Akşener: Levent Gültekin'i mahkemeye vereceğim

Akşener: Levent Gültekin'i mahkemeye vereceğim
Gazete Pencere Haber Merkezi İYİ Parti lideri Meral Akşener, katıldığı canlı yayında yerel seçimlere ilişkin "Hiçbir siyasi partiyle herhangi bir yol yürümenin içine girmeden, muhalif kimliğimizle 81 ilde yerel seçimlere gireceğiz....

Gazete Pencere Haber Merkezi

İYİ Parti lideri Meral Akşener, katıldığı canlı yayında yerel seçimlere ilişkin "Hiçbir siyasi partiyle herhangi bir yol yürümenin içine girmeden, muhalif kimliğimizle 81 ilde yerel seçimlere gireceğiz. Kesinlikle bu seçimlerde başarılı olacağımıza inanıyorum. Diyelim ki olmadı, asla tartışmayacağız. Başarısızlık olması halinde bütün sorumluluk bana aittir, ben de gereğini yapacağım" dedi. Levent Gültekin'in iddialarına ilişkin de konuşan Akşener, "Mahkemeye vereceğim. Öyle bir sözüm olmadı" ifadesini kullandı.

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, FOX TV'de İlker Karagöz ile Çalar Saat'in konuğu oldu. Gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan Akşener, Cumhur İttifakı'na ilişkin "Cumhur İttifakı etle tırnak gibi olmuş. Biz ise rekabet dediğimiz yol üzerinden yürüyecektik, onu başaramadık. MHP ile AK Parti de ayrı girdiler. Ama mesela Çankırı'da sonuca odaklandı Cumhur İttifakı" ifadesini kullandı.

Akşener'in satırbaşları şöyle oldu:

Erdoğan'a "mülakat" tepkisi

Mülakat sistemi liyakati daha öne alan bir sistem olsun diye kurulmuştu. Ama 2002'den sonra bu iş 'senci-benci' meselesine döndü. İş soru çalmaya kadar gitti. Bütün siyasi partiler ve ittifaklar seçime girerken mülakat sistemini kaldıracağımızı söyledik. Mülakatın kalkması lazım. Biz kazansaydık da kalkması gerekiyordu. Sayın Erdoğan'ın tutmadığı, tutmak istemediği vaatlerden biri bu.

Merkez Bankası'nın faiz kararı

Faizi artıran da düşüren de aynı zihniyet. Her ikisinde de bir program yoktu, bugün de yok. Şu anda dar gelirli orta sınıf kredi kartlarıyla yaşıyor. Hem miktarı düşürüldü hem faiz artırıldı.

Asgari ücret

Emekli maaşlarının en düşüğü asgari ücret kadar olmalı. Asgari ücret artırılmalı.

81 ilde seçime girme kararı

Blöf yapmıyoruz. Biz her seçimden olduğu gibi 2023 seçimlerinden sonra oturduk, konuştuk. Aldığımız bilgiler, tepkiler, talepler ışığında GİK'ten karar çıktı. Benim fikrimde aynı yalnız. O karar, 81 ilde kendi adaylarımızla seçime girmek. Bizim partimizin kuruluş felsefesiyle aynı.

"Pişmanım"

2018'de seçime biz yalnız girecektik ama biz 15 milletvekili vesilesiyle ittifaka girmiş olduk. Bütün bir süreç, "Ne kadar güzel bir iş yaptık" diye anlatmak yerine, her kızanın "Biz olmasaydık İYİ Parti olmazdı" dedi. Ömer Seyfettin'in "Diyet" hikayesine döndü bu iş. Sonuç itibariyle bunu bir demokrasi eylemi olarak ortaya koyamadık. Onun için de ben pişmanım, onu söyledim.

