Enflasyon korkutuyor: Fatih Karahan'dan TBMM'de dikkat çeken sunum
(TBMM) - Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Fatih Karahan, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda bankanın faaliyetleri ve para politikası hakkında önemli bilgiler paylaştı. Enflasyondaki yükselişin beklentilerin üzerinde seyrettiğini belirten Karahan, dikkat çeken şu ifadeleri kullandı:
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu, AK Parti Samsun Milletvekili ve Komisyon Başkanı Mehmet Muş başkanlığında bir araya geldi. Toplantının öncesinde CHP grubu, TCMB'nin enflasyon ve faiz politikalarını protesto etti. CHP sıralarında milletvekilleri, "Enflasyonun sebebi yastık altındaki 500 milyar dolar" yazılı dövizler taşıdı.
CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, "Enflasyonun gerçek sebebini bulduk, evdeki teyzeler. Evde altın saklayanlar yeni enflasyonun sorumlusu onlar. Enflasyonun sorumlusu kim? Yatak odası, yastık. Suç kimin? Bazen patatesin, hıyarın. Vallaha bunları kutlamak lazım hiç kendilerini suçlamıyorlar. Suç kimin? Bazen patatesin, hıyarın. Yılbaşından bu yana altın yüzde 80 artmış. Fakir fukara altının yanına yaklaşamıyor ama enflasyonun gerçek sorumlusunu bulduk" diyerek tepkisini dile getirdi.
TCMB Başkanı Fatih Karahan, komisyon toplantısında bankanın sıkı para politikası ve küresel ekonomik durumu hakkında bilgiler sundu. Sunumunda, küresel ve yurt içi makroekonomik görünümle ilgili değerlendirmeler yaptı.
Karahan, küresel ekonomide nisan ayında korumacı eğilimlerin etkisiyle yüksek tarife oranlarının, ikili ticaret anlaşmaları sayesinde düşüş gösterdiğini aktardı. Ancak jeopolitik gelişmelerin hala küresel ekonomik görünüm üzerinde etkili olmaya devam ettiğini dile getirdi ve ekledi:
"Birçok ülkede büyüme tahminleri, mayıs ayındaki dip seviyelerine kıyasla takip eden dönemde yukarı yönlü güncellendi. Dış talep göstergesi de ocak ayındaki düzeyinin gerisinde. Enerjide arz artışları jeopolitik gelişmeler kaynaklı fiyat yükselişini sınırlamıştır. Enerji fiyatları da jeopolitik gelişmelere bağlı olarak dalgalanma gösteriyor. Ancak, zayıf talep koşulları ve üretim artışları enerji fiyatlarındaki yukarı yönlü hareketleri sınırlıyor. Eğilimin aşağı yönlü olduğunu görüyoruz."
"İşsizlik oranı geçmiş dönem ortalamalarının oldukça altında seyrediyor"
İşgücü piyasası ve işsizlikle ilgili açıklamalarda bulunan Karahan, "İşgücü piyasasına baktığımızda, ikinci çeyrekte bir miktar artan manşet işsizlik oranının üçüncü çeyrekte gerilediğini görüyoruz. Buna göre işsizlik oranı geçmiş dönem ortalamalarının oldukça altında seyrederken, geniş tanımlı göstergeler ise yüksek seviyesini koruyor. İlan başına başvurulara dair derlediğimiz veriler de yüksek seyrediyor" ifadelerini kullandı. Sunumunda ayrıca şu noktaları vurguladı:
"Kartla yapılan harcamalar ılımlı seyretmektedir. Kart harcamalarını, son yıllarda tüketicilerin ödeme tercihlerindeki dönüşümü dikkate alarak kart kullanım eğilimine göre düzeltiyoruz. Nitekim bu düzeltilmiş veriler özel tüketimin seyriyle daha uyumlu. İşte bu verileri kullandığımızda, kart harcamalarının da ılımlı olduğunu görüyoruz.
Eylül itibarıyla geçici veriler, ikinci çeyrekte öne çekilen talebin de etkisiyle artan ithalatın üçüncü çeyrekte gerilediğini gösteriyor. Cari açık ikinci çeyrekte bir miktar artmakla birlikte iç talep görünümü ile uyumlu bir şekilde ılımlı seyretti ve cari açığın millî gelire oranı yüzde 1,3 olarak gerçekleşti. Eylül ayına ilişkin geçici veriler de üçüncü çeyrekte dış ticaret dengesinde iyileşmeye işaret ediyor. 2025 yılında cari açığın milli gelire oranının uzun dönem ortalamalarının altında kalmaya devam edeceğini öngörüyoruz. Bununla birlikte, cari açık üzerinde enerji fiyatları ve küresel ticaret politikaları kaynaklı riskler canlılığını koruyor."
"Temel mal enflasyonu, nisan sonrası dönemde kur gelişmelerinin etkisiyle yükseldi"
Eylül ayında yıllık tüketici enflasyonunda bir artış yaşandığını belirten Karahan, gıda ve hizmet fiyatlarındaki gelişmeleri ön plana çıkardı. Açıklamalarında şöyle devam etti:
"Eylül ayında yıllık tüketici enflasyonunda bir yükseliş gördük. Bu seyirde, gıda ile hizmet fiyat gelişmeleri öne çıktı. Nitekim aylık hizmet enflasyonu okula dönüş etkisi öncülüğünde yükselirken, gıda fiyatları üzerinde arz yönlü unsurların etkisini hissettik. Diğer yandan, sizlerle bir önceki buluşmamıza kıyasla, tüketici enflasyonu yüzde 33,3’e gerileyerek 4,6 puanlık bir düşüş kaydetti.
