11 yaşındaki Esra'nın öldükten sonra bile bitmeyen 'yazgısı'; tecavüze uğradı, intihar etti, sanıklar serbest, bir dilekçe bile işleme konmadı

11 yaşındaki Esra'nın öldükten sonra bile bitmeyen 'yazgısı'; tecavüze uğradı, intihar etti, sanıklar serbest, bir dilekçe bile işleme konmadı
Candan Yıldız“Çocuklar susar sen susma” sloganın unutulduğu bir coğrafyadayız.11 yaşındaki bir çocuğun, köydeki komşuları üç erkek tarafından cinsel saldırıya uğramasının haberini çok geç duyduk.Oysa olay 2016’da...

Candan Yıldız

“Çocuklar susar sen susma” sloganın unutulduğu bir coğrafyadayız.

11 yaşındaki bir çocuğun, köydeki komşuları üç erkek tarafından cinsel saldırıya uğramasının haberini çok geç duyduk.

Oysa olay 2016’da meydana geldi.

Haberi ilk yapanlar Jinnews muhabiri Rabia Öner, Jinha’dan Medine Mamedoğlu.

Gazeteci Timur Soykan’ın Halk TV’de gündeme getirmesiyle de daha da duyulur oldu.

Dosyadaki gelişmeler öyle vahim ki güçlünün ‘adaletine’ tanıklık ediyoruz.

11 yaşındaki Esra Y, “görüntülerin bizde” denilerek tehdit edildi.

Sanıklar Nihat Yılmaz, Zahir Yılmaz ve Veysi Yılmaz tutuklandı. 8 ay sonra Şemdinli Sulh Ceza Hakimliği sanıkları tahliye etti. Gerekçe “erkek DNA'sı olduğu ama kadın DNA'sı ile karıştığı için kimliğin belirsiz olduğu” yönündeki adli tıp raporu.
11 yaşındaki Esra intihara sürüklendi ve hayatını kaybetti.

Annesi, çocuğunun intiharından yaklaşık bir yıl sonra sanıklardan Nihat Yılmaz ile karşılaştığı sırada ‘’Hiç mi Allah’tan korkmadınız kızıma bunu nasıl yaptınız, sizin yaptığınızı IŞİD yapar siz de onlardansınız’’ diye bağırdıktan bir saat sonra Van’a sevk ediliyor ve beyin kanaması geçirerek yaşamını yitiriyor.

Bir aileden iki kayıp.

Köyün “adaleti” hiç aileden yana olmuyor. Suçu örtmenin günahına bulaşmış bir köy muhtarı ve köy meclisi, köyün ‘namusunu’ kurtarmak için bir çocuğu toplu olarak mezara koyabiliyor.

Bunlar kamuoyuna yansıyan bilgiler.

Hakkari-Yüksekova Ağır Ceza'da 17.07.2023 tarihinde görülen son duruşmada mahkeme, hem sanıkların hem Esra’nın ailesinin avukatlarının tanıkların dinlenmesi talebini reddediyor.

Esra’nın ailesinin avukatları, aileyi tehdit edenler hakkında ve köy meclisinin aldığı kararla ilgili de suç duyurusunda bulunulmasını talep ediyor. O talep de ‘mahkemenin görevi değil’ denilerek reddediliyor.

Müşteki avukatlar sanıkların tutuklanmasını da talep ediyor. Mahkeme o talebi de “sanıkların bugüne kadar tüm duruşmalara kendiliğinden katılmış olmaları” gerekçesiyle reddediyor.

Bunun üzerine Esra için adalet arayan 12 avukat, duruşmadan 7 gün sonra, 24.07.2023'te Hakkari Nöbetçi Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilmek üzere Yüksekova Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığına itiraz dilekçelerini sunuyor.

Avukatlar, Yüksekova Ağır Ceza Mahkemesi’nin sanıkların tutuklanması talebine red kararına itiraz ediyor. Ancak itiraz dilekçesinin yaklaşık 1,5 aydır Hakkari Nöbetçi Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilmediği ortaya çıkıyor.

Avukatlar, dosyaya bakan mahkemenin kaleminden, hakimin 'itiraz hakları yok’ dediği bilgisine ulaşıyorlar.

Avukatlar bu durumu hukukun katli yorumunu yapıyorlar.

Oysa son duruşma tutanağında aynen şöyle yazıyor: Sanıklar hakkında daha önce verilen adli kontrol kararlarının aynen devamına, (7 gün içinde Hakkari Nöbetçi Ağır Ceza Mahkemesi nezdinde itiraz kanun yolu açık olmak üzere.)

Müşteki avukatlar diyor ki sanıkların üzerine atılı olan suçlar; “kişiyi hürriyetinden yoksun kılma” ve “çocuğun nitelikli cinsel istismarı” katalog suçlar. İstenen ceza ile tutuksuz yargılanmaları orantısız.

Yine avukatlar diyor ki “sanıkların tahliye edilmesiyle birlikte bazı tanıklar ifadelerini değiştirmeye başladı, bu delillerin karartılması değil de nedir? Ölümle tehdit edildiğini söyleyen aile bile duruşmalara katılmamaya başladı.”

Sanıkların tutukluğuna itiraz dilekçesinin yaklaşık bir buçuk aydır yerine ulaşmadığı bir coğrafya burası.

Esraların korunamadığı, istismarcıların ise tahliye edildiği bir coğrafya burası.

Toplum susarsa, suçluları korursa Esralar dilsiz kalır.