Asu Kaya'dan Göktaş'a sert eleştiri: Kadın cinayetlerine sessiz kalamazsınız

Asu Kaya'dan Göktaş'a sert eleştiri: Kadın cinayetlerine sessiz kalamazsınız
CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Asu Kaya, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nın 2024 Türkiye Kadına Yönelik Şiddet Araştırması verilerini eleştirdi. Kaya, Bakan Göktaş'a, 'Kadınlar her gün öldürülürken, neden susuyorsunuz?' diye sordu.

(ANKARA) - CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Asu Kaya, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nın açıkladığı "Türkiye Kadına Yönelik Şiddet Araştırması 2024" verileri üzerine değerlendirmelerde bulundu. Kaya, "Sayın Mahinur Özdemir Göktaş'a soruyorum: Kadınlar her gün öldürülürken, siz neden susuyorsunuz? Kadınların yaşam hakkını korumakla yükümlü bir bakanlık, nasıl olur da bu kadar sessiz kalır? Şiddeti önlemek yerine "aile birliğini korumak" diyerek kadınları ölüme mi terk edeceksiniz?" ifadelerini kullandı.

Kaya, Türkiye Kadına Yönelik Şiddet Araştırması 2024 raporu ile ilgili olarak CHP Genel Merkezi'nde bir basın toplantısı gerçekleştirdi.

Araştırmanın, kadınların ülke genelindeki yaşam hakları için hala mücadele verdiklerini acı bir şekilde gözler önüne serdiğini belirten Kaya, şu sözleri ekledi:

"Bu veriler, tam 10 yıl aradan sonra açıklandı. 10 yıldır bu ülkenin kadınları öldürülürken, bu bakanlık sessiz kaldı. Kadınların çığlığına kulak tıkayan, verileri gizleyen, gerçeği karartan bir bakanlıktan söz ediyoruz. Ve bugün o veriler, bu sessizliğin ardındaki korkunç tabloyu gözler önüne seriyor. Kadınların yüzde 28,2'si psikolojik, yüzde 18,3'ü ekonomik, yüzde 12,8'i fiziksel şiddete maruz kalıyor maalesef. Bu tablo bir çığlığın tablosudur, bu çığlığı duymayan da iktidardır. Her bir yüzde, her oran bir annenin, bir kız kardeşin, bir kız çocuğunun hayatta kalma mücadelesidir.

" Bu tablo, iktidarın Kadın düşmanı politikalarının Bir yansımasıdır aslında. "

Ve en çarpıcı gerçek şudur: Kadınların neredeyse yarısı yaşadığı şiddeti kimseye anlatamıyor. Çünkü kadınlar biliyor ki, şiddete uğradıklarında karşılarında devletin koruyucu elini değil, cezasızlığın duvarını bulacaklar. Karakolda küçümseniyorlar, mahkemede "iyi hal indirimi'yle yüzleşiyorlar, toplumda ise "sus, yuvanı yıkma" deniliyor. Bu tablo, iktidarın kadın düşmanı politikalarının resmidir aslında. İstanbul Sözleşmesi'nden imza çeken, toplumsal cinsiyet eşitliğini müfredattan silen, kadını sadece aile içindeki rolüyle tanımlayan anlayışın bir sonucudur bu.

" Dijital şiddetin en fazla yaşandığı grup ise 15-24 yaş arası genç kadınlardır. "

Fiziksel şiddetin en yüksek olduğu bölge Kuzeydoğu Anadolu, psikolojik şiddetin en çok görüldüğü kesim boşanmış kadınlar oldu maalesef, dijital şiddetin en yoğun olduğu grup ise 15–24 yaş arası genç kadınlar. Kadın kendi hayatını kurmaya çalıştıkça daha çok hedef haline geliyor. Bu, "itaat eden kadın makbul, direnen kadın cezalandırılır" anlayışının somut bir göstergesidir.

Araştırmada en çok belirtilen neden "erkeğin öfke kontrol sorunu" olmuş. Hayır, bu bir öfke kontrol sorunu değil, eşitsizlik meselesidir. Kadınlara itaat dayatan, erkeklere üstünlük veren bu sistem, her türlü şiddetin kaynağıdır. Kadına yönelik şiddet bireysel değil, politik bir sorundur.

