MEB maaş ödeyemedi: 100 bin ücretli öğretmen günlerdir maaşlarını bekliyor

Ayşegül Kum

Türkiye’de eğitim sistemindeki sorunlar her geçen gün daha da derinleşirken, öğretmenlerin maaş alamama krizi yeni bir boyut kazandı.

Eğitim Sen ve Eğitim-İş sendikalarından ardı arkasına gelen açıklamalara göre, şu an itibariyle Milli Eğitim Bakanlığı'na (MEB) bağlı okullarda çalışan yaklaşık 100 bin ücretli öğretmenin maaşları 20 günüdür ödenmiyor. Zaten asgari üretin de altında maaşlarla geçimini sağlamaya çalışan öğretmenler, bu durum karşısında tamamen çaresiz bırakıldı.

2024 yılı Aralık ayında yatması gereken ek ders ücretlerinin hala ödenmemesi, sadece eğitimcilerin yaşadığı mağduriyetleri değil, Milli Eğitim Bakanlığı’nın önceliklerini de tartışma konusu haline getirdi. Ücretli öğretmenlerin haftalarca maaşlarını alamaması, adeta bir sistem krizine işaret ederken, sendikalar bu durumu "modern kölelik düzeni" olarak nitelendiriyor.

Eğitim Sen Genel Başkanı Kemal Irmak ve Eğitim-İş Genel Başkanı Kadem Özbay, Gazete Pencere'ye yaptıkları açıklamalarda, ücretli öğretmenlerin yaşadığı mağduriyetlere ve Milli Eğitim Bakanlığı'nın sorumsuzluğuna dikkat çekti.

Eğitim Sen'den açıklama: "MEB harekete geçmeli"

Eğitim Sen İstanbul şubeleri, 2024 yılının Aralık ayı başında ödenmesi gereken ek ders ücretlerinin yatırılmamasına ilişkin açıklama yaptı. Açıklamada, “Millî Eğitim Bakanlığı, bu gecikmelere bir an önce son vererek eğitim sisteminde yaşanan sorunları kalıcı olarak çözmek için somut adımlar atmalıdır” denildi.

Eğitim Sen açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

“Şu an itibarıyla MEB’e bağlı okullarda 100 bine yakın ücretli öğretmen çalıştığı tahmin edilmektedir. Ücretli öğretmen arkadaşlarımız hak ettiklerinin çok altında maaşlarla geçimlerini sürdürmeye çalışırken bir yandan da artık kronik hale gelmiş gecikmelerle de baş etmek zorunda kalmaktadırlar.

Bugün ücretli öğretmenlerin; hak ettikleri ücretin çok altında hatta asgari ücretin de altında olan maaşlarının zamanında ödenmesi için derhal adım atılmalı, yaşanan mağduriyetlerin önüne geçilmelidir. Tüm eğitim ve bilim emekçilerinin ayrımsız olarak çalışma koşulları iyileştirilmeli, hak kayıplarının önüne geçilmelidir.

Eğitimin nitelikli bir şekilde sürdürülebilmesi için öğretmenlerin haklarının korunması ve onlara gereken değerin verilmesi şarttır. Eğitim emekçileri kadrolu güvenceli ve en az yoksulluk sınırının üzerinde bir maaşla çalışmalıdırlar. Ücretlerin geç ödenmesi gibi sorunlarla da uğraşmak zorunda kalmamalıdırlar. Millî Eğitim Bakanlığı, bu gecikmelere bir an önce son vererek eğitim sisteminde yaşanan sorunları kalıcı olarak çözmek için somut adımlar atmalıdır."

"Ücretli öğretmenlerin sorunları, iktidar tarafından fırsata çevriliyor"

Eğitim Sen Genel Başkanı Kemal Irmak, Gazete Pencere’ye yaptığı açıklamada, “Bu yaşananlar kölelik düzenine mahkum edilmiş bir sistemin sonucudur. Bugün kadrolu öğretmenlerin maaşları yatmamış olsaydı, ülke ayağa kalkardı. Ancak ücretli öğretmenlerin sorunları, İktidar tarafından çözüm yerine fırsata çevriliyor,” diyerek çarpıcı ifadelerde bulundu.

"İnsan hakları ihlali ve meslek onuruna aykırı"

Eğitim-İş Genel Başkanı Kadem Özbay ise, ödenmeyen maaşları sadece bir "yönetim zafiyeti" olarak değil, aynı zamanda "insan hakları ihlali" olarak değerlendirdi. Özbay, "MEB, her fırsatta eğitime büyük bütçe ayırdığını söylüyor. Peki bu bütçe nereye gidiyor? Öğretmen maaşlarını bile ödeyemeyen bir sistemden, nitelikli bir eğitim beklenebilir mi?" diye sordu.

Milli Eğitim Bakanlığı suskun

Tüm bu tepkilere rağmen Milli Eğitim Bakanlığı henüz bir açıklama yapmadı. Bakanlık yetkilileri, maaşların ödenmemesini "ödenek yetersizliği" gerekçesiyle açıklarken, eğitimciler bu durumun aslında çarpık bir sistemin sonucu olduğunu ifade ediyor.

Ücretli öğretmenlik modern kölelik mi?

Ücretli öğretmenlik uygulamasını "modern kölelik" olarak nitelendiren sendikalar, bu sistemin derhal sona erdirilmesi gerektiğini vurguluyor. İnsan onuruna yakışır bir ücret ve güvenceli çalışma koşullarının sağlanmasını talep eden eğitimciler, öğretmen maaşlarının zamanında ve eksiksiz ödenmemesinin, eğitimin niteliğini doğrudan etkilediğine dikkat çekiyor.

Eğitim-İş'ten MEB’e:

1. "Eğitime en büyük bütçeyi ayırdık" diyen MEB, bu bütçeyi nereye harcamaktadır?
2. Ödenek yetersizliği gerekçesiyle maaşlar ödenmiyor. Aynı durum Bakanlık’ın diğer harcamaları için de geçerli mi?
3. Asgari üretin altında maaşlarla çalışan öğretmenlerin insanca yaşama hakkı ne zaman teslim edilecek?