2024 yaşam kalitesi araştırması sonuçları: Zürih zirvede, İstanbul kaçıncı sıraya yükseldi?

Marsh McLennan’a bağlı danışmanlık firması Mercer, 2024 yılına ait Yaşam Kalitesi Araştırması’nın sonuçlarını açıkladı. Araştırmanın en dikkat çeken bulgusu, Zürih’in yaşam kalitesinin en yüksek olduğu şehir olarak birinci sırada yer alması oldu. Viyana ve Cenevre ise Zürih’i takip ederek sırasıyla ikinci ve üçüncü sırada kendine yer buldu. Kopenhag bir kez daha dördüncü sırada yer alırken, Auckland beşinci sırada yer aldı.

İstanbul 3 sıra yükseldi, Ankara sıralamada sabit kaldı

Geçtiğimiz yıla göre 3 basamak yükselen İstanbul, 134’üncü sıraya yerleşti. Başkent Ankara ise sıralamasını koruyarak 138’inci sırada kaldı. Mercer’ın araştırmasına göre, küresel iş gücünün yönetimi ve uluslararası çalışanların yer değiştirme kararları üzerinde yaşam kalitesinin giderek daha fazla etkisi bulunuyor.

Zürih: Yüksek yaşam kalitesinin yanında en pahalı şehirlerden biri

Zürih, olağanüstü kamu hizmetleri, düşük suç oranları ve sürdürülebilirlik gibi özellikleriyle yaşam kalitesi açısından zirveye yerleşti. Ancak, Zürih aynı zamanda dünyanın en pahalı şehirlerinden biri olarak öne çıkıyor. Yüksek konut fiyatları ve ulaşım masrafları, şehirdeki yaşam maliyetlerini artırıyor. Zürih’in, havaalanı bağlantılarını geliştirme ve diğer kıtalara yapılan uçuşları artırma hedefleriyle, uluslararası çalışanlar için cazibesini artırmaya devam edeceği vurgulandı.

İsviçre şehirleri yaşam kalitesi listesinde öne çıkıyor

Mercer araştırmasında dikkat çeken bir diğer sonuç, İsviçre’nin dört şehriyle yaşam kalitesinde ilk 10’da yer alması oldu. Zürih ve Cenevre’nin yanı sıra Bern ve Basel de bu yıl ilk 10’a girdi. Batı Avrupa’daki şehirler, özellikle Amsterdam ve Frankfurt, expat çalışanlar için cazip lokasyonlar olarak dikkat çekiyor.

Küresel yaşam kalitesi ve uygun maliyet dengesi

Mercer Türkiye CEO’su Dinçer Güleyin, dijital göçebelik ve esnek çalışma modelinin artan popülaritesi ile şehirlerin yaşam kalitesi ve uygun maliyet dengesinin daha da önemli hale geldiğini belirtti. Güleyin, “Mercer’ın verileri, yüksek yaşam kalitesi ile makul yaşam maliyetinin birleştiği şehirlerin, en çok tercih edilen yerler olduğunu gösteriyor. Bu, şirketlerin ve uluslararası çalışanların yer değiştirme ve yatırım kararları üzerinde büyük bir etki yaratıyor” dedi.

Araştırma, özellikle yüksek yaşam standartları, donanımlı sağlık hizmetleri ve dinamik kültürel atmosferiyle öne çıkan şehirlerin, gelecekte daha da fazla göç alacağını ve bu şehirlerdeki yaşam kalitesinin ön plana çıkacağını gösteriyor.