" Kadınlar Her gün öldürülürken, siz neden susuyorsunuz? "

Unutmayalım: Türkiye'de kadını koruyan en temel yasalarımızdan biri 6284 sayılı kanundur. Bu yasa, kadına yönelik şiddeti önlemek, mağduru korumak ve failleri cezalandırmak için yürürlüğe girmiştir. Ama bu yasa, kadınları korumak ve desteklemekle yükümlü olan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından görmezden gelinmektedir. Sayın Mahinur Özdemir Göktaş'a soruyorum: Kadınlar her gün öldürülürken, siz neden susuyorsunuz? Kadınların yaşam hakkını korumakla yükümlü bir bakanlık, nasıl olur da bu kadar sessiz kalır? Şiddeti önlemek yerine "aile birliğini korumak" diyerek kadınları ölüme mi terk edeceksiniz?

" Katillerin kol gezdiği Bir ortamda ne hukuk ne de Adalet mümkündür. "

Buradan Adalet Bakanı'na sesleniyorum: Bu ülkede kadınlar öldürülürken, failler "iyi hal indirimiyle" ödüllendiriliyor. Kadınlar ölüyor, adalet hâlâ işlemiyor sizin bakanlığınızda. Aylarca gerçeklerin gizlendiği, DNA raporlarının açıklanmadığı, dosyaların karartıldığı Rojin Kabaiş gibi genç kadınların ölümüyle yüzleşemeyen bir adalet anlayışı, her kadının can güvenliğini tehdit etmektedir. Rojin'in sesi, bu ülkenin susturulmuş binlerce kadının sesi, bu tablonun acı çığlıklarından sadece bir tanesidir. Adalet Bakanı, gün aşırı çıkıp "Türkiye bir hukuk devletidir" diyorsunuz. Peki bu mu hukuk, bu mu adalet? Kadınların katledildiği, katillerin kol gezdiği bir ülkede ne hukuk vardır ne de adalet vardır.

" Kadınların güvenliğini sağlamakla yükümlü olan İçişleri Bakanlığı, görevini yerine getirmiyor demektir. "

Bir çağrım da İçişleri Bakanı'na: 6284'ün uygulanması, kolluk kuvvetlerinin de bir sorumluluğudur. Ama kadınlar karakola gittiğinde çoğu zaman "barışın, eve dönün" deniyor. O evden bir daha dönemeyen, öldürülen kadınların hesabını kim verecek? Elbette sizin iktidarınız verecek, bu öldürülen kadınların hesabını. Kadınların can güvenliğini sağlayamayan bir İçişleri Bakanlığı, görevini yapmıyor demektir. Ama bilin ki biz susmayacağız, biz boyun eğmeyeceğiz. Kadınların çığlığı, iktidarın sessizliğini bozacak, kadın düşmanı politikalarını açığa çıkaracak.

" Kadınların yaşam hakkını korumak, devletin asli sorumluluğudur. "

Cumhuriyet Halk Partisi olarak söylüyoruz: Kadına yönelik şiddet politiktir. Kadınların siyaseten yok sayıldığı sürece, yasal düzenlemeler sadece kâğıt üzerinde kalır. Kadınların yaşam hakkını korumak, devletin görevidir; lütfu değildir.

" Kadın cinayetlerine son vereceğiz.

Değerli kadınlar, gençler ve dostlar; artık yeter. Bu çığlığı duymayan, kadınların mücadelesini görmezden gelen iktidar, yaptıklarının bedelini ödeyecek. Kadınlar artık örgütlü, kararlı ve yılmaz bir şekilde mücadele ediyor. Bu karanlığı aydınlatacağız. Kadın cinayetlerine son vereceğiz. Psikolojik, ekonomik, fiziksel ve dijital şiddetin her türlüsüne karşı duracağız. Kadınları susturan ve korkutan bu düzeni biz kadınlar değiştireceğiz. Bu ülkeyi aydınlatacak olan eşitlik, adalet ve kadın dayanışmamızdır. Kadınlar artık yalnız değil. Kadınlar korkmayacak. Kadınlar geri adım atmayacak. Kadınların çığlığını duymayanlar, kadınların gücünü ve kararlılığını görmeye mahkumdur. Çünkü biz kadınlar, bu karanlığı birlikte sona erdireceğiz. Bu ülkeyi eşitlik, özgürlük ve adaletle aydınlatacağız."

Kaynak:ANKA

Öne Çıkanlar