Pratikte sürdürülebilir büyüme yok sürdürülebilir yoksulluk var

Pratikte sürdürülebilir büyüme yok sürdürülebilir yoksulluk var
Türkiye ekonomisinin hedefi olan sürdürülebilir büyüme, emekliler için sürdürülebilir yoksulluk olmaya devam ediyor. Ekonomim'den Hüseyin Gökçe'nin haberine göre; Türkiye ekonomisinin, ‘sürdürülebilir büyüme’ hedefi...
Türkiye ekonomisinin hedefi olan sürdürülebilir büyüme, emekliler için sürdürülebilir yoksulluk olmaya devam ediyor. 

Ekonomim'den Hüseyin Gökçe'nin haberine göre; Türkiye ekonomisinin, ‘sürdürülebilir büyüme’ hedefi kapsamında, her defasında emekli ve kamu çalışanlarının ücretlerinin enflasyona ezdirilmeyeceği, büyümeden refah payı söylense de pratikte süreç böyle işlemiyor...

Ekonomi yönetimi, üst üste defalarca büyüme performansı gösteren Türkiye ekonomisinin, ‘sürdürülebilir büyüme’ özelliğini her fırsatta dile getiriyor. Emekli ve kamu çalışanlarının ücret artış dönemlerinde ise bu kesimlerin enflasyona ezdirilmediği gibi büyümeden refah payı verileceği de sürekli anlatılıyor.

Ancak pratikte bunun karşılığı çok gözlenemiyor. Her ne kadar yılbaşındaki emekli maaşlarına enflasyon farkı verilirken hatadan kısmen dönülüp, memur ve işçi emeklilerinin artış oranları eşitlense de sorun çözülebilmiş değil. Çünkü Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) iki gündür üst üste açıkladığı, ‘Gelir Dağılımı İstatistikleri’ ile ‘Yoksulluk ve Yaşam Koşulları İstatistiği’ dar gelirlinin büyümeden aldığı payın artması bir yana, daha da dibe doğru indiğini gösteriyor.

TÜİK’in araştırmaları hanehalkı gelirlerini gösteriyor. Hanehalkı da “Tek başına yaşayan kişiler ile aralarında akrabalık bağı bulunsun ya da bulunmasın aynı konutta yaşayan, barınma, gıda vb. ihtiyaçlarını ortaklaşa karşılayan, hanehalkı hizmet veya yönetimine katılan kişilerden oluşan topluluktur” şeklinde tanımlanıyor.

Yoksulluk oranı yüzde 13.9

Dün yayımlanan Yoksulluk ve Yaşam Koşulları İstatistiğinde, medyan (orta) gelirin yüzde 40’ına göre esas alınan yoksulluk oranı yüzde 7.4 olarak ölçülmüş. Buradaki yoksulluk sınırı ise 23 bin 350 lira. Medyan gelirinin yüzde 50’sine göre ise yoksulluk sınırı 29 bin 187 lira olup, yoksulluk oranı yüzde 13.9 olarak ölçülüyor. Üstelik bu sınırlar 2023 yılına ilişkin.

TBMM’de kabul edilen torba kanun ile hem işçi memur emekli maaşlarına verilen enflasyon farkları eşitlendi. Aynı kanun ile en düşük emekli maaşı da 10 bin lira oldu. Öte yandan bu düzenleme TBMM’de 25 Ocak’ta kabul edilmesine rağmen, henüz Cumhurbaşkanı tarafından onaylanıp yürürlüğe girmedi. Üstelik yürürlüğe girdikten bir hafta sonra fark ödemeleri hesaplara yatırılacak. Yani en düşük ücrete tabi emekliler maaşlarını 10 bin liraya tamamlayan farkı bile henüz alamadılar.

Emekli yoksulluk sınırının üçte biri kadar kazanıyor

TÜİK’in medyan gelirin yüzde 50’sine göre hesaplanan 29 bin 187 liralık yoksulluk sınırı, en düşük emekli maaşının üç katı. Yıllardır düzenli olarak açlık ve yoksulluk sınırı istatistikleri açıklayan TÜRK-İŞ’e göre ise 2023 yılı Aralık ayı itibarıyla yoksulluk sınırı 47 bin 9 lira. Neredeyse en düşük emekli maaşının 5 katı düzeyinde.

TÜİK’in açıkladığı yoksulluk sınırının içinde bulunduğumuz 2024 yılında enflasyon kadar artması halinde bile aradaki uçurumun çok daha artacağı aşikar. Başka bir ifade ile emekli büyümenin sürdürülebilirliği ölçüsünde sürdürülebilir gelir artışına ulaşabilmiş değil.