindeymiş gibi görüyor.
Üstelik bağıran yok, kibirlenen yok, aşağılayan, ötekileştiren, geçmişiyle kavgalı, sürekli yalan söyleyen, söylediği yalanı unutup yenisini hemen icat eden ve hazini buna inanan siyasetçileri yok bu memleketlerin.
Dünya düzenine meydan okurken, memleketimizde ve Ortadoğu başta olmak üzere mazlum milletlerde “Dünya beşten büyüktür” sözü heyecan yaratmıştı. İçimizde “Ay hadi inşallah” diyerek mevzuyu hiç anlamayanlar olduğu gibi, “Reis bizi askere yazdır” diye bağırıp yanlış anlayanlar da oldu.
Geçmiş gün, dünyayı idare eden beşli, meseleye hiç karışmadı, işine baktı. Neden? Baktılar Türkiye de beşten büyük değil. Beş tane müteahhidin aldığı dolar bazlı işler tüm dünyada haber oldu. Bizim basın düzenimiz daha gelişkin olduğundan buna kıymet vermedi ama elin yabancısı meseleyi “Oha be kardeşim”e getirdi. Onların ayıbı.
Her yıl sonu Türkiye’nin en geniş kesimi için en heyecanlı günlerdir. Piyangoda büyük ikramiye çıkacak gibi bekler bu büyük çoğunluk. Neyi, yeni yılda asgari ücret ne olacak? Düşünebiliyor musunuz?
Asgari ücret; bir iş yerinde verilecek en az ücret
Parti kursa, sadece mensup sayısıyla memleketi idare edecek koca bir çoğunluk her yıl sonu bir ay süreyle bununla meşgul olur. Çünkü memlekette asgari ücret ayakları taşa değmesin patronlar sayesinde genel ücrettir. Ve sıradanlaşmıştır.
Müzakere, pazarlık edilir gibi görülür. Sayın Bakan, yanına renkleri güneşten sapsarı olmuş sendika yetkililerini alır ve asgari ücretlilerin, yani bu ülkenin ezici çoğunluğunun nasıl refaha kavuşturulduğunu kuruşu kuruşuna anlatır.
Önceki iktidarların asgari ücretlilere nasıl zulüm ettiğini, kendilerinin zulme karşı her daim asgari ücretlilerin yanında olduğunu büyük puntolarla söyler, bunu da ar damarı mutasyona uğramışlar manşetlere taşır. Müjde, büyük zam, refah dönemi… Değişmez, bu her sene böyledir.
Bu sene kafalar iyice karşısın diye belirlenen maaşın sonuna bir de 90 kuruş eklediler. Muzipler. Kimsenin kafası karışmıyor. Görürsünüz ilk sandıkta 90 kuruşun ne ifade ettiğini?
Moralimizi bozmayalım. Zor günler, daha da zor olabilir. Ama 2021 yeni bir umuttur. Ve gelecek eninde sonunda gelecektir.
Sözlerini Kemal Burkay’ın yazdığı, Arto Tunçboyacıyan’ın bestelediği ve Sezen Aksu’nun nefis söylediği “Gülümse”den bir bölüm aktaralım.
“Belki şehre bir film gelir/ Bir güzel orman olur yazılarda/ İklim değişir, Akdeniz olur/ Gülümse.”
Yeni yılın tüm insanlığa onurlu, sağlıklı, mutlu bir yaşam getirmesini dilerim. İyi seneler.