Nakit para sıkıntısı işletmeleri köşeye sıkıştırdı: Yılbaşına doğru küçük işletmeler kapanabilir
Özellikle sanayicilerin elindeki makine, bina ve arazi gibi değerli varlıklara rağmen nakit bulamaması bazı sanayicilerin maaş ve enerji faturalarını dahi ödeyememesine yol açıyor.
Ekonomim’den Merve Yiğitcan’a konuşan reel sektör temsilcileri, piyasanın açmaza girmeye başladığına dikkat çekerek, birçok sektörde yılbaşına doğru küçülmelerin ve kapanmaların hızlanacağına işaret ediyor. Öte yandan piyasadaki nakit sıkışıklığı ticari kredi kartı kullanımı ve piyasada dönen çek tutarlarına ilişkin verilere de yansımış durumda.
İTO'dan açıklama
Firmaların içine girdiği finansman darboğazı İstanbul Ticaret Odası’nın da (İTO) gündeminde… Oda’nın ağustos ayı meclis toplantısında konuşan İTO Başkanı Şekib Avdagiç, KOBİ’lere kredi sınırlamasının gözden geçirilmesi çağrısında bulundu.
Avdagiç, finansal istikrar programı kapsamında kredi büyümesine getirilen sınırlamanın enflasyonla mücadelede önemli bir araç olduğunun farkında olduklarının, ancak bu durumun yeniden gözden geçirilmesine ihtiyaç bulunduğunun altını çizdi.
Avdagiç, “KOBİ’leri rahatlatmak çok yerinde bir karar olacaktır. Unutmayalım ki bir ülkedeki yatırım ekosistemi KOBİ’ler üzerinde yükselir. KOBİ temelli ekosistem iyileştirildikçe büyük ölçekli yatırımların çekilmesi mümkün hale gelir” açıklamasını yaptı.
Avdagiç, “Finansal sıkılaşmanın, finansal dayanıklılığa halel getirmemesi en önemli beklentimizdir. Dolayısıyla finansman koşullarının makul ölçeklerde ve kademeli olarak iyileştirilmesini ihmal etmemeliyiz” değerlendirmesinde bulundu.
‘Nakit zalim bir kral’
TOBB Plastik, Kauçuk ve Kompozit Sanayi Meclis Başkanı Yavuz Eroğlu, piyasada özellikle mali durumu sınırda olan birçok firmanın finansal güçlüklerle beraber sıkıntıya düştüğünü, artık ‘paranın çok değerli olduğu’ bir döneme girildiğini söyledi.
Talebin az, faizin ise yüksek olduğu bu dönemde sanayi firmalarının elindeki makine, ekipman ve bina gibi varlıkların artık çok değersiz olduğunu vurgulayan Eroğlu, “Büyük firmalar var, ellerindeki varlıklar çok fazla ama elektrik faturasını ödeyemiyorlar. Nakit akışları çok olumsuz etkilendi. Bu durumdaki sanayicileri varlık satmaya çalışıyor ama varlığına talep gelmiyor, o varlık para etmiyor. Ya da ederinin üçte biri fiyatına neredeyse teklifl er geliyor. Piyasada ‘Nakit kraldır’ diye bir deyiş vardır, görüyoruz ki bu dönemde nakit çok zalim bir kral...” diyerek üreticinin içine girdiği cendereyi tarif etti.
Acı reçeteyi kabul ettik ama..
Eroğlu, “Acı reçeteyi kabul ediyoruz, ancak ilacın dozu da iyi ayarlanmalı. Kur baskısı yoğun tutulduğu için özellikle kura dayalı sektörler çok kan kaybetti. Burada ihracatı kuvvetlendirecek politikalar geliştirilmesi gerekiyor. Eğer sanayide bir zayiat verilirse bu kötü bir zayiat olur. Çünkü sanayi kültürü kolay oluşan bir olgu değil” diye konuştu.
