Adalet Nöbeti’nde konuşan Şükran Atalay: Hatay halkı onu tanımadan oy verdi. Benim oğlum memleketini sevdi

Adalet Nöbeti’nde konuşan Şükran Atalay: Hatay halkı onu tanımadan oy verdi. Benim oğlum memleketini sevdi
Avukatlar, bugün İstanbul Adliyesi'nde, "Anayasaya, hukuka, adalete, vicdana, özgürlüğe el veriyoruz" diyerek, Can Atalay için "Adalet Nöbeti" tuttu. Adalet Nöbeti’nde konuşan Can Atalay’ın annesi Şükran Atalay, Benim oğluma...
Avukatlar, bugün İstanbul Adliyesi'nde, "Anayasaya, hukuka, adalete, vicdana, özgürlüğe el veriyoruz" diyerek, Can Atalay için "Adalet Nöbeti" tuttu. Adalet Nöbeti’nde konuşan Can Atalay’ın annesi Şükran Atalay, Benim oğluma 'terörist' dediler. Hepsini reddediyorum. Biz her türlü şiddete karşıyız bunu hepsi çok iyi biliyor. Benim oğlum bir çakı bıçağı bile taşımadı. Hatay halkı onu tanımadan oy verdi. Benim oğlum memleketini sevdi” ifadelerini kullandı.

Anayasa Mahkemesi'nin (AYM) iki kez vermiş olduğu hak ihlali kararına rağmen tutuklu durumda bulunan Türkiye İşçi Partisi (TİP) Hatay Milletvekili Can Atalay'ın özgürlüğüne kavuşarak Türkiye Büyük Millet Meclisi'ndeki (TBMM) görevine başlaması için İstanbul Adliye Sarayı'nda Adalet Nöbeti gerçekleştirildi.

Basın nöbetine Basın Konseyi Başkanı Pınar Türenç, Prof. Dr. Bahadır Erdem ve Hatay Milletvekili Can Atalay'ın annesi Şükran Atalay katıldı.

İstanbul Adliyesi Fuayesinden bir araya gelen avukatlar ve konuşmacılar, yakalarına Can Atalay'a özgürlük etiketleri takarak, 'Anayasa, hukuku, adalete ve özgürlüğe el veriyoruz' dediler.

Daha sonra topluca İstanbul Adliye Sarayı önüne geçen 'Adalet Nöbetçileri', Basın Konseyi Başkanı Pınar Türenç ve Prof. Bahadır Erdem'in konuşmalarını dinlediler.

"Hukuksuzlukta geldiğimiz noktaya utanç duyuyoruz"

Basın Konseyi Başkanı Pınar Türenç, "Sesimizi çoğaltmak, hak, hukuk ve adalet için, Adalet Nöbeti'ndeyiz. Hukuksuzlukta geldiğimiz bu noktaya utanç duyuyoruz. Ve üzgünüz, bu gri tabloda, yol alamadığımızın farkında olduğumuz için üzgünüz. Ve ürküyoruz, hukukun olmadığı iklimlerde aydınlığa çıkılamayacağını bildiğimiz için korkuyoruz. Anayasa yaşamsal direğimizdir, Anayasa Mahkemesi kararları hukukun üstünlüğüdür, vicdandır, haktır, herkes için bağlayıcıdır" dedi.

Türenç, "Temel hak ve özgürlüklerin, eşitliğin ve cumhuriyetin değerlerini yitirmeden, var olmak istiyoruz. Hatay Milletvekili Can Atalay'ın bu değerler ışığında, özgürlüğüne kavuşmasını ve milletvekili olarak Meclis'teki yerini almasını bir kez daha haykırıyoruz" diye ekledi.

“Sakın ola ki bu halkın aklıyla alay etmeye kalkmasın”

Türenç şöyle devam etti:

