TCMB'den bir Kavcıoğlu geçti: Ekonomi nereden, nereye geldi?

TCMB'den bir Kavcıoğlu geçti: Ekonomi nereden, nereye geldi?
Ekonomi yönetiminde Merkez Bankası Başkanlığı'na Hafize Gaye Erkan'ın atanmasıyla rasyonel politikalara dönüş için önemli bir adım daha atılmış oldu. "Düşük faiz" politikasını savunmasıyla bilinen eski Merkez Bankası...

Ekonomi yönetiminde Merkez Bankası Başkanlığı'na Hafize Gaye Erkan'ın atanmasıyla rasyonel politikalara dönüş için önemli bir adım daha atılmış oldu. "Düşük faiz" politikasını savunmasıyla bilinen eski Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu ise yeni dönemde Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) Başkanı olarak görev yapacak.

Türkiye ekonomisi Kavcıoğlu'nun göreve geldiği 2021 yılından bugüne belki de tarihinin en sansasyonel 2 yılını yaşadı. Gerek göreve gelmeden önceki süreçte gerekse görevde olduğu dönem boyunca attığı adımlar uzun yıllar adından bahsettirecek. Peki Kavcıoğlu nasıl bir ekonomi devraldı nasıl bir ekonomi devretti? Aldığı kararlar ekonomik göstergeler üzerinde nasıl değişimlere yol açtı?

Göreve nasıl geldi?

Kavcıoğlu'ndan önceki Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal'dı. Ağbal, kur şoku ve koronavirüsün küresel ekonomiyi tehdit ettiği 2021 yılında faizlerin yükseltilmesini savunuyordu. Ancak Nass'ı ve "Faiz sebep, enflasyon sonuçtur" politikasını savunan Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın güdümüne takıldı. Ağbal, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'yle özdeşleşen gece yarısı kararnamesiyle 20 Mart'ta görevinden alındı. Yerine ise o dönem Yeni Şafak gazetesinde köşe yazarlığı yapan ve faizlerin aşağı çekilmesi konusunda sık sık Merkez Bankası'nı eleştiren Şahap Kavcıoğlu atandı.

Ne aldı ne devretti?

Kavcıoğlu'nun göreve geldiğinde aldığı ekonomiyle bugün bıraktığı ekonomi ise "Nereden, nereye" dedirtecek cinsten oldu.

Kavcıoğlu göreve geldiğinde Mart 2021'de dolar/TL kuru 7,80 lira seviyesinde bulunuyordu. Enflasyon ise yüzde 19 civarındaydı. Merkez Bankası'nın net rezervleri 26 Mart 2021 haftasında 12,8 milyar dolar seviyesindeydi. Eylül 2021'den Aralık 2021'e başlayan faiz indirimleri neticesinde dolar hızla 18,80 lira seviyelerine çıktı. Döviz kurunda yaşanan olağanüstü oynaklıklar ise Merkez Bankası rezervlerinden karşılanmaya çalışıldı. Ve Merkez Bankası rezervleri piyasada yakılmaya başlandı.

Dövizdeki artışın enflasyonu tetiklemesi kaçınılmazdı. "Fiyat istikrarını sağlama" görevinin sorumlusu Merkez Bankası'nın uyguladığı düşük faiz politikasıyla enflasyon Ekim 2022'de yüzde 85'le zirveye ulaştı.

Bugün yani Kavcıoğlu'nun görevi devrettiği gün resmi enflasyon yüzde 39,59, dolar kuru 23,40, ve Merkez Bankası net rezervleri eksi 5,7 milyar dolar olurken, çoğunlukla Rusya ve Körfez Ülkelerinden yapılan swap anlaşmaları bu miktardan düşüldüğünde net rezervler eksi 61,2 milyar dolar seviyesinde.

Enflasyon gerçekten düştü mü?

Enflasyonun Ekim 2022'de yükselmesinin ardından yüzde 39,59'a düşmesi aslında gerçekçi bir düşüş değil. Bu yüksek oranda 2021 senesinde çok yüksek çıkan aylık bazdaki enflasyonlardan kaynaklı baz etkisiyle oluştu. Mayıs ayı enflasyon verisi ise seçim döneminde verilen ücretsiz doğal gaz kullandırımından dolayı TÜİK'in enflasyon hesabında doğal gaz ağırlığını dahil etmemesinden kaynaklı aylık bazda yüzde 0,04 olarak gerçekleşti. Bu durum nisanda yüzde 43,68 olan yıllık enflasyonun mayısta yüzde 39,59'a gerilemesinden kaynaklandı.

İktisatçı Orhan Karaca bugün yaptığı sosyal medya paylaşımında Kavcıoğlu dönemindeki enflasyon gelişmelerini "Kavcıoğlu, yüzde 15,6'da devraldığı enflasyonu, şaibeli haliyle bile, yüzde 39,6'da bırakıp gitti. Böylece en başarısız TCMB Başkanı olarak tarihe geçti." ifadeleriyle değerlendirdi.

Cari fazla öngörüsü tutmadı

Kavcıoğlu düşük faizle rekabetçi kur oluşturulacağını ve bu yolla cari fazla verileceğini sık sık dile getiriyordu. Ancak bu öngörü de beklendiği gibi olmadı. Kavcıoğlu görevi 55,4 milyar dolarlık son 10 yılın en yüksek cari açığıyla devretti.