Barış Atay'dan Can Atalay'ın milletvekilliğinin düşürülmesine tepki: Osmanlıyız dediğiniz atalarınız gibi gemilerle kaçmak zorunda kalacaksınız

Barış Atay'dan Can Atalay'ın milletvekilliğinin düşürülmesine tepki: Osmanlıyız dediğiniz atalarınız gibi gemilerle kaçmak zorunda kalacaksınız
Tutuklu Türkiye İşçi Partisi (TİP) Hatay Milletvekili Can Atalay’ın vekilliğinin düşürülmesinin ardından partinin İstanbul İl Örgütü, İstanbul’daki Beşiktaş İskelesi önünde eylem yaptı.TİP Hatay Milletvekili Can...
Tutuklu Türkiye İşçi Partisi (TİP) Hatay Milletvekili Can Atalay’ın vekilliğinin düşürülmesinin ardından partinin İstanbul İl Örgütü, İstanbul’daki Beşiktaş İskelesi önünde eylem yaptı.

TİP Hatay Milletvekili Can Atalay hakkında Yargıtay 3. Ceza Dairesi tarafından verilen mahkumiyet kararı, Anayasa Mahkemesi tarafından iki kez verilen hak ihlali kararına rağmen TBMM Genel Kurulu'nda Bekir Bozdağ tarafından okutuldu ve Can Atalay'ın milletvekilliği düşürüldü.

Karara tepkiler çığ gibi büyürken, TİP İstanbul İl Örgütü, Beşiktaş İskelesi önünde eylem yaptı.

Eyleme CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik ve çok sayıda siyasi parti temsilcisi de katıldı.

Eylemde söz alan TİP Genel Başkan Yardımcısı Barış Atay “Birileri bize terörist diyecek diye biz bildiğimiz yoldan yürümekten de verdiğimiz mücadeleden de vazgeçmeyiz ama illa bir terörist görmek istiyorsanız, sevgili yoldaşımız Can’ın aylar önce bırakılması ve yemin etmesi gereken kürsüde bugün ağzından salyalar akarak onun vekilliğini düşürme kararını okuyan Bekir Bozdağ’a bakacaksınız. Bugün terörist dediğiniz Fethullahçıların elini eteğini öpen milletvekilinden bakanına, hatta Cumhurbaşkanı’na kadar bakacaksınız” dedi.

Barış Atay'ın konuşması şu şekilde:

“Türkiye sağ hareketi 10 yıllardır iktidarı elinde tutmanın verdiği, kendilerine göre özgüvenle Türkiye’deki devrimcileri, sosyalistleri tutuklayarak, öldürerek, kaybederek, yok sayarak sindireceklerini sanmışlardır ama gelin görün ki buradaydık, buradayız ve burada olacağız. Onlara bir türlü anlamadıkları bir şeyi söylemek her zaman olduğu gibi yine borcumuzdur. Biz verdiğimiz mücadelenin ne olduğunun farkında olan insanlarız. Biz başımıza gelme ihtimali olan şeylerin hep farkında olan insanlardık zaten. Tutuklanabileceğimizi de öldürülebileceğimizi de başımıza türlü türlü felaketler gelebileceğini de bilerek verdik bu mücadeleyi. 10 yıllardır bu mücadeleyi verenlerin açtığı yolda yürüdük, yürümeye devam ediyoruz. Bundan kimsenin kuşkusu olmasın. Şu önemlidir. İnsanlar kendilerini bilmeli. Biz kendimizi nasıl biliyorsak AKP’liler, MHP’liler, milletvekilleri, yöneticileri mutlaka kendilerini biliyorlar. Mesela bizim milletvekillerimiz, diğer milletvekillerinin bazıları gibi hiç cinayetle anılmaz. Mesela hiç hırsızlıkla anılmaz, hiç dolandırıcılıkla, rantla anılmaz.

"Bizim milletvekillerimiz söyledikleri hiçbir şey için başı aşağıda gezmez"

Bizim milletvekillerimiz ya da yoldaşlarımız yaptıkları, söyledikleri hiçbir şey için başı aşağıda gezmezler. Can Atalay’ı tanımak mı istiyorsunuz? Bugün bazı iktidar mensupları, ‘Hakkında terör örgütünden oluşan suçlamalar, milletvekilliğinin düşürülmesini gerektirir’ diye bilmiş bilmiş laflar ettiler. Bu ne demektir, Can Atalay’a terörist diyorlar, öyle mi? Biz buna, bize terörist denmesini alışığız ama ben Can Atalay’ı anlatayım. Can Atalay avukattır, devrimcidir, çok güzel bir insandır öncelikle. Nerenin avukatıdır; Soma’da madende, Çorlu’da trenlerde, Sakarya’da fabrikalarda, patlamalarda, Hatay’da, Adıyaman’da, Elbistan’da, Pazarcık’ta depremde katledilenlerin, Aladağ’da yakılan kız çocuklarının avukatıdır. Sizin Can’ı dört duvar arasına hapsettiğini sanmanız, Can’ı niteliklerinden toz zerresi kadar götürmez, bilesiniz. Can’a terörist mi diyorsunuz? Terörist demek bu ülkede bedava. Gördüğünüz herkes iktidara göre terörist. Bizim bununla bir sorunumuz yok.

