AYM 'dezenformasyon yasasını' görüşüyor: Gazeteciler 'Basın Nöbeti'nde

AYM 'dezenformasyon yasasını' görüşüyor: Gazeteciler 'Basın Nöbeti'nde
AYM, "dezenformasyon yasası" olarak bilinen, "halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma" suçuyla hapis cezası getiren madde için yapılan iptal başvurusunu esastan görüşüyor. Gazeteciler ise AYM önünde nöbete başladıAnayasa Mahkemesi...

AYM, "dezenformasyon yasası" olarak bilinen, "halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma" suçuyla hapis cezası getiren madde için yapılan iptal başvurusunu esastan görüşüyor. Gazeteciler ise AYM önünde nöbete başladı

Anayasa Mahkemesi (AYM), dezenformasyonla mücadele yasası olarak bilinen düzenlemeyle “Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” suçuna hapis cezası getiren maddenin iptali için CHP’nin yaptığı başvuruyu bugün esastan görüşüyor.

"Anayasa'ya aykırı"

Gazeteci Alican Uludağ'ın aktardığı bilgiye göre AYM raportörü, gazetecilerin tutuklanmasına neden olan "halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma" düzenlemesinin Anayasa'ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptali yönünde rapor hazırladı.

Raporun üyeler yönünden bağlayıcılığı bulunmuyor.

Tolga Şardan: Benden sonra da kimse de bu süreçleri yaşamasın

Basın meslek örgütleri de gazetecilerin keyfi olarak suçlanmasına, tutuklanmasına neden olan söz konusu maddenin iptali için AYM’nin karşısındaki alanda bugün “Sansüre ve tutuklamalara karşı basın nöbeti' başlattı. Söz konusu madde kapsamında tutuklandıktan 5 gün sonra tahliye edilen gazeteci, yazar Tolga Şardan da basın nöbetine destek verdi. Şardan, “Ben, yüce Mahkeme’nin sağ duyulu bir karar vereceğini ümit ediyorum. Bu vereceği sağ duyulu karar, sadece mesleğimiz açısından değil, toplumun ve ülkenin beklentisi açısından da bence çok önemli. Toplumun rahatlamaya ihtiyacı var; doğru bilgiye, doğru habere ihtiyacı var. Dolayısıyla gazetecilerin elini kısıtlamak, önünü kapatmak yerine -tırnak içinde söylüyorum- gazetecilik yapan gazetecilerin de önünün açılması gerektiğini düşünüyorum. Ümit ederim, mesleğimiz açısından, bu mesleği yapacak olan gelecek kuşakların daha rahat çalışması açısından iyi bir zemin olmasını diliyorum. Benden sonra da kimse de bu süreçleri yaşamasın" dedi.

Anayasa Mahkemesi (AYM), dezenformasyonla mücadele yasası olarak bilinen düzenlemeyle “Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” suçuna hapis cezası getiren maddenin iptali için CHP’nin yaptığı başvuruyu bugün görüşecek.

Basın Konseyi, ÇGD, Gazeteciler Cemiyeti, TGS, DİSK Basın-İş ve Haber Sen’den oluşan basın meslek örgütleri, gazetecilerin keyfi suçlanmasına ve tutuklanmasına neden olan söz konusu maddenin iptali için bugün Anayasa Mahkemesi’nin hemen karşısında bulunan alanda saat: 10:00 ile 14:00 arasında “sessiz protesto ve serbest kürsü” eylemi ve “Sansüre ve tutuklamalara karşı basın nöbeti' tutmaya başladı.

“MİT'in Cumhurbaşkanlığı'na sunduğu 'yargı raporu'nda neler var?” başlıklı yazısı nedeniyle geçtiğimiz günlerde İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın resen başlattığı soruşturma kapsamında tutuklanan ve beş gün tutuklu kaldıktan sonra tahliye edilen T24 yazarı, gazeteci Tolga Şardan da eyleme destek vermek için alana geldi.

