Prof. Dr. Gürsel: Erdoğan Şimşek'ten kısıtlı zamanda tek haneli enflasyon istiyor
Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomik ve Toplumsal Araştırmalar Merkezi (BETAM) Direktörü Prof. Dr. Seyfettin Gürsel, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'e Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından kısıtlı bir süre verildiğini söyledi.
Gürsel, bu sürenin yerel seçimden bile önce olabileceğini belirterek "Erdoğan. Bu süre içinde 'Faizi ne yapacaksan yap, buna izin veriyorum' Yalnız bana birkaç ay içinde (3-4 ay mı bilmiyorum, herhalde 5-6 ay değil) bana tek haneli enflasyon getireceksin demiş." ifadelerini kullandı. Gürsel ayrıca "Şimdi süratle enflasyonu tek haneye düşürmek, ancak dehşet bir daralmayla olacaksa olur" ifadelerini kullandı.
Independent Türkçe'den Dora Mengüç'e konuşan Gürsel'in verdiği demeç şöyle:
"Süratle enflasyon düşmezse Şimşek görevden alınacak mı?"
Hatta yerel seçimleri beklemeden… Çünkü onun arifesine kadar daraltıcı birtakım politikalar uygulayamazsınız. Büyük bir ihtimalle sonbaharı kastediyor Erdoğan. Ekim mi kasım mı? Kafasında nasıl bir süre var bilmiyorum. Şimdi süratle enflasyonu tek haneye düşürmek, ancak dehşet bir daralmayla olacaksa olur. Ondan da emin değilim. Yani hem o güveni vereceksiniz hem döviz kuruyla ilgili beklentileri enflasyonla ilgili beklentileri karşılayacaksınız… Bunların hepsi düzelecek, herkes çok iyimser bakmaya başlayacak, sermaye akınları gelecek, hatta Türk lirasının ciddi anlamda değerlenmesine de izin verilecek ki; Mehmet Şimşek bir an önce enflasyon düşürsün diye…
Tüm bunların Mehmet Şimşek tarafından yapılabileceğine, ayrıca istendiğine de inanmıyorum. Dolayısıyla burada büyük bir hakikaten soru işareti var. Diyelim enflasyonun tek haneye düşüşü "süratle" olmadı. O zaman ne olacak? Mehmet Şimşek'in görevi ne kadar sürecek? Seçimler yaklaştıkça, ekonomide de bir canlanma olmayınca? Yani faizler artmış, hatta pozitif reel faizler olmuş…
Öyle bir durumda ikinci Naci Ağbal/Lütfi Elvan vakası mı olacak?
Evet ikinci bir vaka mı olacak? Bu akla geliyor tabi. Erdoğan'ın uçaktaki açıklamasından devam ediyorum. "Enflasyon yüzde 6,2'ye düştüğünde Merkez Bankası faizi 4,6'ydı" diyor. "Biz o zaman düşük faiz düşük enflasyon teorisiyle çalıştık" diyor. Ki; bu doğru değil bir kere. Böyle çalışılmadı. Ama bakın ben böyle bir cümle kuracak olsam "Düşük enflasyon düşük faiz teorisiyle çalıştık" derdim. Yani enflasyon düştüğü için faizler düşebildi. Hâlâ düşük faizi önce söylüyor. E, bu da bir kez daha 'nas'tan vazgeçti mi?" sorusuna zemin hazırlıyor. Yani nasıl inanacaksınız? "Aynı anlayışla çalışıyorum, aynı düşüncedeyim" diyor cumhurbaşkanı. Benim anladığım Mehmet Şimşek'e belli bir süre tanımış Erdoğan. Bu süre içinde "Faizi ne yapacaksan yap, buna izin veriyorum" demiş. "Yalnız bana birkaç ay içinde (3-4 ay mı bilmiyorum, herhalde 5-6 ay değil) bana tek haneli enflasyon getireceksin" demiş. Yani Erdoğan, Şimşek'e "Hem enflasyonu yüzde 10'un altına indireceksin hem o noktaya gelindiğinde faizleri gerekirse yıllık enflasyonun altında tutacaksın" diyor. Bu ancak ne zaman olur? Beklentiler enflasyonun daha da düşeceğini gösterdiği zaman, buna güven olduğu zaman olur. Böyle bir şey olacak mı? Vallahi ben düşük ihtimal olarak görüyorum.
Şu planlanıyor olabilir mi? Önümüzdeki 5,5 ay kemer sıkma politikası, acı reçeteler ve istenilen verilere bu şekilde ulaşma… Sonraki 3 aylık dönem içerisinde yani seçim sath-ı mailine yeniden girildiğinde tıpkı bir önceki seçimlerde olduğu gibi bir öteleme politikası…
Bunu Mehmet Şimşek ile yapamazsın. Ondan sonra yine at değiştirmen lazım. Gene at mı değişecek? Bilemiyoruz. Mehmet Şimşek'in kendisi hiçbir açıklama yapmadı bu konuda. Yani ben onun yerinde olsam "Beni 2 yıl rahat bırakacaksın" derdim. Ama böyle yapmadığı belli. Para politikasında bir bağımsızlık süresi aldığı çok şüpheli. Yani Erdoğan'ın söylediklerinden öyle gözükmüyor.
