İş Bankası Genel Müdür Yardımcısı Sezgin Yılmaz: KOBİ’ler nakit akışlarını dengeleyemiyorlar

İş Bankası Genel Müdür Yardımcısı Sezgin Yılmaz: KOBİ’ler nakit akışlarını dengeleyemiyorlar
Akdeniz Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği (AKTOB) tarafından, “yeni stratejilerle farklılık dizayn et" temasıyla bu yıl 15.’si düzenlenen Uluslararası Resort Turizm Kongresi, Türkiye İş Bankası'nın ana sponsorluğunda Antalya'da gerçekleştirildi.

Akdeniz Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği (AKTOB) tarafından, “yeni stratejilerle farklılık dizayn et" temasıyla bu yıl 15.’si düzenlenen Uluslararası Resort Turizm Kongresi, Türkiye İş Bankası'nın ana sponsorluğunda geçtiğimiz hafta Antalya'da gerçekleştirildi. Bir grup gazeteciyle birlikte İş Bankası Genel Müdür Yardımcısı Sezgin Yılmaz ve AKTOB Başkanı Kaan Kavaloğlu ile sohbet etme fırsatı bulduk.

‘Biz turizmci değiliz, bankacıyız, finansçıyız’ diyen Sezgin Yılmaz’a ‘İş Bankası neden turizme bu kadar kaynak ayırıyor?’ diye sorduk. Yılmaz anlattı:

“Banka olarak geride bıraktığımız 100 yılı aşkın sürenin tamamında ülke ekonomisine katkı sunan hemen her alanda var olduğumuzu söyleyebiliriz. Son dönemdeki ekonomik gelişmeleri de düşündüğümüzde, özellikle 2020 sonrasında, ülkenin en büyük ihtiyaçlarından birinin döviz girdisi olduğunu gördük. Biz banka olarak bir konuya odaklandıktan sonra orada iki şey olur. İlk olarak, kendimiz bu alanda ciddi ivme kaydederiz ama bu işi asıl olarak bunun için yapmayız. Çünkü ana sözleşmemizde de yazan ana faaliyet konumuz ülke ekonomisine katkı sunmak. İkinci ve asıl önemli olarak, piyasa yapıcı bir banka olmamız nedeniyle sektördeki diğer bankalar da bizi takip etsin diye de bunu yaparız. Döviz girdisi yaratan bir sektör olan turizme sadece bizim katkımız kendi gücümüz kadar olabilir. Ama finans sektörünün bunun arkasından gelmesi daha büyük bir güç yaratır.”

Turizmin neden İş Bankası’nın odak noktası haline geldiğini özetleyen Yılmaz, gazetecilerle sohbetinde soruları yanıtlarken bankanın iş yapma stratejilerini ve sektörlerle birlikte ekonomiye nasıl katkılar sağladığını da anlattı:

Sadece kredi değil turizmi destekleyen proje ve sponsorluklar

“Sadece finansal açıdan turizmcinin yanında değiliz. İş Bankası bir işi yaparken samimiyetle yapmak ister. Finansman konusu zaten bizim asli işimiz ama onun haricinde de bizim turizme katkı sunan sosyal alanlarımız var. Zeugma’dan Stratonikeia’ya, Laodikeia’dan Nysa’ya pek çok antik kentte arkeolojik çalışmalara desteklerimiz var. Taksim'de açtığımız ve bu sene ziyaretçi sayısıyla rekor kıran Resim Heykel Müzemiz, Eminönü’de Türkiye İş Bankası Müzemiz, Ankara’da İktisadi Bağımsızlık Müzemiz var. Bunlar da turizme hizmet ediyor. Denizlerimizi korumaya yönelik Denizlerin Geleceği: Deniz Çayırları ve Denizlerin Ormanları: Deniz Mercanları projelerimiz var. Sporla alakalı İstanbul Maratonu, bisikletle ilgili sponsorluklara pek çok desteğimiz var. Bu tür alanlarda da biz işin içinde samimiyetle olmalıyız ki turizme bu şekilde de bir faydamız olsun. Samimiyetten kastım bu aslında. Rakamları söylemek çok kolay. O bizim asli işimiz. Nasıl destek verebiliriz? Sadece bize birisinin bir ışık yakması lazım. Katkı sunacak her şeyin peşindeyiz.”