"Ocak ayı, yitirdiğimiz gazetecileri andığımız aydır. Metin Göktepe, Hrant Dink, Uğur Mumcu ve 1 Şubat'ta da Abdi İpekçi katledildi. Onları bizden alan karanlık odakların hala cezalandırılmalarını bekliyoruz, adalet arıyoruz, mutlaka bir gün adaleti bulacağımıza inanıyoruz. Can Atalay hakkında verilen hüküm Yargıtay 3. Ceza Dairesinin ve Yargıtayın aslında hukuki olarak hukuk yoluyla Anayasa’ya bir darbe teşebbüsüdür bunun altını çiziyorum. Sizlere ben  Anayasa’nın maddelerini falan burada anlatmayacağım çünkü artık sokaktaki çocuk bile Anayasa’yı biliyor. Sokaktaki benim genç simitçi arkadaşım bile Anayasa’yı biliyor Bütün bunları Yargıtay üyeleri, Sayın Cumhurbaşkanı da biliyor, Sayın Bahçeli de biliyor. Hepsi biliyor bizden daha iyi biliyor ama maalesef ki hukuku siyasetin ve iktidarın emrine verdikleri için hizmetine verdikleri için Milletvekili Can Atalay bugün hapiste. Kimse ama hiç kimse bugün Anayasanın bu bariz ihlalini bize hukukla falan anlatmaya kalkmasın Yargıtayın sayın başkanına buradan sesleniyorum sakın ola ki bu halkın aklıyla alay etmeye kalkmasın, sakın bu ülkenin hukukçularının aklıyla alay etmeye kalkmasın, sakın doktorin yaratarak efendim Yargıtay la Anayasanın fikri aykırıdır onun için böyle karar çıkıyor demeye kalkmasın.Tabi ki Yargıtay da, tabi ki mahkemeler de, tabi ki hukukçular da, tabi ki her bir vatandaş ta Anayasa Mahkemesinin bir kararını beğenmeye bilir, eleştire bilir ama ona uymak zorunda dır, uymak zorundadır ve uymak zorundadır. Buradan uyarıyoruz uymaya mecbursunuz. Buradan bir hukuk hocası olarak uyarıyorum siyasetçileri uyarıyorum hatta Yargıta yın üyelerini uyarıyorum hukuk herkese lazımdır. Hukuk bize lazım olduğu gibi hukuk bu ülkede herkese lazımdır. Eğer bir beka problemi arıyorsanz aynada kendinize bakın, beka problemi arıyorsanız Yargıtayın 3. Daire üyelerine bakın. Bu ülkenin beka problemi Anayasayı ihlal edenlerin ve hukuku katledenlerdir.

“Bütün vatandaşların bir arada siyaset üstü düşünmesi gerekiyor”

Bugün Can Atalay bizim hakkımızı, hukukumuzu Millet Meclisinde savunacakken bizler hukukçular olarak onun hakkını hukukunu savunmak zorunda kalıyoruz. Peki ne yapacağız ne yapabiliriz? İşte orada seksen beş milyona sesleniyorum birlikte hareket etmek zorundayız, birleşmek zorundayız bu ülkede hukukun üstün olmasını isteyen, adaleti eşitliği isteyen, demokrasiyi isteyen bütün vatandaşların bir arada siyaset üstü düşünmesi gerekiyor, siyasetinde üstünde düşünmesi gerekiyor. Biz biliyoruz ki 22 yıl içinde AKP  iktidarı her seçimi kazandığında haksızlık ve hukuksuzluk bu ülkede daha da artmıştır, daha ağır şartlar altında yaşamak durumunda kalmışızdır. Önümüzde bir yerel seçim var. Ondan sonra 4 sene boyunca seçim yok. Bu seçimde bütün ülkenin hakkı, hukuku arayan seçmenlerini bir arada akıllıca hareket etmeye davet ediyorum.”

"Oğlum memleketini sevdi"

Can Atalay'ın annesi Şükran Atalay ise, yaptığı konuşmada, şu ifadeleri kullandı:

"Canım oğlum ve arkadaşlarının hiçbir suçu olmadığını biliyorum. İki kere 'hak ihlali' durumunda bile birileri dedi ki, 'Bunları mahkum edin.' Bu mahkumiyet devam ediyor. Benim oğluma 'terörist' dediler. Hepsini reddediyorum. Biz her türlü şiddete karşıyız bunu hepsi çok iyi biliyor. Benim oğlum bir çakı bıçağı bile taşımadı. Hatay halkı onu tanımadan oy verdi. Bütün toplumsal olaylarda hiçbir menfaat gözetmeden, beş kuruş para almadan vatanı için çalıştı. Memleketini sevdi. Bütün suçu memleketini sevmekti. Sizlere de onu sevdiğiniz için ve dayanışma gösterdiğiniz için çok teşekkür ediyorum. İnşallah güçlünün adaleti değil, adaletin gücü galip gelecek."