Ahmet Hakan: Kılıçdaroğlu hakkında dört şey söyleyeceğim

Ahmet Hakan: Kılıçdaroğlu hakkında dört şey söyleyeceğim
Hürriyet gazetesinin genel yayın yönetmeni Ahmet Hakan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu hakkında bir köşe yazısı kaleme aldı. Kılıçdaroğlu'nun "halkı tanımadığını" iddia eden Hakan, "Parti içi dengelere hâkim...

Hürriyet gazetesinin genel yayın yönetmeni Ahmet Hakan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu hakkında bir köşe yazısı kaleme aldı. Kılıçdaroğlu'nun "halkı tanımadığını" iddia eden Hakan, "Parti içi dengelere hâkim olma konusunda, olası rakiplerini ekarte etme hususunda, delege melege olaylarını kendine göre belirleme işinde müthiş bir usta. Belki de bu yüzden başkanlıktan gidişi çok zor olacak" dedi.

Hakan'ın bugünkü köşe yazısının ilgili kısmı şöyle:

Meğer ne de hırslıymış

İlk döneminde “siyasi hırstan arınmış” biri izlenimi veriyordu. Başarısız olursa bırakıp gidecek gibiydi. Böyle başladı ama maalesef böyle gitmedi. Yenildikçe yenildi. Her yenilgide daha da yapıştı koltuğa. Öyle bir yapıştı ki rahmetli Baykal bile böyle yapışmamıştı. Artık şunu hepimiz çok iyi anladık: Koltuk için sonuna kadar vuruşacak ve asla bırakmayacak.

Nerede usta nerede acemi

Oy alamıyor. Halkı ikna edemiyor. Partisini büyütemiyor. Organizasyon gücü yok. Oyun planı kuramıyor. Halkı tanımıyor. Yani bu alanlarda muazzam bir acemi. Fakat parti içi dengelere hâkim olma konusunda, olası rakiplerini ekarte etme hususunda, delege melege olaylarını kendine göre belirleme işinde müthiş bir usta. Belki de bu yüzden başkanlıktan gidişi çok zor olacak.

Beni fena yanılttı

Seçim kampanyasını yürütürken şöyle düşünmüştüm: Galiba siyasi hayatının son hamlesini yapıyor. Kazanırsa büyük bir zaferle taçlandıracak bu işin sonunu. Kaybederse “Elimden gelenin fazlasını yaptım. Şartlar hiç bu kadar uygun olmamıştı. Ama olmadı. Benden bu kadar. Hakkınızı helal edin” diyerek veda edecek. Sanırım fena yanıldım. Çünkü görüyorum ki vedayı aklının ucundan bile geçirmiyor.

Karmakarışık bir kişilik

Belirli bir Kılıçdaroğlu imgesi yok zihnimde: Mütevazı bir zarafet de var bu imgenin içinde, “Tıpış tıpış oy vereceksiniz” yaklaşımı da... Kucaklayıcı imge aniden aksi bir boykotçu imgesine dönüşebiliyor. Ilımlı üsluptan en şiddetli üsluba geçiş hızı baş döndürücü. “Rol yapmaz, yapamaz” izlenimi verirken birden ajansların yönlendirmesine sonsuz açık hale gelebiliyor. “Hangisi gerçek Kılıçdaroğlu?” sorusuna maalesef bir yanıt veremiyorum.

Yazının tamamını buradan okuyabilirsiniz.