Çok ayıp şeyler söyleniyor ama biz alıştık. Millet İttifakı'nı en fazla savunan liderlerden birisi benim, talebi en düşük liderlerden birisi benim. Tek bir hedefimiz vardı 2023'te tek adam sistemini değiştirebilmek. Başaramadık. Başaramama sebeplerimizden biri seçime girme durumumuz.

"Öneren ben değilim, millet"

Blöf mlöf yapmıyoruz. Biz kuruluş ayarlarımıza dönüyoruz. Hem Ankara Belediye Başkanı'nı hem İstanbul Belediye Başkanı'nı öneren ben değilim, millet. Hem başta sayın Kılıçdaroğlu, hem de masa kabul etmedi. Arkadaşlarımız da milletin sesini reddetti. İnsanlar tercihlerinde hürdür. Ona saygı duymak gerekir. O tercihlerin her zaman bedeli olur.

Ben o masadan kalktım. Biz oturduk Saadet Partisi'nde. Öncesinde Karamollaoğlu ziyaret etti. Adayın tespiti nasıl olacak diye konuşacaktık, aday kim olsuna döndü. 5 arkadaşımız "Kılıçdaroğlu" dedi. Bana geldi söz, buna karşı çıktım. Dolayısıyla bu iki arkadaşımızın adını benim verdiğimi, her bir genel başkanın iki araştırma vermesi gerektiğini, kim çıkıyorsa dedim. Bu reddedildi. Sayın Kılıçdaroğlu, "Meral hanım imzalamıyor, biz imzalayalım, çıkalım" dedi. Sonuç itibariyle ben kalktım. "Ben gideyim" dedim. Fakat o arada GİK'ten sayın Kılıçdaroğlu'nun adaylığına dair fikir almam gerektiğini önerdiler. Gece yarısı toplantı yaptık ve arkadaşlar "Kalk" dediler. Sert bir konuşma yaptım, doğrudur. Hem 3 ile 6'sı arası, hem sayın İmamoğlu'nun Saraçhane'de yanında olmam sırasında yaşadıklarımız var.

Millet İttifakı diye bir kavram yok şu anda. İşbirliği kavramı içinde bu sistemlerin bir tarafın patronajına girme psikolojisini gördüm ben. Ağlayarak İYİ Parti ile işbirliği yapmış bu arkadaşlar. Bu mecburiyete ihtiyaç yok.

"Ankara ve İstanbul için çalışma başlattık"

Hiçbir siyasi partiyle herhangi bir yol yürümenin içine girmeden, muhalif kimliğimizle 81 ilde yerel seçimlere gireceğiz. Kesinlikle bu seçimlerde başarılı olacağımıza inanıyorum. Diyelim ki olmadı, asla tartışmayacağız. Başarısızlık olması halinde bütün sorumluluk bana aittir, ben de gereğini yapacağım.

Ankara ve İstanbul adaylarımızla ilgili çalışma başlattık. Mustafa Sandal beyle bizim bir dostluğumuz oluştu zaman içerisinde. Ben istedim doğrusu ama henüz herhangi bir anlaşma ya da resmi bir teklif yapmadık. Keşke adım atsa. Çok isterim.

CHP'den teklif gelirse?

Bizim adaylarımızı destekleme konusunda herkes serbest. Biz bu seçimlere öz başımızla gireceğiz, kaç kilo ediyoruz göreceğiz.

İYİ Parti'nin oyları "geri dönme" sebebiyle gitti.

"Yeniden masaya döndüğünüze pişman mısınız?"

Hayır. Kazanacak aday bulamadık ama kazanacak formül olarak gördüm. Samimiyetle çok çalıştık. Gördüğüm yanlışları özelden uyarmaya çalıştım ve asla o umudun yok olmasına sebep olmak istemedim. "Zehir içtim" dedim ya, o zehirleri içe içe yaptık. 45 ilde çalışma yaptık, Mansur beyi de yanımda şahit gibi gezdirdim.

Şu an itibariyle AK Parti ile CHP ile rakibiz.

