Ekonomi yönetiminin ve politikalarının bir yönü var mı?

Uzunca bir süredir ekonomi yönetimi piyasalara gürültülü sinyaller vermektedir. Bu gürültülü sinyaller, piyasalarda belirsizliklere neden olmakta ve dolayısıyla üretim, tasarruf, yatırım ve tüketim konularında karar verenleri tedirgin etmektedir.
Ekonomi politikaları, geniş anlamda para ve maliye politikalarından oluşmaktadır. Bu yazıda, maliye politikaları konusunda ekonomi yönetiminin davranış biçimini ele alacağım.
Maliye politikasının en önemli aracı bütçe kanunlarıdır. Bu kanunlar gelecek mali yılda yapılacak harcamaları ve bu harcamaların finansman yöntemi açıklamaktadır. İktisadi aktörler de bu metinlerden, büyük aktör devletin gelecekteki davranış biçimini anlamaya ve buna göre en doğru kararı vermeye çalışırlar.
• • •
Bütçenin hazırlanmasını düzenleyen 5018 sayılı Kanun’a göre bütçe süreci Orta Vadeli Programın (OVP) Eylül ayının ilk hafta sonuna kadar Resmi Gazetede yayımlanmasıyla başlamaktadır. OVP’den hemen sonra, 15 Eylül’de de Orta Vadeli Mali Plan (OVMP) yayınlanmalıdır.
OVP kalkınma planları, stratejik planlar ve genel ekonomik koşulların gerekleri doğrultusunda, gelecek üç yıla ilişkin makro politikaları, ilkeleri, hedef ve gösterge niteliğindeki temel ekonomik büyüklükleri belirlemektedir. OVMP ise bu ilkeler ve hedefler çerçevesinde gelecek üç yıla ilişkin toplam gelir ve gider tahminleri ile birlikte, hedef açık ve borçlanma durumu ile kamu idarelerinin ödenek teklif tavanlarını içermektedir. Bu doğrultuda yine 15 Eylüle kadar istinaden bütçe ve yatırım programı hazırlama rehberleri yayımlanmalıdır. Bu rehberler doğrultusunda hazırlanacak bütçe 15 Ekime kadar TBMM’ye gönderilir. Kamu yatırım programı ise bütçe kanununun yayımlanmasından 15 gün sonra Cumhurbaşkanınca Resmi Gazetede yayımlanır.
Bakıldığında bütçe sürecinin işleyişi ne kadar basit değil mi? Ancak, uygulamada kazın ayağı pek öyle değil gibi görünüyor.
• • •
Ekonomi yönetimleri bütçe sürecinin ilk adımı olan OVP’nin yayımlanmasını sürekli geciktiriyorlar. Başlarda bu anlaşılabilir bir durumdu. 5018 sayılı Kanun ilk çıktığında OVP’nin en geç Mayıs sonuna kadar yayımlanması gerekiyordu. Yetkililer, Mayıs ayında bir sonraki yıla ilişkin kestirimde bulunmanın zorluğu nedeniyle, takvimi Eylül başına öteledi. Ancak, bir sonraki yıla ilişkin göstergeler Eylül başı itibariyle de tahmin edilemiyor olmalı ki OVP’nin yayını hâlâ erteleniyor (Tablo 1). Yetmedi, pozitif hukukun OVP olarak nitelendirdiği metnin ismi fiilen Yeni Ekonomi Programı olarak değiştirildi. Diğer bir deyişle, bütçe hazırlama sürecini düzenleyen 5018 sayılı Kanun hiçe sayılmaya başlandı.
Kanunların hiçe sayıldığı bir ortamda da piyasaların ekonomi yönetimine güvenleri zedeleniyor.
• • •
Beş yıllık kalkınma planları, orta vadeli programlar ve yıllık programlar farklı dönemleri kapsayan ve kısa dönemden uzun döneme doğru gidildikçe soyutlaşan metinlerdir. Dönem kısaldıkça programlar somutlaşmakta ve atılacak adımlar daha net biçimde belirlenebilmektedir.
Türkiye, 2018 yılında yaşanan kur şokundan sonra kendi krizinden çıkmaya çalışırken, COVID19 salgını nedeniyle daha büyük bir krizin içerisine girdi.
Kriz sürecinde kamu harcamaları ve dolayısıyla kamu açıkları arttı. Bu açıklar borçla finanse edildiğinden, faiz giderleri de artıyor. Bununla birlikte, bu harcamaların içeriği hakkında kamuoyuna ayrıntılı bir bilgi verilmiyor.
Bu nedenle, acilen kamu harcamalarında verimliliği ve şeffaflığı artırmaya yönelik tedbirlerin alınması gerekmektedir. Bu çerçevede, üç yıllık daha soyut bir orta vadeli programdan önce, somut bir istikrar programı hazırlanmalıdır. Bu tür programlarla, kısa dönemde dış âlemin, hane haklarının ve özel sektörün yatırım ve tüketim kararlarını etkileyecek tedbirleri belirlemek kolay değildir.
Ancak, devlet kısa dönemde en kolay ve hızlı biçimde kendi davranış biçimini değiştirebilir. Böylece piyasalara da daha sağlıklı sinyaller verebilir. Nitekim gelirlerini artırmak amacıyla vergi oranlarını artırmakta ve Merkez Bankası ihtiyat akçesi gibi bir defalık gelirlere başvurmaktadır.
Harcama konusunda ise tasarrufa ve şeffaflığa özen göstermemektedir. Bu nedenle hazırlanacak bir istikrar programında kamu harcamalarında şeffaflığı ve tasarrufu sağlayacak önlemler somut biçimde belirlenmeli ve bu önlemler öngörülen bir takvim içerisinde gerçekleştirilmelidir. Böylece piyasa aktörlerine sağlıklı sinyaller verilmelidir. Bunun için, 20 Eylül 2018’de yayımlanan OVP’de (2019-2021) “kamu kaynaklarının verimli biçimde kullanılması, maliyetlerin ve harcamaların azaltılması amacıyla” kurulacağı belirtilen ‘Kamu Maliyesi Dönüşüm ve Değişim Ofisinin’ kendisinin ve varsa bulgularının akıbeti konusunda kamuoyuna bilgi verilmelidir.
Nitekim 5018 sayılı Kanuna göre “kamu kaynağını kullananlar, kaynakların kötüye kullanılmaması için gerekli önlemlerin alınmasından ve raporlanmasından sorumludur”.
Son söz: Yönü belli olmayan yelkenliye uygun rüzgâr yoktur.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Uğur Emek Arşivi