“2 yıl önce 1 milyar dolar kaynak sözü vermiştik”

Sezgin Yılmaz, turizm sektörüyle işbirliği başlattıklarında verdikleri sözleri tutmuş olmanın mutluluğunu da paylaştı:

“Tam iki sene önce 2023 yılı Kasım ayındaki AKTOB Kongresi'nde İş Bankası olarak demiştik ki, Önümüzdeki iki yıl içerisinde sadece turizm sektörüne 1 milyar dolar ilave kaynak ayırdık. Sizin yatırımlarınız, renovasyonlarınız, istihdama dönük işleriniz, dijitalleşme ile ilgili işleriniz veya sürdürülebilirlikle ilgili ne ihtiyacınız varsa biz 2 yıl içerisinde 1 milyar dolar kaynağımızı tek başına turizm sektörüne ayırdık. O ikinci yılın sonuna geldik. 1 milyar dolarlık kaynak bu yılın ağustos ayında bitti. Yani ağustos ayında tamamını kullandırdık. Şu anda da durmadık, kredi kullandırmaya devam ediyoruz. Sözümüzü tuttuğumuz için mutluyuz, gururluyuz. Çünkü gerçekten o dönemler için iyi bir rakamdı. Şimdi bu 1 milyar dolarlık taahhüdümüzü yerine getirmişiz ama verilen krediler de bir yandan farklı vadelerde kapanıyor. Son rakamlara göre 865 milyon dolar kredimiz de vadesi geldiği için kapanmış. Bunun için de o rakam bakiyemizden düşüyor. Buna rağmen taahhüdümüzün üzerine çıkarak veriyoruz. Şu anda tahsis hattımızda bekleyen 770 milyon dolar daha elimizde teklif var.

Taahhüt şuydu: 2 yıl içerisinde 1 milyar dolar ilave kaynak ayırdık. O 1 milyar dolarlık ilave taahhüt, bu kapananlar hariç rakam. Kapananları da dahil edersek rakam şu anda 2 milyar doları geçti zaten. Dolayısıyla ağustos ayında biz taahhüdümüzü yerine getirdik. “

Turizm kredilerinin %73’ü Antalya ve İstanbul’da

İş Bankası Genel Müdür Yardımcısı Yılmaz, ‘Türkiye’de ve dünyada turizm ihtisas şubesi olan tek banka’ olmanın gururuyla anlattı:

“İstanbul ve Antalya turizm sektöründe büyük ağırlığa sahiptir. Sektörde kullandırılan toplam kredilerin %73'ü İstanbul ve Antalya'nındır. Ama başkent neresidir diye baktığımızda turizmin başkenti Antalya diyebiliriz. Bizim sahadaki yüzümüz olarak da Akdeniz Turizm İhtisas Şubesini açtık. Burası, Türkiye ve dünyada tek Turizm İhtisas Şubesi oldu.”

Merkez Bankası’nın kredi büyüme kısıtları taahhüdü etkilemedi

Sezgin Yılmaz, ekonomi politikalarındaki düzenlemelerin olumsuz etkilerini sektörlere yansıtmamaya çalıştıklarını vurguladı:

Merkez Bankası’nın 2025 yılı içinde yabancı para kredilerle ilgili getirdiği kısıtlar ve KOBİ tanımında yapılan değişiklikle (yıllık net satış hasılatı veya mali bilanço tutarı toplamının 500 milyon TL'den 1 milyar TL'ye çıkarılması) kredi taahhütlerinde bir değişiklik olup olmadığı sorusunu İş Bankası Genel Müdür Yardımcısı Sezgin Yılmaz şöyle cevapladı, ”2 yıl içinde 1 milyar dolar taahhüt ettik. O zamanlar buradaki kısıtları hiç bilmiyorduk. Biz artık vermiyoruz çünkü böyle kısıtlar geldi diyebilirdik. Ama Yönetim Kurulu Başkanımız Adnan Bali’nin ‘İş Bankası’nın kapıları dardır ama salonu geniştir’ sözü vardır. Turizm de salonun içinde. Turizmi o dar kapılardan geçirdik. Tam olarak bizim odak noktamız. Yağmurlu havada da güneşli havada da birlikteyiz diye yola çıktık.”

2026 ‘da destek sürecek mi?