"Bizi sindirebileceğinizi sanıyorsanız Hodri Meydan"

Sonuç itibarıyla daha önce de söyledik. Birileri bize terörist diyecek diye biz bildiğimiz yoldan yürümekten de verdiğimiz mücadeleden de vazgeçmeyiz ama illa bir terörist görmek istiyorsanız, sevgili yoldaşımız Can’ın aylar önce bırakılması ve yemin etmesi gereken kürsüde bugün ağzından salyalar akarak onun vekilliğini düşürme kararını okuyan Bekir Bozdağ’a bakacaksınız. Terörist görmek istiyorsanız ona bakacaksınız. Bugün terörist dediğiniz Fethullahçıların elini eteğini öpen milletvekilinden bakanına, hatta Cumhurbaşkanı’na kadar bakacaksınız. Bizi sindirebileceğinizi zannediyorsanız buyurun, hodri meydan. Biz asla başımıza eğik gezmedik, asla yaptıklarımızdan utanmadık. Dün ne diyorsak bugün de aynısını söylüyoruz. Yarın da aynısını söyleyeceğiz. AKP devletleşmiş ve hatta mafyalaşmış bir hükümettir. Yarın Can Atalay çıkacak, yarın siyasi fikirleri yüzünden tutsak edilen bütün yoldaşlarımız çıkacak ama şunu da söyleyeyim.

"Osmanlıyız dediğiniz atalarınız gibi gemilerle kaçmak zorunda kalacaksınız"

Rantıyla, dolandırıcılığıyla, bu ülkenin bütün topraklarının işgal edilmesine izin vermeleriyle, bugün bu ülkenin bütün kaynaklarını sömürmeleriyle, bugün Anayasa’ya darbe yapmalarıyla vatana ihanet suçu işleyen bu iktidar yargılanmaya başlayacak. İşte o zaman siz Can kadar cesur olup, gelip, ifadenizi verip tutuklanmayı beklemeyeceksiniz. Bugün sırtınızı dayadığınız ‘Biz Osmanlı’yız’ dediğiniz atalarınız gibi gemilere binip kaçmak zorunda kalacaksınız ama biz size izin vermeyeceğiz. Bu artık Can Atalay meselesi, bu artık bir milletvekilinin tutuklanması meselesi değil. Bu ülkede şu an isimlerini tek tek sayamayacağız onlarca milletvekili tutuklandı, hâlâ içeride. Bu mesele artık bu ülkede hakkın, hukukun, doğal olarak adaletin olmadığı ama ağır aksak işleyen, güya bir Anayasa varken artık Anayasa’nın da olmadığını, bu gerçekle yüzleşmemiz gerektiğinin göstergesidir. Bizim hep beraber yapmamız gereken ortaklaşarak, omuzlaşarak mücadele etmektir.

"Hepiniz tarihin tozlu sayfalarında yok olup gideceksiniz"

Bu mesele, Can Atalay meselesi değil. Bu mesele, Türkiye halklarının tamamının meselesidir. Eğer dün sahip çıkamadıklarımızın üzerine bugün Can Atalay’a da sahip çıkamazsak yarın yaşamınız olmayacak. Buradan bir selam da Can’ın yoldaşı Selçuk Kozağaçlı’ya gönderelim. Ne diyordu? ‘Mesele, sadece yaşamak meselesi değil. Onurlu bir yaşamdır önemli olan. Emek dolu bir yaşamdır. Bunun için mücadele etmektir’. Hepiniz sağ olun, var olun. Şunu unutmayın. Bugünkü görüntü Denizlerin (Gezmiş), Yusufların (Aslan), Hüseyinlerin (İnan) idam kararlarını oylayan o faşist milletvekillerinin görüntüsünü andırıyordu. Bugün Mahir (Çayan), İbrahim (Kaypakkaya) katledildiğinde arkasından gülen o sağ, faşist milletvekillerinin yüz ifadelerini andırıyordu ama bugün Deniz’i, Yusuf’u, Hüseyin’i, Mahir’i, İbrahim’i hepimiz biliyoruz. Yolundan yürüyoruz. O çift el ayakta buna oy veren hiç kimseyi tarih hatırlamıyor. Hepiniz tarihin tozlu sayfalarında yok olup gideceksiniz. Bu da böyle biline. Madem beraber mücadele edeceğiz. Şunu asla unutmayalım. Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz.”