"Toplumun doğru bilgiye, habere ihtiyacı var"

Şardan, burada yaptığı açıklamada şunları söyledi:

"Ben bu mesleğin kaderi olarak bu hadiseyi görüyorum. Kader mi aslında, o da tartışılır... Biz farklı süreçlerin maalesef altında kalan, ezilen bir meslek grubu olarak ya da gazeteciler olarak böyle süreçleri maalesef yaşıyoruz. Bugün de Anayasa Mahkemesi bu meşhur TCK'nın 217/A hükmünün iptal davası ile ilgili bir toplantı yapacak. Ben, yüce mahkemenin sağ duyulu bir karar vereceğini ümit ediyorum. Bu vereceği sağ duyulu karar, sadece mesleğimiz açısından değil, toplumun ve ülkenin beklentisi açısından da bence çok önemli. Toplumun rahatlamaya ihtiyacı var; doğru bilgiye, doğru habere ihtiyacı var. Dolayısıyla gazetecilerin elini kısıtlamak, önünü kapatmak yerine -tırnak içinde söylüyorum- gazetecilik yapan gazetecilerin de önünün açılması gerektiğini düşünüyorum.

Bu yasa Meclis'ten geçen yıl geçerken daha çok sosyal medyadaki sahte hesaplar ve bot hesaplarla mücadele olarak açıklanmıştı fakat bugün geldiğimiz noktada sadece ben değil, benimle aynı gün gözaltına alınıp serbest bırakılan meslektaşlarımız da vardı. Sahada gerçek gazetecilik için çalışan insanları da kapsadığını görüyoruz. Dolayısıyla bunun bir an önce çözüme kavuşması lazım hem üllkemiz adına hem mesleğimiz adına. Ben tutuklandıktan sonra pek çok meslektaşımızın, sizlerin benim arkamda olduğunu gördüm; çok mutlu oldum. Ben belki bu konuda sembol oldum ama bu benim çok tercih ettiğim bir şey değildi açıkçası. Süreç böyle gelişti. Şimdi bu sürecin nihayetinde bugün bir karar çıkar mı, yüce mahkeme karar verir mi açıkçası onu bilemiyorum. Hukukçular bu işi değerlendirecekler. Benim içeriden aldığım ilk bilgi, raportörünün bu konuda biraz daha iyimser olduğu şeklinde ama içeride ne şekilde bir düzenleme olacak onu bilemiyorum. Ümit ederim, mesleğimiz açısından, bu mesleği yapacak olan gelecek kuşakların daha rahat çalışması açısından iyi bir zemin olmasını diliyorum. Benden sonra da kimse de bu süreçleri yaşamasın."

Özel'den gazetecilere destek

CHP Genel Başkanı Özgür Özel AYM önündeki nöbette gelerek gazetecilere destek verdi. Özel burada yaptığı açıklamada “Hepimiz biliyoruz ki bu bir sansür yasasıdır. Seçim yaşadık CHP’ye terör örgütü iş birliği yaftası vurdular bu yasa buna engel olmadı Tolga Şardan hapsi boyladı. AYM’ye alacağı karlarla illiği bir şey söylemeye gerek yok” ifadelerini kullandı.

Özel’İn açıklamaları şöyle:

“AYM’nin vatandaşın bilgi alma özgürlüğünü koruyacak adımı atacağına inanıyoruz. Bundan sonraki süreçle ilgili AYM’nin bu tip toplumsal önemi yüksek olan konuları çok daha hızlı gündemine alması gerekmektedir. Bununla ilgili bir yasal düzenleme ihtiyacı varsa bu konuyu AYM üyelerinden dinlemeye ve buna destek vermeye hazırız. Bu görüşme olmasa gazeteci Tolga Şardan hala hapiste olabilirdi. AYM'nin En iyi kararı en doğru kararı verileceğine inanıyorum. Tam tersi karar ihtimalini burada tartışmanın şu aşamada yanlış olduğunu düşünüyorum. Öyle bir şey olursa Türkiye’yi dünyada zora sokarlar. Aksi durum her şeyi bozar. Basın özgürlüğünü olmadığı bir ülkeye ne yabancı sermaye gelişi ne e güven endeksi artar. Aksini düşünmüyoruz”