“Şu anda kredi büyüme kısıtlarından dolayı kıt kaynaklar var. İstisna tarafından başlarsak, toplamda YTB'li (yatırım teşvik belgesi) işlere baktığımızda turizm sektöründe 2,38 milyar dolarlık bir yatırım var. Bunun da %33'ü (yaklaşık 800 milyon doları) Antalya'da yapılacak. Büyük ihtimal belirttiğim pazar paylarına eş bir oran da bize gelir. Ayrıca fiyattan dolayı kaçırdığımız yaklaşık bir 700-800 milyon dolarımız daha var. Yani biz tahsis etmişiz. Kredi hazır. Fakat fiyatlamasını tutturamadığımız için gitmiş. Kime gitmiş diye baktığımızda da kamu bankalarına gittiğini görüyoruz. “

“Enflasyonda, kurda ve faizde beklenen seviyeye inilmedikçe kısıtlamaların kalkacağını düşünmüyorum”

Sezgin Yılmaz, 2026 için beklentilerini de anlattı:

“Şu an 2025 yılsonuna kadar görünmüyor. 2026 yılında biter mi derseniz 2026 yılındaki enflasyonun, kurun gidişi, Merkez Bankası döviz rezervlerinin yeterli miktara ulaşmasıyla beraber bir kısım esnemeler olabilir. Esnemeler de tahminimce önce ticari taraftan yani KOBİ tarafından olur. Bireysel tarafta da aynı kısıtlamalar var. Hane halkı tarafında 2024 Haziran ayında yakın izleme ve NPL’ler ciddi oranda artmaya başlamıştı. 2024'ün yılsonunda KOBİ’lere sirayet etmişti. 2025 yılında sektörde bunu bolca yaşıyoruz-. Takip oranları neredeyse iki katına çıktı. Ticari segmentteki NPL oranları bir küsurlu seviyelerden 3-3,5 bandına çıktı. Dolayısıyla enflasyonda, kurda ve faizde beklenen seviyeye inilmedikçe bu kısıtlamaların kalkacağını düşünmüyorum. Ama ekonomi iyi giderse tüketim harcamaları enflasyonu tetikleyen taraf olduğu için önce o taraftaki kısıtlardan başlayacaklarını düşünmüyorum. Önce ticari taraftan başlayıp üretim yapanları, KOBİ’leri rahatlatmayı amaçlayabilirler. Ama tamamen kalkma işinin 2026 olacağını düşünmüyorum.”

Takip oranları iki katına çıktı en riskli ayrışan sektörler hangileri?

Tekstil, demir çelik ve KOBİ’ler…

KOBİ’lerin likiditelerinin bozulmasına dikkat çeken Yılmaz, finansmana erişimin zorluklarına değindi:

“Ayrışan sektörlerde iki yıldır tekstil başat geliyor. Emtia fiyatlarının son 1,5-2 senedir durgun olmasından dolayı bir miktar da demir çelik sektöründe olan firmalarda gerileme görüyoruz. Onun haricinde aslında bütün sektörleri saymaktan ziyade şöyle söyleyeyim. KOBİ’lerin yoğun bir şekilde likiditeleri bozuldu. Aslında likiditeyi de aşağı yönlü kırmak lazım. Nakit akışlarını dengeleyemiyorlar şu anda. O nakit akışlarını yani 120-320 borç-alacak; 121-321 senetli çekli alacakları-borçları kısmında nakit akışı dengesi bozuldu. Finansmana erişim eskiden olduğu gibi lebiderya değil. Dolayısıyla özellikle KOBİ’lerde bozulmaları artık çok ciddi bir şekilde görüyoruz. Bu durum 2025 yılının tamamında devam etti. 2026 yılının Haziran ayına kadar da devam edeceğini düşünüyoruz. O yüzden iki sektör söylemiş olayım. Diğerleri de sektör ayrımsız nakit akışını ayarlayamayan firmalar diyeyim.”

İş Bankası’nın enflasyon ve kur tahmini...

“Öyle kritik bir yerdeyiz ki kasım enflasyonunu görmeden bunu aralık ortasından itibaren söylememizin sektörü yanıltacağını düşünüyorum. O yüzden aklımızda bir şeyler var ama biz piyasa yapıcı bir bankayız. Piyasa yapıcı bankanın kuru 3 ile 5 söylemesi arasında farklar oluşabilir. Yanlış yönlendirmiş oluruz diye hissediyoruz. Bizde bir şey söyleyince arkasında durmak isteriz. Dolayısıyla o yüzden şu anda bir tahmin paylaşamıyorum. “

whatsapp-image-2025-11-23-at-11-08-24.jpeg
Kaan Kavaloğlu- Sezgin Yılmaz

Kaan Kavaloğlu: Haziran ayında Euro 60 TL’nin altında olursa turizmcinin işi çok zor

Akdeniz Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği (AKTOB) Başkanı Kaan Kavaloğlu Antalya’nın turizme katkısının 17,5 milyar dolar olduğunu yılın ilk 10 ayında konaklamaların yüzde 60’ının burada gerçekleştiğini belirtti. İklim şartlarının değişmesiyle sezonun uzaması yüzünden kasım ayının da başarılı geçmesini beklediklerini söyledi.