"Faizi yüzde 20-25'e çıkartırsanız devam edeceğine inandıramazsınız"
Hazır faizden bahsetmişken malum herkes faiz artırımlarına kilitlenmiş durumda. Buradan yola çıkarak iki soru. Bir; sizin beklentiniz ne? İki; negatif reel faizlerden daha az negatif reel faizlere geçersek bunun yaşanan yapısal problemlere büyük bir katkısı olmayacak mı? Halihazırda sizin de daha önce dile getirdiğiniz gibi Mehmet Şimşek isminin sembolik değeri var ama faiz işin sanıyorum sadece bir kısmını oluşturuyor öyle değil mi?
Bir kere ne yapacak? Belli ki faiz artacak. Yani Merkez Bankası faizleri artacak ama baştan bir büyük şok şeklinde mi artacak? Yani şu anda enflasyon yüzde 40 civarında. Tamam bir düşme eğilimi gösteriyor ama herhalde yüzde 50 yapmayacak. Yani belli ki önce bir ciddi belki artış yapacak. 8,5'tan herhalde yüzde 20-25'e çıkarmasının bir manası olmaz, kimseyi de bunun devam edeceğine inandıramazsın. Ama önce faiz artışıyla ilgili bir hamle yapıp ondan sonra bunun etkileri eğer enflasyon beklentilerini düşürücü yönde olursa, kur da o arada sakinleşmeye başlarsa o zaman daha ılımlı bir şekilde arttırmaya devam edecek. Bir de tabii biliyorsunuz Merkez Bankası'nın söylemi çok önemli.
Güven duyulan Merkez Bankaları için mi, tüm Merkez Bankaları için mi?
Elbette güven duyulan Merkez Bankaları için önemli. Merkez Bankası şunu diyecektir. Diyelim yüzde 20-25 yaptı -bence yüzde 25'ten aşağısı ne kadar kurtarır emin değilim- aynı zamanda şunu da demeli: "İlk hamleyi yaptım. Bundan sonra hem beklentilere bakacağım, döviz kuruna bakacağım. Gerekirse faizleri arttırmaya devam edeceğim" Elbette bu söylemde biraz da inandırıcı olması lazım, Mehmet Şimşek'in bu konuda güven vermesi lazım. Bunu yaptıktan sonra ise adım adım enflasyon gücüne bağlı olarak nominal faizleri arttırmaya devam edebilir.
Nereye kadar?
Ta ki; enflasyonun biraz üzerine çıkıncaya kadar. Ama burada da geçmiş enflasyon değil, gelecek enflasyon beklentisini hedef alacaktır. Bu teknik bir konu ama altını çizeyim bunun. Vatandaşlar yani biz iktisatçılar bile, ekonomik aktörler geçmiş enflasyona bakıyor. Geçmiş enflasyondan kastım ne? İşte son bir yılda enflasyon ne kadar oldu? İşte yüzde 40 oldu. Şimdi böyle bir rota değişikliği uygulandığı zaman bakılması gereken "Son bir yılda enflasyon ne oldu değil enflasyon beklentileri ne yönde gelişiyor?" sorusu olmalı. Daha da önemlisi Merkez Bankası'nın koyacağı enflasyon hedefi… Ama Merkez Bankası o kadar büyük güven kaybetti ki! Enflasyon hedefleri koydu. Ve koyduğu hedefleri tutturmaktan o kadar uzak kaldı ki! Ve her 3 ayda bir şey söylüyor, ondan sonra bir daha arttırıyor, bir daha arttırıyor. Yani hiçbir inandırıcılığı kalmadı. Ama şimdi bu inandırıcılığı verebilirse kendi koyduğu hedefe göre faiz politikasını ayarlayacak. Yani şunu da hemen beklemeyelim.
Atıyorum ağustos geldi. Bakılacak etkilere. Etkiler olumluysa ağustosta çok daha düşük bir artış yapacak. Eylül'e geldiğinde belki de "Yeterince güven verdim, enflasyon beklentileri de düşüyor" deyip yıl sonu hedefine göre daha fazla arttırmayabilir. Düğüm noktası Mehmet Şimşek gibi Merkez Bankası yeni yönetimiyle 2-3 ayda uygulayacağı politikayla ne kadar inandırıcı olacak? Bunu başarırsa o zaman finansal istikrara ve düşük enflasyona doğru gidiş olacak demektir. Buna da umut bağlanabilir. Ama bunun karşılığında tabii Erdoğan da dediğim gibi "Bu politikalar acaba ekonomide bir durgunlaşma yaratıyor mu yaratmıyor mu?" diye bakacak. "Biz tek haneli enflasyona ve dolayısıyla çok düşük faiz oranında acaba ne zaman varacağız?" gibi soruların yanıtlarına bakacak Erdoğan da. Yani bir çeşit karşılıklı satranç oyunu gibi karşılıklı hamleler ve değerlendirmeler olacak. Sonunda ne olacağını vallahi bakıp göreceğiz. Yani müneccim olmak lazım ne olacağını kestirmek için.