Takı ihracatçıları endişeli: Kaçakçılığa zemin hazırlayan yapı hakim

Takı ihracatçıları endişeli: Kaçakçılığa zemin hazırlayan yapı hakim
Takı Üreticileri ve İhracatçıları Derneği Kurucu Başkanı Mustafa Kamar, altın ithalatına koyulan sınırın altın kaçakçılığının artmasına ve belirli kurum veya kişilere transferinin gerçekleşmesine zemin hazırladığını belirtti.

Takı Üreticileri ve İhracatçıları Derneği, ekonomi yönetiminin altın ithalatı ve ihracatına ilişkin düzenlemeler hakkında bir dizi değerlendirme yaptı. Derneğin Kurucu Başkanı Mustafa Kamar, düzenlemelerin vatandaşın yastık altı birikimlerini ekonomiye kazandırmasına yetmediğini belirtti, küçük bir zümreyi zengin eden ve kaçakçılığa zemin sağlayan yapı yaratıldığını ifade etti.

Ekonomim yazarı Vahap Munyar, Mustafa Kamar'ın değerlendirmelerini köşesine şöyle aktardı:

"Bunun üzerine 2021 yılından itibaren altın bazlı cari açığın düşürülmesi için harekete geçildiğini düşündü:

-Ancak, alınan kararların hepsi isteyerek veya istemeyerek ihracatı, ihracatçıyı engelledi. Hane halkının altına talebinde ve ulaşımında hiçbir frenleme yaşanmadı.

Altın ithalatında bir süredir uygulanan kota üzerinde durdu:

-Altın ithalatında uygulanan kota 10-15 kişi veya kuruma servet transferine dönüştü. Söz konusu kişi ve kurumlar, kota ayrıcalığı sayesinde 500 milyon dolar kazandı.

2021 yılında Mücevher İhracatçıları Birliği Başkanlığı günlerinde dönemim Ticaret Bakanı Mehmet Muş ile Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin katıldığı bir toplantıda sorduğu soruları, yine kendisinin verdiği yanıtları gözünün önüne getirdi:

Bunca alınan kararların ardından hane halkının altına ulaşması frenlendi mi? HAYIR

Hane halkının aldığı altınların ekonomiye bir katkısı oldu mu? HAYIR

Suistimaller arttı mı? EVET

Altın kaçakçılığı 1990’lı yıllardan beri görülmeyen düzeyde arttı mı? EVET

Bugünlere döndü:

-Son dönemlerde altın ithalatıyla ilgili alınan kararlar hane halkının talebini kısmak, frenlemek yerine mücevher ihracatındaki 20 yıllık kazanımları bitiriyor.

Derneği kurmak üzere yola çıktığı sektörden arkadaşlarıyla son durumu bir kez daha gözden geçirdi:

-Türkiye’nin altın ithalatına talebi iki ana kalemden oluşur. Biri ihracatçının altın ihtiyacının karşılanması, diğeri hane halkının yatırım amaçlı alımı. İhracatçı için yapılan ithalat 6-7 milyar dolardır. 2022 ortasından itibaren hane halkının altın talebi ve ona bağlı ithalat arttı.

(...)

Takı Üreticileri ve İhracatçıları Derneği”ni sektördeki “küçük”lerin sesini duyurabilmek amacıyla kurmak üzere kolları sıvadıklarını bildirip, yaşanan sıkıntıları anlatmaya koyuldu:

- Altın ithalatının yol açtığı cari açığı düşürmek üzere alınan önlemler, hane halkının talebini frenleyemedi. Uygulanan kota ile birlikte mücevher ihracatçısı altına dünya piyasalarına oranla 3-5 bin dolar daha pahalı ulaşır hale geldi.

Bu durumun mücevher ihracatında 20 yılda yakalanan başarıyı bitirmeye başladığını vurguladı:

-Şu anda hem müşteri, hem pazar kaybediyoruz. Hâlâ ihracat yapma çabasındayız ama bunu müşterileri koruyabilme amacıyla yapıyoruz. Yani, altın ithalatını kısmaya dönük alınan her karar ihracatımıza darbe vuruyor. Müşterilerimizi Dubai, İtalya ve Çin’e kaptırıyoruz.

Mücevher İhracatçıları Birliği’nin önceki Başkanı Kamar’ın bir grup arkadaşıyla kurduğu “Takı Üreticileri ve İhracatçıları Derneği”, sektörün sıkıntılarını çözmek için yeterli olur mu?

Yeni dernek, hangi farklı adımları atarsa sorunları çözme konusunda yol alabilir?

(...)

Mücevher ihracatçısının altına erişimi kolaylaşsın suistimal yapanın ipi çekilsin

TAKI Üreticileri ve İhracatçıları Derneği Kurucu Başkanı Mustafa Kamar, takı ve mücevher ihracatçılarının sıkıntılarının giderilmesi konusunda önerilerini sıraladı:

Mücevher ihracatçısı getirdiği döviz belgeleriyle bankalardan her an ons + 3 puanla altına ulaşabilsin. Bu, bankalara verilecek talimatla hemen devreye girebilir.

İhracatçının kazandığı dövizin yüzde 40’ını Türkiye’de bankalarda bozdurma zorunluluğu uygulanıyor. Mücevher ihracatçısının altın alımında da benzeri sistem kurulabilir.

Gümrük Çıkış Beyannamesini getirenler bankadan hemen altın alabilmeli. İhracatçının ihtiyacı olan altının bedeli dahilde işleme rejimi (DİR) kapsamı dahil 7-8 milyar dolardır.

İhracatçı, 7-8 milyar dolarlık işleyeceği altına rahatça ulaşabilmeli, suistimal yapanların ipi de anında çekilmelidir.

İhracat karşılığı altın getirmek sektörümüze yeniden serbest bırakılmalıdır. Birkaç kişinin yaptığı suistimal yüzünden bütün sektörü cezalandırmayın.

Vatandaşın aldığı altına yüzde 10 vergi gelsin

TAKI Üreticileri ve İhracatçıları Derneği Kurucu Başkanı Mustafa Kamar, hane halkının altın alımı konusunda vergi önerisinde bulundu:

-Şu anda Türkiye’nin altınla ilgili cari açığının önemli nedenlerinden biri hane halkının yatırımıdır. Hane halkının 24 ayar, gram altın ve sarrafiye alımına yüzde 10 vergi getirilebilir.

Bu önerisinden banka ve altın fonlarını ayırmaya özen gösterdi:

-Altın yatırımını banka veya borsa aracılığıyla yapanlardan bu verginin alınmaması bir cazibe yaratır. Söz konusu yatırımlar ekonomiye kazandırılmış olur."