Bahçeli’den sonra şimdi de bu: Mehmet Uçum’un yazısı akıllara İmamoğlu’nu getirdi
Gazete Pencere- Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ve Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu Başkanvekili Mehmet Uçum sosyal medya hesabında yayınladığı yazısıyla dikkat çekti.
Mehmet Uçum’un "Demokrasi Hukukuna Geçiş!" başlıklı yazısında demokrasinin siyasi teoriden çok hukuk teorisi olduğunun altı çizildi.
Demokrasinin sadece siyasal alana ait bir olgu olmadığını kaydeden Uçum, demokrasinin tamamen bir hukuk sistemi olduğunu belirtti.
Yazısının devamında demokrasi hukukunun başlangıç için temel ilkelerini yazan Uçum, CHP’nin Silivri’de tutuklu bulunan Cumhurbaşkanı adayı ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu operasyonunda yapılanların tersi maddelerini sıraladı. Uçum'un sıraladığı ilkeler şu şekilde oldu:
-Genel ve eşit oy.
-Seçenek çokluğu ve seçme serbestisi.
-Seçmen iradesine üstünlük.
-Halka ve seçtiklerine güven.
-Halkın yönetime katılması.
-Halkın oy verme dışında da asil yetkileri kullanması.
-Doğrudan ve dolaylı demokratik meşruiyet.
-Halkın iradesine dayanan çözüm.
-Milli birikimi koruyarak değişim.
-Fonksiyonel kuvvetler ayrılığı.
-Kuvvetlerin ölçüsüz ve kötüye kullanımına karşı alınan tedbirler ve yaptırımlar.
16 milyon yurttaşın belediye başkanı ve 15.5 milyon yurttaşın oy kullanarak Cumhurbaşkanı adayı seçtiği İmamoğlu'nun tutuklu yargılanmasının 1. ayında kaleme alınan yazının devamında ise yukarıda sayılan maddelerin uygulanması halinde "pozitif hukuk mümkün" olacağını ifade eden Uçum, yazısının devamını şu şekilde getirdi:
Tüm bu ilkelere uygun pozitif hukuk mümkündür, diğer deyişle tüm bu ilkeler normatif olarak ifade edilebilir. Bu norm sistemi demokrasi hukukunun ‘pozitif hukuk’ yönünü oluşturur. Bu
ilkeler aynı zamanda demokrasi hukukunun ‘politik hukuk’ yaklaşımının esaslarıdır.
Bugün bu ilkesel çerçevede demokrasi hukukuna geçişin yaşandığı bir aşamadayız. Demokrasi artık demokrasi hukuku ve bir hukuk düzeni olarak ele alınmalıdır. Demokrasi, hukuk olmaksızın veya sadece hukuk desteğiyle çalışamaz, işleyemez ve sürdürülemez. Demokrasi bundan sonra ancak demokrasi hukuku olarak hayata geçebilir.
Demokrasi hukukuyla konuya yaklaşılması durumunda yaşam tarzına veya inanca yahut değerlere göre demokrat olup olmama ayrımı yapılamaz. Demokratlığın tek ölçütü demokrasi hukukuna bağlılıktır.
Konuya salt batıcı ve seküler değerler gözlüğüyle değil de demokrasi hukuku açısından bakılırsa; insanlığa ait inanç sistemlerinden, tarihsel ve güncel gelenekler ile değerlerden demokrasi hukuku için kaynak olabilecek zengin bir kural seti çıkarılabilir. Kısaca demokrasi konusunda batının ve batıcılığın bir tekeli yoktur. Elbette batı müktesebatının demokrasiye bir katkısı vardır ancak batıcılık demokrasinin tek kurucu veya belirleyici unsuru değildir.
Batıda demokrasi krizlerinin yaşanmasına ve modernist faşizmin yükselişine karşın batı dışı bir çok yerde demokrasiye yönelimin artması ancak bu çerçevede anlaşılabilir.
Demokrasi hukukunun gelişmesinde Türkiye’nin rolünün önemli olacağı öngörülebilir.
Somut duruma bakıldığında;
demokratik meşruiyetin hem sistemsel olarak hem de seçim sonuçları bakımından yüksek seviyesi,
halkın seçtiklerine güven ilkesinin sistemin esasını belirlemesi,
güçlü bir demokratik seçim hukukunun olması
Türkiye’nin demokrasi hukukunu geliştirmek konusunda öncü ülkelerden olabileceğine işarettir.
Tartışmaya demokrasiyi koruma ihtiyacıyla devam edeceğiz.”
Bahçeli’nin İmamoğlu açıklaması
MHP lideri Devlet Bahçeli 14 Nisan’da herkesi ters köşeye düşüren bir çıkış yapmıştı. Bahçeli’nin turpun büyüğünü CHP’nin “kaos peşinde” olduğu yolunda paragraflar dolusu suçlamalar arasına yerleştirdiği görülüyordu.
Bahçeli’nin açıklamasından sonra “Ekrem İmamoğlu’nun dosyasının bugüne kadar medyaya yansıyan delillere göre boş olduğu mesajını taşıyor” yorumları geldi.
Bahçeli’nin o kritik iki cümlesi şunlardı:
• “İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ni saran hırsızlık, rüşvet ve yolsuzluk iddialarından dolayı Silivri Cezaevi’nde bulunan zanlı Ekrem İmamoğlu’yla ilgili mahkeme süreçlerinin ivedilikle görüşülüp karara bağlanması gerekmektedir.
• “Tanık ifadeleri, sarih ve sahici delillerle birlikte diğer sair bilgi, belge ve bulguların dava dosyasına eksiksiz ilavesinin yapılması suretiyle kovuşturma etapları tamamlanmalı, şayet zanlı Ekrem İmamoğlu suçsuzsa beratı, değilse tecziyesi maşeri vicdana muvafık halde mutlaka ve olabilecek en kısa sürede temin edilmelidir.”
“Zaman ayarlı” ifadesi “ivedilikle” ifadesi nedeniyledir; MHP lideri zamana karşı, yani dinamik bir durumdan söz ediyor.
Cümlelerdeki iki ifade ise AK Partiye iki dostça uyarı niteliğinde.
Birincisi “sarih ve sahici deliller” ifadesi, diğeri de “suçsuzsa beratı” şartı…
Kaynak:Haber Merkezi