“Jeopolitik sebepler bizi de etkiliyor diyen Kavaloğlu, şu tespitlerini paylaştı: “ Kaynak pazarlarımız Rusya ve Ukrayna arasındaki savaş devam ediyor. 2019’da 6 milyon Rus turist gelmişti bu yıl rakam 4 milyon, aradaki farkı İngiltere, Belarus ve Polonya ile dengelemeye çalıştık. Pandemi döneminden bu yana Fransa, İspanya ve Yunanistan Avrupa Birliği (AB) üzerinden çok büyük fonlar ve sübvansiyonlar alıyor. AB iyi bir sınav vermedi bu noktada aynı desteği bizler göremiyoruz” dedi.

“Verginin de vergisini ödeyen bir sektör olduk”

Turizm maratonuna Avrupa ile kıyaslarsanız 25 yıl geriden başladık ama otellerimiz daha iyi ve daha yeni diyen Kavaloğlu, fiyat ve kur uyarısı yaptı, sözlerini şöyle tamamladı: “Tekstilcilerle çok benziyoruz, maliyetlerimiz TL bazında çok arttı. Enflasyonun olmadığı ortamda sabit kur politikası bizi rahatsız etmez ama indirimli destinasyon olma özelliğimizi kaybetmek üzereyiz. Verginin de vergisini ödeyen bir sektör olduk, karlılığımız vergiler sonrası yüzde 10-15 civarında. 2026 yılının 3. Çeyrek başlangıcında yani haziran ayında Euro 60 liranın altında olursa turizmcinin işi çok zor. ”

1 otel odası günde 1500 litre su harcıyor!

Kongrede AKTOB'UN hazırladığı bir video ise izleyen herkesin beyninde alarm zillerinin çalmasına sebep oldu. İklim değişikliği yüzünden turizm sezonu uzasa da küresel turizmin ana destinasyonu olan Akdeniz havzası çölleşme potansiyeliyle karşı karşıya. Rakamlar net. Bir otel odası günde ortalama 1.500 litre su harcıyor. Su israfının önüne geçmek ve turizm tesislerinde akıllı stratejilerle %40'a varan su tasarrufu sağlamak mümkün.

Çözüm için atılacak adımlar ise basit bir felsefeye dayanıyor. Azalt, yeniden kullan ve değiştir.

Birincisi, azalt. Su israfının önüne geçilmeli. Otellerde kalan misafirlerin katılımını teşvik eden kampanyalarla genel kullanım alanlarında farkındalık arttırılmalı. Lavabo altındaki vanayı kısmak gibi basit adımlar bile büyük fark yaratabilir.

İkincisi, yeniden kullan. Binalarda yağmur suyu hasadı ve gri su sistemleri kurulmalı. Lavabo ve duşlardan çıkan gri sular ön arıtma sonrasında tuvalet rezervuarlarında temizlikte ve yeşil alan sulamasında kullanılabilir.

Üçüncüsü değiştir. Suyu israf eden ekipmanlar yenilenmeli. Klasik muslukları sensörlü ve düşük akışlı bataryalarla değiştirerek %50 tasarruf sağlanabiliyor. Çok su tüketen sifonlar çift kademeli sistemlerle değiştirilerek %75'e varan tasarruf elde edilebilir.

Bu önlemler sadece otellerle sınırlı değil tabi, evlerimizde de su tasarrufu için uygulayabiliriz. Uzmanların yaptığı projeksiyonlar gösteriyor ki; Su güvenliği 2050'ye kadar enerji ve gıda güvenliği kadar kritik olacak. 'Bir damla bir dünya' diyen AKTOB'un çağrısı hepimize...

whatsapp-image-2025-11-23-at-19-00-42.jpeg

Kaynak:Nilay Can

Öne Çıkanlar