Levent Gültekin'in iddiaları

Akşener, Levent Gültekin'in “Meral Akşener, seçimlere bir buçuk yıl vardı, bir gün beni aradı. Yavaş ve İmamoğlu’nun kastederek ‘bunlar kendilerini ne zannediyor. Belediyenin parası ile anket yaptırıyorlar, kendilerini önde gösteriyorlar. Ben bunlar cumhurbaşkanı olsun diye mi parti kurdum. Ben onlara geçit vermem dedi" ifadesine ilişkin ise şunu söyledi:

"Ben sayın Levent Gültekin'i 3 videosundan sonra bununla da ilgili mahkemeye verdik, şimdi onu da vereceğim. Bir sürü yani hakaretamiz sözleri var. Mesela sayın Gültekin'in Hasan Cengiz diye bir adam üzerinden meğer Cumhuriyet Halk Partisi'nde danışman ve odası varmış. Hiç görmedim ben bu kişinin bana 100 milyon dolar verdiğini iddia eden bir videosu oldu. Yani bu bir mail üzerinden kendi demiyor. Ama mail diyor. Biz sonra maili araştırdık bulduk spamların arasında. O mailde 100 milyon doların sayın Kılıçdaroğlu'na Hasan Cengiz tarafından verilmiş iddiası var. Levent bey bunu oradan alıyor yani bu maili alıyor Meral Akşener'e verildi diye anlatıyor. Bu bir iftira. Bu bir iğrenç iftira. Şimdi bundan sonra hukuk üzerinden yol yürüyeceğiz.’’

"Üçüncü yol" çıkışı

Ankara ve İstanbul’da adaylar üzerine çalıştıklarını ifade eden Akşener; ‘’Bütün gücümüzle yerel seçimlerde kendi adaylarımızla milletin sesi olmaya gayret edeceğiz. O şehirlerde, o ilçelerde yaşayan insanların dertlerine çözüm üreten iyi belediyecilik anlayışı içerisinde adaylarımızı çıkarıp iddialı bir biçimde milletimizin huzuruna geleceğiz. Onların teveccühünü talep edeceğiz. Bu teveccühü alabileceğimize kalpten inanıyorum. Bir üçüncü yolu, şu yumruk meselesinin dışına insanlarımızı çıkarabileceğimiz ve küfür politikasının ortadan kalktığı; fikirler üzerinden, projeler üzerinden birbirimizle rekabet ettiğimiz bir Türkiye'yi inşallah milletimizle birlikte inşa edeceğiz.’’ diye konuştu.

"O zaman bana düşen şey elbette bir başka arkadaşımıza, daha iyi yapabilecek bir arkadaşımıza bu işi devretmektir"

Akşener, yerel seçimlerde başarılı olamazsa bütün sorumluluğun kendisine ait olduğunun altını çizerek programı şu sözlerle noktaladı:

‘’Meral Akşener olarak söylüyorum. İYİ Parti Genel Başkanlığının dışında. Ben bu ülkeden aldım. Yani öyle bir yolculuk yaptım ki bugün karşınızda ya bir grubu olan bir partinin Genel Başkanı olarak konuşuyorum. Hep milletime ödemeye çalıştım. Doğru anlatabildim, eksik anlatabildim. Onlar başka bir şey. Her attığım adım buna göreydi. Eğer bu iddianın neticesinde hayal ettiğimiz sonucu milletimiz vermiyorsa milletimizi tartışmayacağız, suç bizdedir. O zaman bana düşen şey elbette bir başka arkadaşımıza, daha iyi yapabilecek bir arkadaşımıza bu işi devretmektir. Küfür kafir işlerinden Türkiye'yi çıkarmak için yola çıktık. Bunun neticesinde bunu başaramamışsak sorumlusu benim ve bunu daha iyi başaracak bir arkadaşımıza devre etmektir. Hiç burada bir beis yoktur.’’