Fenerbahçe nasıl kurtulur?

Fenerbahçe nasıl kurtulur?
Okuyunca Fenerbahçeliler kızacak mutlaka; ama Türk futbolunun 10-15 yıldır geçmeyen bir derdi var; “Fenerbahçe sorunu”…Muhabirlikteki ilk yıllarımız. Şahsen ben sabah Galatasaray’a gittiysem akşam da Beşiktaş idmanına...

Okuyunca Fenerbahçeliler kızacak mutlaka; ama Türk futbolunun 10-15 yıldır geçmeyen bir derdi var; “Fenerbahçe sorunu”…
Muhabirlikteki ilk yıllarımız. Şahsen ben sabah Galatasaray’a gittiysem akşam da Beşiktaş idmanına gittiğimi çok bilirim. Tabi Fenerbahçe’ye de! Benim tanıdığım Fenerbahçe herkesin fikrini söyleyebildiği bir yerdi. Hatta inanmayacaksınız, başkanlığa ısındırılan Aziz Yıldırım bile ‘şeker gibi’ biriydi. Ama henüz bilmiyorduk, o grupları susturup Fenerbahçe’de ‘tek adam’ olacakmış!
Bu yılların Fenerbahçe’si ‘en zengin’ takım! Altyapıya ilgi göstermez, bir şampiyonluk için bırakın 14 seneyi, 3 sene bile beklemezdi! Takımı kim şampiyon yapar, parayı bastırır, alırdı. Kafa bu olunca ne oluyor; hep hazır yiyorsun. Ama bilirsiniz; hazıra dağ dayanmazmış!
Çok şükür Türk futbolunun en sefil günleri de gördük, senede 3-5 milyon euroya oynanan devirleri de! Fener’in asırlık rakibi Beşiktaş Şeref Stadı’nda fareler eşliğinde soyunurdu. Galatasaray 80’lerin sonunda Florya’da hayat buldu; ama Alman Derwall geldiğinde sahası kırmızı topraktı!
Siz Fatih Terim’in futbol hayatı boyunca şampiyonluk görmeyişini gerçekten onun uğursuzluğuna mı bağlıyorsunuz! Terim aynı Terim; şimdi neden sadece ceketini koyması şampiyonluğa yetiyor!
O zamanlar Türk futbolunda para yoktu! Fenerbahçe o yokların arasında en zengin takımdı. Peki Galatasaray 1 günde mi kral oldu? Fatih Terim UEFA Kupası’nı kaldırırken yanında Müfit Erkasap vardı. Çoğu Galatasaraylı bilmez, Müfit hoca futbolculuğunda sıradan bir bekti. Ama Galatasaray onu bi çok maçta santrfor oynattı! Neden? Çünkü golcü alacak parası yoktu! Hadi bunlar çok geçmiş. Başkan Özhan Canaydın. Takım deplasmana gideceği uçağa para bulamıyor! Zengin Fenerbahçe’nin çok bilinen yöneticisi Murat Özaydınlı Florya’yla kafa buluyor:
“Galatasaray garip-gureba edebiyatı yapıyor! En büyük rakibimizin açlıktan nefesi kokuyor!”
Fenerbahçeli yönetici böyle konuşunca Fener medyasına “Galatasaray batıyor!” başlığını atmak kolaylaşıyor. Ama gerçek öyle değilmiş! Aziz Yıldırım 20 yıllık saltanatında Fenerbahçe muhabirlerini öyle korkutmuş ve gerçekleri öyle ters-yüz etmiş ki, meğer asıl batan Fenerbahçe’ymiş!
Fenerbahçe’nin bugünkü başkanı Ali Koç diyor ki; “Fenerbahçe batık!” Bi de öyle lanet olası bi döneme denk geldiler ki; Ali Koç, “Ben ülkenin en zengin adamıyım” dese de, cepten vermesine UEFA karşı çıkıyor! E ne yapılacak? 40 yıl önce Hababam Sınıfı’nda (kızlar hariç herkes Fenerliyken) şimdi Galatasaray’ın Afrika’nın köylerini bile “Galatasaraylı” yapmasına göz mü yumulacak?
