İBB yıkım için gittiğinde polisi karşısında bulmuştu.. Deniz Zeyrek: Suudi şirketin Türkiye'deki faaliyetlerine kimler “yürü ya kulum” diyor?

İBB yıkım için gittiğinde polisi karşısında bulmuştu.. Deniz Zeyrek: Suudi şirketin Türkiye'deki faaliyetlerine kimler “yürü ya kulum” diyor?
İstanbul Büyükşehir Belediyesi 2021'de tespit ettiği kaçak yapıyı 29 ağustos'ta yıkma kararı almıştı. Ancak, İstanbul Valiliği yıkıma engel olmak için seferber olmuştu. Sözcü yazarı Deniz zeyrek, konuyla ilgili dikkati...

İstanbul Büyükşehir Belediyesi 2021'de tespit ettiği kaçak yapıyı 29 ağustos'ta yıkma kararı almıştı. Ancak, İstanbul Valiliği yıkıma engel olmak için seferber olmuştu. Sözcü yazarı Deniz zeyrek, konuyla ilgili dikkati çeken detaylar paylaşarak "Büyük depremi bekleyen İstanbul'da kaçak bir yapının kurtarılması için devletin seferber olması size de tuhaf gelmiyor mu?" sorusunu sordu. Zeyrek ayrıca, "iktidar Arap sermayesi, Türkiye'de anlaşma imzalamadan da kapitülasyon gibi avantajlar sağlıyor. Para ve beton bütün kapıları açıyor." eleştirisini yaptı.

Söz konusu binayı yapan şirket hakkında bilgi veren Zeyrek “Adı Al Qemam (Arapça'da “En İyi” “Zirve” anlamına geliyormuş). Kayıtlarda merkezinin Cidde'de olduğu söyleniyor. İnşaat, madencilik, mermer üretimi gibi alanlarda faaliyet yürütüyor. 2012'de İstanbul'da temsilcilik açmış ve Türkiye'deki faaliyetlerini “AkZirve” isimli bir gayrimenkul şirketi üzerinden yürütmeye başlamış. (Adındaki AK ne kadar manidar değil mi?)  AK-Zirve'nin CEO'su İbrahim Maasfeh isimli Ürdün kökenli bir Suudi vatandaşı. İstanbul'a okumaya gelmiş ve bir daha dönmemiş” detaylarını paylaştı.

"AK-Zirve ortakları Suriyeli olan bir şirket."

AK-Zirve’nşim 2016'dan itibaren Türkiye'nin gayrimenkul piyasasına hızlı bir giriş yaptığını savunan Zeyrek yazısının devamında ise şu detaylara değindi:

“Kısa bir araştırma yapınca İstanbul'da 1 milyar dolarlık yatırım yaptığına dair haberlerin yer aldığı onlarca bağlantı buldum. Belli ki bir halkla ilişkiler şirketiyle çalışmış.

Topkapı'daki Nakliyat Ambarları arazisini 245 milyon dolara satın almış. Bahçelievler ve Zeytinburnu'nda devasa konut projeleri yapacağını ilan etmiş, bazılarına hızlıca başlamış."

Zeyrek, ayrıca bir detay daha değiniyor, "AK-Zirve ortakları Suriyeli olan bir şirket."

" İşte bu şirket, Zeytinburnu'nda planlarda “yeşil alan” olarak tanımlanmış bir alana gecekondu yaparcasına kaçak bir bina yapmış.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi de 2021'de bu kaçak yapıyı tespit ettikten sonra engellemek ve kaldırmak için çalışmaya başlamış

Konu mahkemeler arasında gidip gelmiş ve bütün davaları İstanbul Büyükşehir Belediyesi kazanmış.

Bu arada AK-Zirve'nin eli kolu o kadar uzamış ki Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nı devreye sokup yeni bir plan yaptırmış.

Mahkeme İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ni haklı bulmuş ve o planı da iptal etmiş.

Neticede İBB 29 Ağustos'ta binayı yıkma kararı almış.

Ancak Zeytinburnu-Cumhurbaşkanlığı Sarayı arasında yaşanan yoğun trafikten sonra 28 Ağustos akşamı Cumhurbaşkanlığı binanın kamulaştırılmasına karar vermiş.

31 Ağustos'ta ise Çevre ve Şehircilik Bakanlığı İmar Planı değişikliği yaparak binayı Aile ve Gençlik Merkezi yapmak üzere Zeytinburnu Belediyesi'ne vermiş."

"Yazık bu ülkeye"

Zeyrek Konuya ilişkin "iktidar Arap sermayesi, Türkiye'de anlaşma imzalamadan da kapitülasyon gibi avantajlar sağlıyor. Para ve beton bütün kapıları açıyor." eleştirisini yaparak "Bakın çok da uzak olmayan bir gelecekte göreceksiniz: Kendi insanına her türlü zorluğu çıkaran iktidarın bu dereceye varmış Arap hayranlığı başımıza büyük dertler açacak. Yazık bu ülkenin halkına. Yazık bu ülkeye!" dedi.

Zeyrek yazısının devamında ise bazı sorular sordu:

"İnsan bu olanları gördükten sonra bazı soruları sormadan edemiyor.

AK-Zirve şirketiyle Zeytinburnu belediyesi arasında ne tür ilişkiler var ki koca bina tamamlanana kadar gecekondu gibi inşaata göz yumuldu?

Suudi şirketin Türkiye'deki faaliyetlerine kimler “yürü ya kulum” diyor?

Suudi şirket nasıl ilişkiler kurmuş ki İstanbul Valisi'ni, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nı, Cumhurbaşkanlığı'nı anında ayağa kaldırabiliyor?

Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki ile Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın kaçak bir yapıyı koruma amaçlı plan değişikliklerinden bizzat haberleri var mı yoksa bürokrat tayfası onlardan habersiz (ama onların adına) bir süreç mi yürütüyor?

Ha bir de…

Aynı olaylar bir CHP'li belediyede yaşansa neler olurdu sizce?"