Eskiden ayıp vardı

Eskiden ayıp vardı
Sol kolumda izler var.Gezi Parkı’nı müteahhite vermenize karşı çıkanlar, Boğaziçi’ne atadığınız kayyumu reddedenler hatırlamaz.Siz hatırlarsınız, yanınızdakiler de hatırlar.Açın sol kolunuzun üstüne bakın…Sol kolunuzun...

Sol kolumda izler var.
Gezi Parkı’nı müteahhite vermenize karşı çıkanlar, Boğaziçi’ne atadığınız kayyumu reddedenler hatırlamaz.
Siz hatırlarsınız, yanınızdakiler de hatırlar.
Açın sol kolunuzun üstüne bakın…
Sol kolunuzun üstünde aşı izleri var.
Sizi bir gecede cahil bırakan Cumhuriyet, kızıldan, kızamıktan, su çiçeğinden korumak için daha ilkokulun ilk günlerinde vurdu o aşıları. İzi duruyordur.
Orta yapmayayım, siz de yalan söylemeyin. O hastalıkları siz yenmediniz.
Yeneceğiniz, birlikte yenebileceğimiz bir hastalık ve aşıya muhtaç ettiğiniz bir millet var.
Boy boy fotoğraf çektirerek aşı olunuyor. Hepimizin aşı merkezlerine koşmamızı isterken, memlekette aşının olmadığını, olanın da vicdanınıza göre nasıl dağıtıldığını teşkilat üyelerinizin paylaşımlarından görüyoruz.
Biz bunları bilmezdik. Aslında kimse bilmezdi. Bizimkiler, sizinkiler ayrımı böyle alanlarda yaşanmaz, aşının mevzusu da ayrıcalığı da olmazdı.
Partinizin adına adalet koyup adaletin sizden ne kadar ırak olduğunu her alanda ispatladınız. Adalet ve siz ne kadar uzak iki kavram artık.
Sandınız ki adaletten uzaklaşa uzaklaşa, daha büyük kabalıkla bir düzen kuracaksınız. Kuramazsınız. Tanrı buna izin vermiyor. Dünya buna izin vermiyor. İnandığınızı söylediğiniz kitap böyle yazmıyor.
İnsan bir yalanı dinlerken, söyleyenin suratına daha dikkatle bakar. Baktığı surat yalanında ısrar ederse bir daha bakar. Hafifçe gülümser, bu bir uyarıdır, “ısrar etme ne olur yineleme” dercesine…
Ama yalan söylemeyi alışkanlık haline getirmişlere, söylediği yalana anında inanan, bir önceki yalanını tamamen unutanlara karşı yapabileceğiniz sadece “inanmam artık” demektir.
Millet kurduğunuz, kurmaya çalıştığınız tüm tezgahlara “eyvallah” diyor artık ama, bu “eyvallah”ı dahi yanlış anlıyor, geleceğe kötü hakedişler bırakıyorsunuz.
Eskisi gibi değilsiniz.
Olan memlekete, millete oluyor.
Oysa bunu hak etmedik.
Oysa hepimiz mazlumduk, oysa hepimiz zenginliğimizi, beraber yaşayabileceğimizi, adaleti göreceğimizi sanıyorduk.
Okula yazılınca, birden içeri giren hemşirenin bizi bir ömür boyu hastalıktan koruyacak sıvıyı kolumuza vuracağını, ağlayacağımızı hatta bir gün okula gelmeyeceğimizi ama bir daha o dertten hastalanmayacağımızı, sağlıkla yaşayacağımızı gördük.
Kimse bununla kibirlenmedi. Üstüne bağırmadı. Sayılı aşıyı çevresiyle paylaşıp fotoğraflarını bize göstermedi.
Eskiden ayıp vardı.