Geçen yazımda “87’den bugüne Galatasaray’ı” anlattım. 1987’de askerlik yaşına gelmiş bana tek bir şampiyonluk göstermeyen Galatasaray, bu 33 yıllık süreçte tam 16 şampiyonluk kazanmış! Kalan 17’si Fenerbahçe, Beşiktaş, Trabzon, Bursa ve Başakşehir arasında paylaşılmış! Anlayacağınız, bi döneme kadar kendini “Türk futbolunun beyi” sayan Fenerbahçe için çok ağır bir ‘Galatasaray sorunu’ başlamış! Bugün Galatasaray’ın başkanı Galatasaray’ı “Türk futbolunun kıblesi” diye tanımlıyor; tabi bunu kabullenmek Fener’i yönetenler için hiç kolay olmuyor!
1987’de başlayan “Galatasaray ihtilali” Fenerbahçe’yi yönetenleri çok fena yaptı. Biraz panikten, biraz da özgüven kaybından, bu 33 yıllık süreçte Fenerbahçe’nin başına gelmeyen kalmadı! Fenerbahçe Galatasaray önünde ezilmemek için çırpındıkça daha da battı! Bugün ülkenin en zengin ailesinin çocuğu bile Fenerbahçe’yi ayağa kaldıramıyor! Kaldıramayınca ne oluyor; Fenerbahçe TFF’den ‘kendine özel uygulamalar’ istiyor! Günün popüler konusu ‘Fenerbahçe’nin harcama limitleri’… İyi de; devre arasında da konu aynı değil miydi?
Sorun şu: Yaklaşık 10 yıl önce Fenerbahçe –ne hata işlerse işlesin- devlet tarafından korumaya alınacağını test ederek onayladı! O kollanmanın etkisiyle, Fenerbahçe bugün uslu bir sınıfın en yaramaz çocuğu gibi! Bu kafa Fenerbahçe’yi şahlandırmadığı gibi Türk futbolunu da her sene geri götürüyor. Çözemediği sorunların etkisiyle Fenerbahçe saldırganlaşıyor, TFF’yi kendisinin hizmetçisi olarak görüyor! Fenerbahçe’yi yönetenler Fenerliyi nereye çekerlerse oraya götürdüklerinin farkında; ama yetmiyor, diğer takım taraftarlarının da Fenerli gibi ‘her anlattıkları masala inanmasını’ istiyor! Ali Koç sezon içinde “Şampiyon olsak bile bizi Avrupa’ya almayabilirler” diyerek ‘yanlış işler yaparak yürüdüklerini’ itiraf ediyor! UEFA sazı eline alıp 2 milyon euro cezayı basıyor. UEFA’ya gık diyemeyen Fenerbahçe, yerel ligde TFF’ye etmedik zulmü bırakmıyor!
6 ay boyunca Hasan Ali gibi vasat bir solbeki beklediler. Altyapıdan genç bir çocuğu oynatsalar, hoş olmaz mıydı? Bunu yapamamış Ali Koç (güya) bu sezon ilk 11’de 2 altyapı oyuncusunun ‘mecburi olmasını’ istiyor. Ama Ali Koç’un da yöneticisi olduğu Fenerbahçe, Merih Demiral gibi Juventus’ta banko oynayacak bir oyuncuyu görmüyor!
Ali Koç TFF’nin dayattığı limit teklifine “Ben size Riva’dan çıkın, Levent’te yerleşin. Artık araba yok; işe bisikletle gidin desem olur mu” diyor. Fenerbahçe bu durumdayken bile ‘kendi gerçekleriyle’ yüzleşemiyor! Kulüp 8 yaşındaki çocuğun kumbarasındaki paraya kalmış, bu bile Fenerbahçe’yi silkeleyip kendine getiremiyor! Galatasaray (kulüp olarak batık değilken bile) sağ bek Müfit’le gol arayıp onun hoca olmuş haliyle UEFA Kupası alıyorsa, Fenerbahçe neden aynı yolu yürümüyor? Bakar mısınız kafaya; ülkenin en zengin ailesinin oğlu –batıkken- ‘bisikleti’ beğenmiyor! Bizim bildiğimiz ‘batık’lar ‘tabana kuvvet’ yürür. Sınıfın sürekli mızmızlanan çocuğu olmaktansa tabana kuvvet bir hayat insanları ve camiaları onurlu kılar. Ama Fenerbahçe zora yanaşmıyor!