Hukukçular sınavdan değil sistemden sınıfta kaldı

Hukukçular sınavdan değil sistemden sınıfta kaldı
2025 Hukuk Mesleklerine Giriş Sınavı'na giren adayların yalnızca yüzde 23,81'i 70 puan barajını aşabildi. Daha İyi Yargı Derneği, bu tablonun sorumlusunun bilgilendirmediğini, yargı sistemindeki yapısal bozuklukların olduğunu savundu

ÖSYM'nin 22 Mayıs'ta açıkladığı 2025 Hukuk Mesleklerine Giriş Sınavı'na (HMGS) göre, sınava giren 5 bin 818 adaydan sadece yüzde 23,81'i 70 puan barajını aşabildi. Bu oran, geçen yıl yüzde 42,67 olan başarı ile karşılaştırıldığında ciddi bir düşüş anlamına geliyor.

Daha İyi Yargı Derneği, bu vahim gelişmeyi değerlendirip bir dizi öneri sundu:

Hukuk mezunu ülkesine küsecek

“Binlerce hukuk fakültesi mezunu, neyi, niçin ve nasıl ölçtüğü şeffaf olmayan sınavı geçemediği için hukuk mesleklerine giremiyor. Bu başarısızlık oranı devam ettiği takdirde, her yıl yeni mezun olacak 20 bin civarındaki hukuk fakültesi mezununun 15 bini hukuk mesleklerinde görev alamayacak, bulabildiği diğer işlere yönelecek, onları bu duruma düşüren sisteme ve yöneticilere, daha da kötüsü ülkemize küsecek.

Öğrenciler başarısız değil

“Bu yüksek başarısızlık oranı, kesinlikle öğrencilerin başarısızlığı değil, hukuk ve yargı alanında derin bir yapısal sorunun göstergesidir. Temel yapısal sorun şudur: Yargı sistemimiz, halka “kaliteli yargı hizmeti” sağlamayı hedef edinmemiş, kalite unsurlarını belirleyip benimsememiş ve kaliteli hizmet üretimini sağlayacak şekilde yalın, çevik ve hesapverir olarak yapılanmamıştır! Bu temel eksiklik nedeniyle ülkemizde hukuk eğitimi gerçek ihtiyaçlara göre şekillenmiyor; hukuk eğitimi ve hukuk hizmetleri, güç sahibi yöneticilerin kişisel hayallerine, gerçeklerden kopuk varsayımlarına, önyargılarına bağımlı kalıyor.

Topluma kaliteli yargı hizmeti veremiyoruz

“Mevcut yapısal sorunları, kendi sistemimize ve toplumsal ihtiyaçlarımıza uygun özgün çözümler geliştirerek köklü biçimde çözmek yerine, başka ülkelerin kendi koşullarına göre geliştirdiği - örneğin HMGS - çözümleri ve kurumları körü körüne benimseyerek, sonunun nereye varacağını bilmediğimiz uygulamalara yöneliyoruz. Böyle olunca hayallerimiz ve gerçeklerimiz örtüşmüyor. Gençlerimizin hayallerini yıkıyoruz. Topluma ihtiyacı ve hakkı olan kaliteli yargı hizmeti veremiyoruz.

Sorular sınavdan sonra kamuoyuna açıklanmalı

“Topluma kaliteli yargı hizmeti sunmak için, bilgili, sezgi ve karar verme yetisi ile etik değerlere uyumu yüksek, tam donanımlı, yüksek nitelikli bireyler yetiştiren güçlü bir eğitim sistemi kurulması ve etkin işletilmesi şarttır. Eğitim sürecinin sonunda mesleklere giriş yeterliğini diploma yerine HMGS ile ölçmek tercih edildiğine göre, sınavın veya ölçme değerlendirme sisteminin, adayların sadece bilgisini değil, mesleğin gerektirdiği bütün yetkinlikleri yüksek derecede taşıdığını ‘bütüncül, geçerli, güvenilir ve tutarlı bir şekilde’ ölçebilir olması zorunludur. Bu sistemin sağlıklı işlediğinin görülmesi, şeffaflık ve hesapverirliğin sağlanması için yapılacak sınavlardaki sorular bu amaca uygun tasarlanmalı ve sınavı takiben bütün olarak yayınlanmalı, böylece amaca uygunluğu ve yapılan değerlendirmelerin isabetini kamuoyunun denetlemesi sağlanmalıdır.

Daha İyi Yargı Derneğine göre çözüm

“1. Yargı sisteminin temel amacı ve odağı ‘kaliteli hizmet üretmek’ olmalı, bu amaçla yargı hizmetinde ‘kalite unsurları’ belirlenerek üzerinde toplumsal mutabakat oluşturulmalıdır.

“2. Yargı sisteminin bir parçası olan bütün kurumlar ve unsurlar kalite şartlarını yerine getirecek şekilde yapılandırılmalıdır.

“3. Hukuk meslekleri kariyer planları bu nihai amaca uygun olarak profesyonelce hazırlanmalı, mesleki ve akademik performansa dayalı olarak ilerletilmelidir. Hukuk pratikte ve teoride birleştirilmeli, hukuk öğretim üyeleri her iki yönde birden gelişmeli, ülkede hukuku, eğitimini ve uygulamasını geliştirmelidir.

“4. Eğitim ve sınav sistemleri, hukuk meslekleri kariyer planlarına hizmet edecek şekilde tasarlanmalı, hukuk mesleklerini bilgi, sezgi, karar verme yetisi ve etik değerlere uyumu yüksek olan donanımlı adaylara kazandırmayı sağlayacak şekilde tasarlanıp yapılandırılmalıdır.

“5. Sınavlar geçerlilik, güvenilirlik, tutarlılık kriterlerine göre meslekte başarılı olmak için gerekli olan bilgi ve yetkinlikleri ölçmeye yönelik hazırlanmalı, sınav başarısı, sistemin doğru işlemesinin doğal bir yansıması olmalıdır. Yeterliliği ölçmeye dayalı sınavların olağan başarı oranı olarak -ABD'de ve İngiltere'de uygulanan sınavların başarı oranlarında olduğu gibi- makul, kabul edilebilir yüzde 50 ila yüzde 70 aralığında sonuçlar vermelidir.

“6. Hukuk fakültelerine üniversiteye giriş sınavlarından en yüksek puanı alan öğrencilerin seçilerek kabul edildiği dikkate alınarak, hukuk eğitimini başarı ile bitirdiği halde sınavda başarı gösteremeyen gençlerimize aldıkları eğitime uygun olarak iş imkanları yaratılmalı, bu değerli insan kaynağımız ve onlara hukuk eğitimi vermek için sarfedilen kaynaklar hukuka uyarlığın gelişmesine katkı verecek şekilde değerlendirilmelidir. Bu hususta, belli büyüklüğü aşan işletmelerde yönetici kadrolara hukuk fakültesi mezunu istihdamını teşvik etmek gibi yöntemler bulunabilir.

Kaynak:Bülten

Öne Çıkanlar