Sektör köşeye sıkıştı
Türkiye Ayakkabı Sanayicileri Derneği (TASD) Başkanı Berke İçten de piyasadaki nakit sıkışıklığının hem içeride hem de ihracatta irtifa kaybeden sektörü adeta köşeye sıkıştırdığını ifade etti.
Sektörde tahsilat tarafında çekler de gözle görülür sıkıntılar yaşanmaya başladığını anlatan İçten, “Tedarikçiler üreticiye sattığı malın ödemesini nakit istiyor. Nakit yoksa yüzde 5-7 arası aylık vadeler isteniyor. Piyasanın faizi banka faizini de geçiyor” ifadelerini kullandı.
İlker Önel: Bir senelik çek veren var
İstanbul Tüccarlar Kulübü Başkanı İlker Önel, piyasanın nakitte ciddi anlamda sıkıştığını belirterek, “Kredinin maliyeti çok yüksek. Özellikle ölçeği küçük olan işletmeler bu zor süreci yönetmeye çalışıyor. Nakit olmayınca ticari kredi kartlarının kullanımı arttı, firmalarda 4-5 kart var ancak hepsinin limitleri dolu. Ticari kartların limitlerinin çok düşük olması da piyasayı tıkıyor” dedi.
Alacakların tahsilinde de vade süresinin uzadığını anlatan Önel, “Ödeme günleri de 2-3- 5 derken hep ileri atılıyor. Herkes peşin mal satmak istiyor, ancak bu kez de maliyetinin çok az üzerinde mal satmanız lazım. Böyle müşteri de piyasada yok. Yani peşin mal alabilecek işletme sayısı çok az. Bu kadar yoğun durgunlukta da işletmelerin ‘Ben vadeli satmam’ deme lüksü de kalmadı. Yoksa 5-6 ay önce satmamak mantıklıydı. Enflasyon yukarı yönlüydü, firmalar ‘Depomda dursun’ diyordu. Ama şimdi enflasyon aşağı yönlü giderken stok maliyeti riskli olabiliyor. Makul olan 30-60 gün vade, ancak piyasada 1 senelik çekler var. Belki de riski azaltmak adına çeklerin makul seviyede olması için bir düzenleme yapılabilir” diye konuştu.
Burak Önder: Her kesim bedel ödeyecek
EVSİD Kurucu Başkanı ve Qlux IDEAS Genel Müdürü Burak Önder, “Dünyanın her bölgesinde şiddeti farklı olsa da çeşitli sorunlar var. Biz de küresel sorunların ihracat üzerindeki etkisini ve içerde ekonomik sorunların etkisini her geçen gün daha da fazla hissediyoruz. Yurt içi ticarette bir yandan dönem çekler, konkordato süreçleri, nakde ulaşımda yaşanan güçlükler, finansmanın kalitesi gibi sorunları yaşıyoruz. Bunlar güven ortamını zedeliyor” dedi.
Bu süreçte toplumun tüm kesimlerinin bir bedel ödeyecek olduğunun farkında olduklarını söyleyen Önder, “Ama üretimin ve ihracatın devam edebilmesi önümüzdeki süreçte çok önemli. Elimizde bulunan kısıtlı kaynakları en doğru şekilde kullanılması önemli bir hal aldı. Yüksek teknolojili ürünlerin üretilmesini teşvik etmek önemli. Lakin Türkiye’nin şu dönemde güçlü kasları orta ve orta-düşük teknolojili ürünlerdeki üretim ve ihracattır. Türkiye bu süreçleri atlatır, buna inanıyorum. Ama bu zorlu süreçlerin sanayi geleneğini ve kültürünü zayıflatmasından çekiniyorum. Birçok sektörde insanlar artık üretmek değil ithalata ve farklı sektörlerde iş yapmayı tercih ediyorlar. İşte ülkemiz için asıl tehdit bence bu” ifadelerini kullandı.
Kaynak:Ekonomim