Temel mal enflasyonu, nisan sonrası dönemde kur gelişmelerinin etkisiyle bir miktar yükselse de bu durum geçici oldu. Hizmet grubundaki dinamikleri yakından incelediğimizde, zamana bağlı fiyat belirleme ve geçmiş enflasyona endeksleme eğilimi yüksek olan kalemlerin hizmet enflasyonundaki ataleti artırdığını görüyoruz. Nitekim, son bir yıllık dönemdeki enflasyon gelişmelerine baktığımızda eğitim ve kira kalemleri öne çıkıyor.
Deprem ve kentsel dönüşüm gibi arz yönlü unsurlar kira enflasyonunu etkiliyor
Mevsimsel etkilerden arındırılmış veriler, aylık kira enflasyonunda bir süredir yüzde 4 civarında yatay bir seyre işaret ediyordu. Son iki ayda bu eğilimin, yerini daha düşük oranlı artışlara bıraktığını görüyoruz. Yıllıklandırılmış yakın dönem eğilim, yüzde 54 ile mevcut yıllık kira enflasyonunun yaklaşık 15 puan altında bir seyir ima ediyor. Bununla beraber, kira enflasyonunun, deprem ve kentsel dönüşüm gibi konut sektörüne özgü arz yönlü unsurların da etkisiyle, öngördüğümüzden daha yüksek seyrettiğini not etmemiz gerekiyor.
" Eylül ayında, aylık hizmet enflasyonunun okula dönüş etkisi öncülüğünde arttığını gördük. Enflasyon beklentilerinin sektörler genelinde gerilediğini izliyoruz. 2026 yılında KKM bakiyesine ilişkin tebliğlerin yürürlükten kaldırılması planlanıyor. Bu görünüm altında, para politikasında gerekli sıkılığı koruyacak şekilde Temmuz ve Eylül aylarında toplamda 5.5 puanlık bir indirimle politika faizini yüzde 40.5 seviyesine çektik. Sıkı para politikası duruşumuz, dezenflasyon sürecinin devamını sağlayacak.
Ayrıca, ekonomik birimlerin beklentilerindeki farklılıklar ve olası dalgalanmalara karşı, parasal aktarımı makroihtiyati tedbirlerle desteklediğimizi belirtmekte fayda var. Bunun yanında, likidite koşullarına göre etkili bir likidite yönetimi uygulamaya devam ediyoruz. Sıkı parasal duruşumuz, makroihtiyati tedbirler ve likidite yönetimi ile destekleniyor. Bilindiği gibi, sıkı parasal duruşumuzu desteklemek amacıyla TL mevduat, kredi büyümesi ve likidite yönetimi odaklı makroihtiyati tedbirleri uyguluyoruz.
KKM hesaplarının açılışı ve yenilenmesi uygulamasını 23 Ağustos'ta sonlandırdık. 2025 yılının sonuna kadar KKM bakiyesi büyük ölçüde azalacak ve 2026 yılında bu düzenlemelere dair tebliğlerin yürürlükten kaldırılması planlanmakta. Kredi büyümesindeki dalgalanmaları TL ve YP kredi büyüme sınırları ile yönetip, muaf kredi alanlarıyla üretim ve yatırım odaklı sektörleri destekliyoruz. Bunun yanı sıra, aktif likidite yönetimi politikamız ile parasal aktarım mekanizmasını güçlendiriyoruz.
"Kredi kartı gelişmelerinde tüketicilerin nakitle ödeme yönteminden kartla ödemeye geçmesinin de etkisi bulunuyor"
Kredi kartı alanında tüketicilerin nakit ödemeden kartla ödeme yöntemine geçişinin de rolü bulunmakta. Ticari kredilerde ise, yabancı para kredilerindeki aylık büyüme sınırını, parasal aktarım mekanizmasını güçlendirmek ve finansal istikrarı sağlamak adına yüzde 0.5'e indirmiştik. Yabancı para kredi büyümesindeki yavaşlama, TL kredi tercihinin artmasıyla ikame edildi ve kredi kompozisyonunda TL'nin payı yükselmeye başladı.
"Hanehalkı tarafında kredi kartı borcu toplam borcun yarıya yakınını oluşturuyor"
Reel kesim ve hanehalkının borçluluğu, tarihsel ortalamaların oldukça altında seyrediyor. Reel sektörün toplam borçluluğundaki bu düşüşte, firmaların TL borcunun azalması belirleyici oldu. Hanehalkında ise kredi kartı borcu, toplam borcun yarısına yakın bir oranı oluşturuyor. Kredi kartı borcunun içinde faize bırakılan kısmın, 2024 yılından itibaren düşmesi, borcun çoğunluğunun kartlı harcamalardan kaynaklandığını gösteriyor. Düşük seyreden borçluluk, gelecekte bu borçlardan kaynaklı oluşabilecek risklerin yönetilebilir olduğunu ortaya koyuyor.
Brüt rezervler 183 milyar dolara yükseldi
Yurt içi ve yurt dışı yerleşiklerin Türk lirasına duyduğu güvenin artışı, rezervlerimize olumlu yönde yansımakta. Brüt rezervler son dönemde belirgin bir artış göstererek 26 Eylül 2025 itibarıyla 183 milyar dolara ulaştı. Swap hariç net rezerv ise 57 milyar dolar seviyesine yükseldi. Sonuç olarak, 22 Mart 2024 ile 26 Eylül 2025 tarihleri arasında brüt rezervler 59 milyar dolar artmışken, swap hariç net döviz pozisyonumuz 122 milyar dolar iyileşti.
Kaynak:ANKA